Yıllarca yan yana çalıştığım değerli bir gazeteci dostumdu Saruhan Uğuroğlu.
Sessizce ayrıldı aramızdan.
Sevgili ağabeyi Orhan Uğuroğlu'nun girişken yapısının aksine son derece içe dönük bir hayat sürdü.
Günaydın ve Ulus gazetelerinin eski teknolojiyle hazırlanan günlerinde, zamana karşı yarışan teknik servisin "sakin güç"üydü.
Oflayıp puflamadan özveriyle sürdürürdü işini.
Serviste sık sık yaşanan kavgalara hiç girmediği gibi hemen her defasında kavga eden taraflara deyim yerindeyse "itidal çağrısı" yapardı.
Şişman bedenine karşın gerçekten çok ince bir ruhu vardı.
Hayata adeta filozofça bir derinlik, dervişçe bir hoşgörüyle yaklaşıyordu.
Gülümsemenin eksik olmadığı yüzü sadece Fenerbahçe'nin maç kaybettiği günlerde asılırdı.
Bu huyunu bildiğimizden, "Fenerbahçe bu yıl küme düşer ama önümüzdeki yıl bir-iki iyi transfer yaparak yeniden çıkar" diye kızdırmaya çalışırdık onu.
Patronumuzun ekonomik sıkıntıya düşüp maaş ödeyemez olduğu günlerde pek çok kişi pimi çekilmiş bomba gibi dolaşırken o yine genel tavrından hiç taviz vermedi, "Bu da geçer yahu" anlayışıyla izledi olup-biteni.
Ünlü Deneme Lisesi'nin "ağır başlı" öğrencisiydi.
Uzun yıllar oturduğu Bahçelievler'de yaşlılar için "Yardımsever efendi delikanlı", çocuklar için ise "Saru Abi'ydi.
Sevgili annesi ve teyzesine yıllarca özenle baktığını da ifade etmeliyim.
1990'lı yıllarda yollarımız ayrıldı. Farklı yayın organlarında sürdürdük hayat mücadelemizi.
O, HBB Televizyonu'nda Haber Müdürü oldu. Bugün ülkemizin önemli gazetecileri arasında yer alan Nermin Yurteri, Abdülkadir Selvi, İsmail Dükel, Halil Nebiler, Türkan Buğdaycı Al, Nurettin Şimşek ve Akif Bülbül'ün yetişmelerinde rol oynadı.
Bir süre de Star TV ve Kanal A'da çalıştığını hatırlıyorum.
Ara sıra karşılaştığımızda kahkahalar arasında eski günleri anardık.
Son yıllarda ise ne yüz yüze gelebildik ne de telefonla konuşabildik.
Şimdi, bu ihmalkârlığımın derin sızısı var içimde.
Allah rahmet eylesin, durağı cennet olsun.
KAMU SPOTU YAPILMALI
Habertürk TV'de izledim haberi.
Rize'de yaşlı bir adam mezarlıkta şöyle konuşuyordu:
"8 akrabam burada yatıyor. Ardı ardına öldüler. Hiçbiri korona aşısı yaptırmamıştı.
Biz ailenin geri kalan 25 ferdi hemen Sağlık Müdürlüğü'ne başvurup aşılarımızı olduk.
Şu ana kadar aşı olanlardan hayatını kaybeden kimse olmadı.
Biz de öleceğiz diye mezarlarımızı bile kazdırmıştık. Şimdi onlar boş duruyor.
Herkese tavsiyem, aşılarını vakit geçirmeden yaptırmalarıdır."
Bana kalırsa, Sağlık Bakanlığı bu haberi kamu spotu olarak tüm televizyon kanallarında tekrar tekrar yayınlatmalı.
Aşıya teşvik için bundan daha çarpıcı bir şey bulunamaz.
UZAKLAŞTIRMA KARARI
-Hakkında uzaklaştırma kararı aldıran eski eşini sokakta darp etti.
-Uzaklaştırma kararına kızdı, eski sevgilisinin evini bastı.
-Uzaklaştırma kararını dinlemedi, karısına kurşun yağdırdı.
-Üç defa uzaklaştırma kararı aldıran kadın yine de vuruldu.
Bu tür haberlerle hemen her gün karşılaşıyoruz medyada.
Öyle anlaşılıyor ki, mahkemelerin verdiği uzaklaştırma kararları pek işe yaramıyor, tam aksine erkekleri daha saldırgan yapıyor.
Kadına şiddeti önlemek için galiba yeniden düşünmek, başka önlemler almak gerekiyor.
