Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
M. Ferruh Özmutaf

M. Ferruh Özmutaf

Yazar

‘Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete’

Başımızın ağrısı Dolar’ın kuru, bu yazı kaleme alındığı saatlerde en yüksek 4.9282 Türk Lirası seviyesini görürken, şu sıralarda 4.81 Türk Lirası’ndan hareket ediyordu. Euro kuru ise 5.7686 Türk Lirası seviyesini gördü. Yani bizim anlayacağımız; Dolar 5 Türk Lirası’na, Euro ise 6 Türk Lirası’na doğru koşar adım gidiyor.

Ekonomistler, Dolar’ın 5 Türk Lirası’na doğru hızla gitmesini çeşitli şekilde yorumluyorlar.

Ekonomistlere göre; Türk Lirası, Dolar’ın küresel dünyada giderek değer kazanması, ABD’de faizlerin yüzde 3’ün üzerine çıkması, petrol fiyatlarındaki aşırı yükseliş ve kredi değerlendirme kuruluşlarının açıklamasıyla değer kaybederken; Dolar gittikçe yükseliyor. Bu da pekçok ürünü yurt dışından Dolar’la ithal eden Türkiye için de felaket senaryolarını bir hayli arttırıyor.

***

Dövizdeki bu çılgın yükseliş, Tahtakale’de bulunan “ayaklı borsa” ya da yansımakta gecikmedi. Kapalıçarşı’ya açılan Altıncılar Sokak’taki dövizcilerde kurların yükselmesiyle birlikte tedirginlik de yaşanıyor. Tahtakalede bazı döviz büroları alım-satımı durdurdu bile.

Birkaç ay önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Döviz meselesi çıkardılar Dolar şöyle oldu böyle oldu. Yastığının altında Dolar’ı olanlar gelsin parasını altına dönüştürsün. Gelsin parasını TL’ye dönüştürsün. Bu adımı attığımız sürece birilerinin oyunu da bozulacaktır” demişti. Ancak bu çağrı da Dolar’ın yükselmesini bir türlü önleyemedi.

Çünki ekonomide, kendine özgü (spesifik) tedbirler almak gerekiyor.

***

Yazımızın başında, Dolar için “başımızın ağrısı” sözlerini kullandık. Onlarca yıldır, Dünya ekonomisine hakim bazı güçler; Türk ekonomisini sıfırlamak, beynelmilel faiz lobisinin eline düşürmek için uğraşır durur. Amaçları, Türkiye’yi tam anlamıyla etkisizleştirmek, kımıldayamaz hale getirmek, federasyon dahil ne derlerse dayatmaları kabul etmeye zorlamaktır.

Türkiye’deki tarihi seyrine bir göz attığımızda Lira’nın nereden nereye geldiğini, üstünde nasıl siyasi oyunlar oynandığını görmemiz mümkündür:

Cumhuriyetin ilanından sonra 12 Ocak 1926’da çıkarılan bir kanunla, piyasada kullanılan Osmanlı paralarının yerine yeni kağıt para bastırılmasına karar verildi. Ve bugüne kadar 8 emisyon grubunda 23 farklı değerde, 120 çeşit banknot tedavüle girdi.

***

İlk kağıt paramız, 1927 yılında Londra’da bastırıldı. Üzerilerinde Atatürk, Bozkurt gibi sembollerin basılı bulunduğu 1, 5, 10, 100, 500 ve 1000 TL’den oluşan bu kağıt paralar, aynı yıl Osmanlı paraları ile değiştirilmeye başlandı. Cumhuriyet döneminde bastırılan paraların üzerinde ki Latin harfleri ise 1937 yılından itibaren kullanılmaya başlandı. Bu paralar İngilizler tarafından basıldı, 1939 yılına kadar da tedavülde kaldı. Ayrıca 1937-1939 yılları arasında 50 kuruş ilk defa kağıt para olarak basıldı.

1944 yılında ikinci nesil kağıt paralarımız bu kez hem İngilizler hem de Almanlar tarafından basıldı. Bu dönem İsmet İnönü devri olduğu için paraların üzerinde İsmet İnönü resimleri vardı. En küçük banknot 50 kuruş, en büyüğü ise yine 1000 Türk Lirası.

50 kuruşun bile banknot olarak basıldığı bu yıllarda, sıkı durun bir Amerikan Doları 77 kuruş seviyesindeydi.

***

1980’li yıllar Türkiye’de liberal ekonominin mimarı Turgut Özal’ın dönemiydi. Bu dönemde 1000 Türk Lirasının 50 yıllık “en büyük para” saltanatına elveda deniliyordu. Artık 10 liraların yerini 10 bin liralıklar 20 liranın yerini 20 bin liralıklar almıştı.

1989 yılında en büyük para olan 20   bin lira da yetersiz kaldı. O da liderliğini       50 bin liralık banknota bırakmak zorunda kalıyordu.

Daha sıradaki 250 binlikler, 500 binlikler geliyordu. 500 binliğin piyasada görünmesiyle Türk ekonomisiyle adeta “var mısın, yok musun?” oyunu oynanıyordu. 1995 yılında 500 bin Türk Lirasının da liderliği bitti ve yerine 1 milyon Türk Lirası basıldı. Dolar hızla yükselirken, Türk Lirası, adeta İkinci Dünya Savaşı’ndaki İtalyan Lireti’ne dönmüştü.

***

2005 yılında Türk Lirası’ndan 6 sıfır atılmaya karar verildi. Böylece milli paramız, İtalyan Lireti’nin gölgesinden kurtulacaktı. Sıfırlar atıldı: 1 Türk Lirası, 1 Amerikan Doları’na eşitlendi. Bu olayı Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle hatırlatıyordu: “Hatırlayın paramızda sıfırlar vardı değil mi? Tuvalete gittiğimiz zaman kaça gidiyorduk? 1 milyon liraya. Hatırlayın, ne günlerdi o günler ya. N’oldu, biz geldik, dedik bu altı sıfırı bir atın bakalım. Altı tane sıfırı attık, 1 milyonluk tuvalet 1 liraya düştü. Bugünleri gördük mü. Mesele bu, iş bilenin kılıç kuşananındır.”

Evet tuvalete 1 milyon liraya girdiğimiz günler geride kaldı. Ancak dolar böyle yükselirse tuvaleti bile zor bulacağız gibime geliyor. Neyse siz yine de 24 Haziran’a kadar dişinizi sıkın bakalım. 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları