Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Birinciliğin 15 nedeni

Avrupa Konseyi'nin yayımladığı "2020 Yılı Ceza İstatistikleri Raporu"na göre, 100 bin kişiye düşen tutuklu ve hükümlü sayısı bakımından 47 konsey üyesi arasında Türkiye birinciymiş.

Cezaevlerimizde 297 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyormuş.

*

Bu gerçekten kaygı verici birinciliğin bence 15 nedeni var.

1- Son yarım yüzyılda köyden kente büyük bir göç yaşadık. Köydeki sıkı aile bağlarından kopup kente gelenler kendilerine yeni bir kültür yaratamadılar, hayatın hızlı akışına kapıldılar, ayakta kalma mücadelesi içinde etik değerleri unuttular.

2- İşsizlik ülke için her zaman büyük sorun oldu. Bugün de 10 milyona yakın işsizimiz var. Bu kişilerin bir bölümü suça yönelmekten başka çıkış yolu bulamıyor.

3-Türkiye diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak yıllardır terör sorunuyla boğuşuyor. Bunun sonucu teröre karışan binlerce kişi yakalandı. Nitekim halen cezaevlerinde 30 bine yakın terör suçlusu yatıyor.

4-Açılan davaların yıllarca sürmesi adalet arayan insanları yeni arayışlara yöneltiyor. Örneğin, çek ve senedi karşılıksız çıkan biri mahkemeye giderse yıllarca sonuç alamayacağını biliyor, işini mafya gibi yasa dışı örgütler aracılığıyla kısa sürede çözmeye çalışıyor.

5- Sık sık çıkarılan aflar, suç işleme potansiyelindeki kişileri "Yakalansam bile birkaç yıl hapis yatar çıkarım" anlayışına itip cesaretlendiriyor.

6- Tutuklu ve hükümlülere özgür kaldıklarında hayatlarını devam ettirebilecekleri geçerli bir meslek kazandırılamıyor. Cezaevlerinden çıkanlar kaderleriyle baş başa kalıyor ve çoğu kez yeniden suça yöneliyor.  

7- Bireysel silahlanma had safhaya ulaştı. Çeşitli araştırmalar 25 milyon kişinin ruhsatsız silah taşıdığını ortaya koyuyor. Bu silahlardan bir kısmı en küçük bir tartışmada ateşleniyor.

8- Ruhsal hastalığı olanların zamanında saptanması ve tedavi altına alınması bir türlü sağlanamıyor. Kişilerin derin ruhsal sorunlar içinde oldukları ancak suça karıştıklarında ortaya çıkıyor.

9- Uyuşturucu kaçakçılığı ve kullanımını önleme çalışmaları yetersiz kalıyor. Birçok insan ya uyuşturucu bulmak için ya da uyuşturucunun etkisiyle suç işliyor.

10- Eğitim sistemi öğrencilere bazı bilgileri ezberletmeye dayanıyor, insan hayatının önemi, etik değerlerin anlamı üzerinde pek durulmuyor. Bazı sınavlarda başarıya ulaşmak iyi eğitim almanın esası kabul ediliyor.

11- Medya işlenen suçları ayrıntılı biçimde anlatırken suçun nedenleri üzerine neredeyse hiç eğilmiyor. Okuyucu ve seyircinin her gün sayısız cinayet, darp, gasp, hırsızlık, dolandırıcılık gibi olaylarla karşılaşması suçu sıradanlaştırıyor, adeta normalleştiriyor.

12- Televizyon dizilerinde sigara içmek yasak ama fiziksel ve psikolojik şiddet kol geziyor. Silahların çekilmediği, insanların vurulmadığı, mafyanın mesai yapmadığı diziler azınlıkta kalıyor. Dahası bazı dizilerde suç işlemek makul bir çözüm aracı olarak gösteriliyor.

13- Başta Suriye olmak üzere çeşitli ülkelerden gelen yaklaşık 4 milyon mültecinin barınma, beslenme, istihdam, sağlık, eğitim gibi gereksinimlerinin karşılanmasında zorlanılıyor. Bunun sonucu söz konusu kişiler arasında suç işleyenlerin sayısı hızla artıyor.  

14- Kapitalist sistemin öğretisi hayatımıza hükmediyor, daha fazla kazanmak, daha güçlü olmak temel felsefe haline geliyor. Toplumsal değerlere, kurallara, yasalara uymak ikinci planda kalıyor. 

15- Siyasi hayat çoğu kez nezaket ve zarafet çerçevesinde ilerlemiyor, sert atışmalar, hakaretler birbirini izliyor. Bir diğer deyişle siyaset adamlarımız topluma rol model olamıyor, ülkede saygıya, hakka, hukuka dayalı bir iklim yaratılmasına hizmet edemiyor.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları