Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Boğulmaları önlemek için...

Havaların ısınmasıyla birlikte deniz, göl, baraj, havuz, nehir ve derede boğulma olayları arttı.

Bakın, sadece 18 Temmuz tarihinde medyaya yansıyan bazı boğulma olayları şunlardı:

-Amasya'da aynı aileden 5 kişi girdikleri barajda boğularak hayatlarını kaybetti.

-Kocaeli-Kandıra'da denize giren ve dalgalarla açığa sürüklenen Fatih Kırcı boğuldu.

-Trabzon Kaleköy Plajı'nda yüzen Ali Salih Baytar bir süre sonra çırpınmaya başladı. Çevreden yetişenlerce kıyıya çıkarılıp hastaneye kaldırılan Baytar'ı kurtarma çabaları sonuçsuz kaldı.

-Şanlıurfa-Eyyübiye'de DSİ'nin su kanalına giren Zeyit Yüksel akıntıya kapıldı. Olay yerine gelen kurtarma ekipleri sudan çıkardıkları Yüksel'in hayatını kaybettiğini belirledi.

-Samsun-Ayvacık'ta denize giren İlayda Koç bir süre sonra gözden kayboldu. Dalgıç ekiplerin sudan çıkardığı Koç hastaneye kaldırıldı ama kurtarılamadı.

-Ankara-Çubuk'ta Karakaya Göleti'ne giren Fevzi Özbek bir süre sonra gözden kayboldu. Gelen ekiplerce bulunan Özbek sağlık ekiplerinin müdahalesine karşın hayata döndürülemedi.

*

Yani sorun sanıldığından daha büyük.

Akdeniz Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, ülkemizde her yaz ortalama 750 kişinin suda boğularak öldüğünü ortaya koyuyor.

*

Peki, ne yapılabilir, soruna nasıl bir çözüm bulunabilir?

Suda boğulmaların birinci nedeni yüzme bilmeden suya girmek olduğuna göre insanlarımıza okul sıralarından başlayarak yüzme öğretmek gerekiyor.

Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'na düşen görev yüzmeyi ders programına koymasıdır.

Belediyeler ise yetki bölgelerinde mutlaka ihtiyacı karşılayacak kadar yüzme havuzu yaptırmalıdır.  

 

+++

 

GERİ GÖNDERMEK MÜMKÜN MÜ?

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında Suriyeli mültecileri iki yıl içinde ülkelerine göndereceklerini söyledi.

Peki, bu mümkün olabilir mi?

Türkiye'de yaşayan yaklaşık 4 milyon Suriyeliyle ilgili en kapsamlı saha çalışmasını yapan Prof. Dr. Murat Erdoğan'ın hazırladığı raporu özetlersek bu soruya daha sağlıklı bir yanıt verilebilir:

-2017 yılında yapılan araştırmada, Suriyelilerin sadece yüzde 16.7'si "Hiçbir şekilde Suriye"ye dönmem" diyordu. Bu oran son yıllarda yüzde 51.8'e çıktı.

- Suriyelilerin kendi ülkelerinden umutlarını kestikleri çok net biçimde görülüyor. Türkiye'de kendileri için iyi bir gelecek öngörüsü yoğun biçimde var.

-Her geçen gün çifte vatandaşlık isteyenlerin oranı düşüyor, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı istiyorlar.

- Türk toplumu kendisine sorulduğunda Suriyeli mültecilerden çok şikayet ediyor, onları ülkenin en önemli üç sorunundan biri olarak görüyor ama bunu aktive etmiyor, yani pasif bir direniş var.

- Suriyeliler ülkemizde kendi sosyolojik gettolarını oluşturdular. Bu durum onları rahatlatıyor.

- Suriye'den gelenlerin ülkemizde 600 bin bebeği oldu. Buna her geçen yıl yaklaşık 100 bin bebek daha ekleniyor.

- 680 bin Suriyeli çocuk Türk okullarına gidiyor, Türkçe öğreniyor. 400 bin çocuk eğitim hayatı dışında bulunuyor.

- Göçle bir ülkeye gidenlerin geri dönüşleri her zaman için sınırlı oluyor. Almanya'ya giden Türklerin rahatlıkla dönebilecekleri bir ülkeleri vardı ama onlar bile aradan 60 yıl geçmesine karşın dönmediler.

+

Evet, söz konusu rapor ışığında yukarıdaki soru şöyle yanıtlanabilir:

Suriyelileri göndermek kolay olacağa benzemiyor.

Şu aşamada yapılacak en doğru şey, Suriye'den yeni göç dalgalarını önlemek ve ülkemizdeki Suriyelilerin toplumumuza uyumu konusunda daha fazla çaba harcamak gibi görünüyor.

Tabii, son günlerde Afganistan'dan kaçarak ülkemize gelmek isteyenleri de mutlaka durdurmak gerekiyor.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları