Dünyanın bir numaralı sorunu, Koronavirüs salgını ya da iklim değişikliği değil ABD'dir.

Vietnam'dan Irak'a, Libya'dan Suriye'ye elini attığı her yere acı, kan ve gözyaşı götürdü.

İşte son olarak Afganistan'da gördük.

20 yıldır kontrolü altında tuttuğu ülkeyi harabeye çevirdikten sonra kaçtı.

Dünyada savaşların bitmesi, acıların dinmesi isteniyorsa; uluslararası bir çabayla ABD'nin dizginlenmesi, yeni maceralara atılmasının engellenmesi gerekir.

++

NEDEN BU KADAR KORKUYORLAR?

Uçakların tekerleklerine, kanatlarına sarılarak ülkeden ayrılmak isteyecek kadar Taliban'dan korkulmasının nedeni nedir?

Bu sorunun yanıtını BBC'nin bir haberinde buldum.

Taliban, bundan önceki iktidar döneminde bakın neler yapmış:

- Sakalı "yeterince uzun olmayan" erkekler hapse atılıyordu.

- Hırsızlık yapanların elleri kesiliyordu.

- Müzik dinlemek, televizyon izlemek yasaklanmıştı.

- Farklı fikirdeki insanlar ile dini azınlık mensuplarına yönelik cezalar baş keserek öldürmeye kadar varıyordu.

- 10 yaşından büyük kızların eğitim hakkı yoktu.

- Kadınlar, vücutlarının hiçbir yeri görünmeyecek şekilde burka giymek zorunda bırakılmıştı. 

- "Meşru sayılmayan" bir erkekle konuştuğu anlaşılan kadınlar taşlama, kırbaç gibi cezalara çarptırılıyordu.

++

GÖÇLERİ ÖNLEMENİN YOLU

Yoksul ve kargaşa içinde bulunan ülkelerden gelişmiş ülkelere göçü durdurmanın tek yolu var:

İnsanları doğdukları topraklarda mutlu yaşatmak.

Bunun dışındaki her girişim iflas etmeye mahkûmdur.

Ne kadar güvenlik önlemi alırsanız alın, çaresiz insanların kendilerini kurtarma çabalarını ancak bir noktaya kadar önleyebilirsiniz.

*

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, ABD'nin Afganistan'da 20 yıl boyunca 2 trilyon 100 milyar dolar para harcadığını söyledi.

Bu paranın büyük bölümü muhtemelen silaha, bombaya, mühimmata ve asker maaşlarına gitti.

ABD bunu yapacağına, Afganistan'da gerçek bir demokrasinin kurulmasına, sağlıklı bir ekonominin gelişmesine, çağdaş bir eğitim sisteminin oluşmasına katkıda bulunsa bugün ülkeyi kaçar gibi terk etmek zorunda kalmaz, tam aksine sevgi gösterileriyle uğurlanırdı. Ve milyonlarca Afganlı da tüm sınır kapıları sonuna kadar açılsa bile  ülkelerinden ayrılmak istemezdi. 

++

MÜLLER'İN ÖLÜMÜ

Bir döneme damga vurmuş efsane futbolcu Gerd Müler 75 yaşında öldü.

60'lı yaşlarından itibaren Alzheimer hastalığıyla mücadele ediyormuş.

Alman basını konuyu deşti mi bilmiyorum ama çocukluğundan itibaren spor yapmış, son derece sağlıklı bedene sahip birinin Avrupa için çok erken bir yaşta ciddi bir nörolojik hastalığa yakalanması ve sonuçta ölmesi benim aklıma takıldı.

*

Bir frikik atışı sırasında topun ortalama hızı 70 kilometreyi buluyormuş. Böyle bir hızla rakip oyuncunun başına çarpan topun onda yaratacağı beyin sarsıntısını düşünebiliyor musunuz?

Yine her maçta rastlıyoruz. Futbolcular özellikle korner atışından gelen topu kapmak için çoğu kez kafa kafaya fena halde çarpışıyorlar. Bu çarpışmaların da beyin sağlığını olumsuz etkilemesi kaçınılmaz.

Dilerim ki, Müller'in yıllarca pençeleştiği hastalık ve ölümü futbol üzerinde bizleri yeniden düşünmeye iter.

Futbol; endüstri ürünü olmadığı, insanca oynandığı takdirde güzel bir oyun olur ancak.