Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Bu çocukları hangi hocalar yetiştirdi?

Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) 100 bin 271 aday sıfır almış.

Bir diğer deyişle söz konusu adaylar yıllarca okudukları Türkçe, matematik, geometri, fizik, kimya, biyoloji, kimya, tarih, coğrafya, felsefe, din bilgisi ve yabancı dil derslerinde hiçbir şey öğrenememişler.

Bu vahim sonuç karşısında 16-17 yaşlarındaki çocukları suçlamak haksızlık olur.

Eleştirilerin hedefine onların hocalarını ve okudukları okulların yönetimlerini koymak gerekir.

O hocalar yeterli bilgiye sahip değiller mi?

Sahiplerse verdikleri dersleri iyi anlatamıyorlar mı?

Anlatıyorlarsa çocukların dinlemesini sağlayamıyorlar mı?

Yaptıkları sözlü ve yazılı sınavlarda bazı çocukların hiçbir şey öğrenmediğini saptayamadılar mı?

Saptadılarsa buna çözüm bulmaya çalışmadılar mı?

Okul yönetimleri sınıflarda neler olup bittiğinin, hocaların doğru düzgün ders verip vermediğinin farkında değiller mi?

Millî Eğitim Bakanlığı konuya ciddiyetle eğilmeli, 100 bini aşkın çocuğun böylesine önemli bir sınavda tel tel dökülmesinin nedenlerini tüm yönleriyle araştırmalıdır.

Tabii konunun bir başka boyutu da şu:

Sınavda olağanüstü başarı gösteren öğrenciler de var.

Onları ve eğitimlerine katkı sağlayan hocalarını ve okul yöneticilerini de yürekten kutlamak gerekiyor.

Millî Eğitim Bakanlığı başarısız öğrenci yetiştiren hocaları ve okulları sorgularken parlak öğrenci yetiştiren hocalar ve okullarını da hiç olmazsa birer teşekkür plaketiyle ödüllendirmelidir.

Söz YKS’den açılmışken dikkatimi çeken bir şeyi daha yazmak istiyorum.

Bu yıl YKS sınavına girmek için 3 milyon 527 bin aday başvurmuş. Ancak sınava bu adaylardan 2 milyon 995 bini girerken 532 bin 44’ü girmemiş.

Çocukların hayatlarına yön verecek bir sınava ilgisizlikleri neden kaynaklanıyor?

Bunun altında ekonomik sorunlar mı yoksa başka nedenler mi yatıyor?

Millî Eğitim Bakanlığı bunu da araştırsa iyi olur.

TERCİH SORUNU

Önümüzdeki yıllarda hangi alanlarda ne kadar üniversite mezunu iş gücüne ihtiyacımız olduğunu devlet kurumlarının tek tek belirleyip açıklaması gerekir.

Bu yapılmadığı için 27 Temmuz-8 Ağustos tarihleri arasında üniversite tercihlerini yapacak olanlar belki de mezuniyetlerinde iş bulmakta çok zorlanacakları bölümlere kayıt yaptırıp yıllarını boşu boşuna harcayacaklar.

Örneğin Türkiye’de şu anda onlarca yıl ihtiyacı karşılayacak kadar hukuk fakültesi mezunu var. Onlara her yıl yeni mezunlar ekleniyor. Ama 84 hukuk fakültesi yine binlerce öğrenci alacak.

Aynı şekilde belki 20-30 yıl ülkenin iletişim fakülteleri mezunlarına da ihtiyacı olmayacak. Buna karşın bu fakülteler de önümüzdeki aylarda binlerce yeni öğrencinin kayıtlarını yapacak.

Üniversitelerin Hindoloji, antropoloji, arkeoloji, hungaroloji gibi bölümlerine girenlerin mezun olduklarında iş bulma şansları da herhalde son derece sınırlı olacak.

Örnekler çoğaltılabilir.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçtiğimiz günlerde israf genelgesi yayımladı, kamu kurumlarından tüm harcamalarında azami dikkati göstermelerini istedi.

Sayın Bakana sormak isterim:

Ülkenin ihtiyacı olmayan alanlarda eğitim verilip eleman yetiştirilmesi de büyük bir israf değil midir?

Şayet israfsa buna çözüm bulmak düşünülmüyor mu?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları