Beşiktaş'a yine 3'lük attılar: Zafer Arapkirli yazdı...

BEŞİKTAŞ’A YİNE 3’LÜK ATTILAR…

İnönü’de en son maça geldiğimizde “Yumruk Arası”ndan sonraki ilk maçtı.

Bu kez de “Suudi Krizi Arası” sonrası ilk maça çıkıyor Beşiktaş.

Başka ülke var mıdır, liglerine böyle abuk sabuk nedenlerle aralar veren?

Herkes çıkıp topunu oynuyor, yeniyor, yeniliyor ama işine bakıyor.

Biz ise, nedense, heyecanı ve aksiyonu seviyoruz.

Eh başka bir numaramız da olmayınca Hele ki mevzubahis Beşiktaş ise…

Bu haftayı da “Falanca teknik direktör geliyormuş, filanca gelebilirmiş” muhabbeti ile geçiren Kara Kartal, sonuçta Serdar Topraktepe yönetiminde çıktı yine sahaya.

Eldeki malzemeden pişirilen bildik yemeğe talim.

Mert kalede.

Onur ve Emrecan kanatlarda.

Necip ve Bahtiyar’lı bir stoper ikilisi.

Her ikisi de “nereye koysan oynar” kaleminden iki joker.

Herşeye rağmen formunu hiç bozmayan Amir yine orta sahanın değişmezi.

Rashica, Salih, Fernandes ve Semih Kılıçsoy’lu bir “orta-ileri dörtlü.”

İleride de “Bakalım bugün kaç kez saç baş yolduracak?” diye karşıladığımız Muleka.

Aynı senaryo aynı “cast” yani.

Tek umudumuz Semih’in son birkaç maçın üzerine koyarak bir patlama yapması ve Beşiktaş’ın gol sıkıntısını gidermesi.

Son maçta yazmıştık ya…

Pozisyon üretme sorunu değil, “topu çerçeveye sokabilme sorunu” yaşıyor bu takım.

Eh, futbol da bundan ibaret değil mi zaten?

Beşiktaş’ta da son 1 yılın özeti (derdi) bu değil mi?

Ama asıl sıkıntı, “Ne olacak bu takımın hali?” diyen taraftardan ziyade, her maça “Biz niye buradayız abi?” haletiruhiyesi ile sahaya çıkan oyuncu grubu.

Hani “blok bağlantıları” diye bir klişe vardır ya.

İşte o bağlantıların adeta ucuz ve 2 dakika bile dayanmayan tutkal misali zayıf olduğu bir takım hüviyetinde Beşiktaş.

Ve bu ruh hali, rakip takımların saldırma iştahını da kabartıyor.

Costa ve Hayredinovic ile sık sık sıkıntı yarattılar Beşiktaş defansında.

İlk 35 dakikada Kasımpaşa’nın 5 Şutuna karşılık ev sahibi takımın sadece 2 karavana atşı var.

Mert Günok 2 tane “sıkı” top çıkarmış.

Kasımpaşa'nın bu çabalarına karşılık, görüyoruz ki, geriden çıkarılan toplara bile sadece bakmakla yetinip, “Niye bize atıyorlar ki?” diye izleyen oyunculardan oluşan bir Beşiktaş var sahada.

Eh bunu gören rakip de haliyle daha bir cesarete geliyor.

Nitekim ilk dakikalardan itibaren Kasımpaşa takımı bolca atakla ve şut pozisyonları ile gelmeye başladı, eski “Gazhane” tarafındaki kaleye.

Bir erken gol, daha bir cesaret getirecekti Kasımpaşa’ya.

Hor görmeyin bu takımı. Beşiktaş’la aralarında sadece 6 puan var.

Beşiktaş ise liderin 15 puan gerisinde çıktı sahaya.

Kenarda oturan “yürüyen golcü Cenk”ten nöbeti devralmış bir “yürüyen ya da koşar gibi yapan golcü Muleka” görüyoruz.

Atılan toplara zamanında hamle yapamayan, veya yapmayan, aydığı topları da çatır çatır ezen bir Muleka.

Yok mu şu adama talip olacak bir kulüp?

Aramızda da üç beş kuruş toplayıp üzerine de para verip yollayalım dedirtiyor tribüne.

Hani, nasıldı o laf? “Holosko artı bir miktar para?..” “Para artı bir miktar Holosko?..”

Ya da da öyle bir şey.

Öyle bir durum yani…

Ve dakika 41… Hani diyorduk ya, Kasımpaşa’nın iştahı bayağı kabarık diye.

Costa, soldan kendisi aldı içeri girdi kendine pozisyon yaratıp “zımba gibi” vurdu.

Mert Günok’un yapacak hiçbir şeyi yoktu.

Oralardan vurdurmayacaksın, kardeşim.

Durum 0-1 Bildiğin Beşiktaş yani.

Çok rahat pozisyon veriyor.

Verdin mi de, alan çok olur. Hem de seve seve.

Defansta çaresiz.

Kimse nerede duracağını bilmiyor.

Aylardır da öğrenemiyor.

Kim öğretecek? Ben mi?

Vallahi bıraksalar belki en azından denerim.

İşin şakası yok.

Yine bu kadar kolay goller yemeye devam ediyor koskoca Beşiktaş.

Tam bu satırı yazdığım sırada, kronometre 45 artı 2’yi gösterirken sol kanattan Rashica tamamen bireysel çabayla getirdiği ve dar açıdan kaleye yolladığı top, tam “teğet geçip” çıkacakken, genç golcü Semih, tam direk dibinde adeta “bitiverdi” ve devre bitmeden beraberlik sayısını yaptı.

Durum 1-1 Hani, biraz önce dedik ya… “En azından Semih’ten umudumuz var” diye.

Bizi yalancı çıkarmadı çocuk.

Daha fazla beslenmeli orta sahadan.

Ama o orta sahayı ara ki bulasın.

Devre arasında maçın sıcaklığından uzaklaşmışken bir iki kelam da taraftarla ilgili etmeliyim.

Bu Beşiktaş’ın, bu dönem basınç düşüklüğünün bir nedeni de taraftar. Geçmişte, “umutların yitirildiği” nice sezonlar gördük.

Ama takımını bu kadar yalnız bırakan ve motive etmeye üşenen bir taraftar görmedik.

Kimse kusura bakmasın.

Tribün de bu durumdan sorumlu.

Bir avuç Kasımpaşalı, misafir tribünde daha coşkulu ve daha gür ses çıkarıyor.

Dönelim maça.

İkinci yarıda yine isteksiz ve kimin topu nerye niçin atacağını bilmediği bir Beşiktaş ve onların hata yapması için zorlayan bir Kasımpaşa var sahada.

Beşiktaş’ın en önemli sorunlarından biri de ileri gitmekteki çekingenliği, ürkekliği ve koşmaya üşengeçliği.

Koşmadan oynanmıyor bu oyun.

Koşan kazanır.

Biz bunu yazarken, “yürüyen” Muleka’nın yerine 60’da “yürüyen” Cenk girdi oyuna.

Öyle bir kontenjan var bu takımda.

Yürüyenler kadrosu.

Aynı dakikada Salih’in yerine giren Rashid Ghezzal, tribünde beklenmedik bir heyecan dalgası oluşturdu.

Haydi bakalım. 65’te soldan Rashica’nın güzel ortasına Cenk vuramadı ama az ötesindeki Ghezzal hamle yaparken arkadan itilerek düşürüldü.

Herkes hakemden ve VAR’dan penaltı bekledi.

Ama anlaşılan o “düşüş” hakem Arda Kardeşler tarafından pek inandırıcı bulunmadı.

68’de “Çıkan oyuncumuz cefakar kaptanımız” anonsu ile Necip Uysal oyunda alınırken, Tayyip Talha, uzun süre sonra takıma dahil oluyordu.

Bu dakikalarda tribün, nereden işaret aldıysa (benim yazıyı mı takip ediyorlar yoksa?) daha bir coşkulu destek vermeye başladı Beşiktaş’a.

Ama bu coşku takıma yansımadığı gibi, yine uyuyan Beşiktaş defansı, göz göre göre soldan ortalanan topa Nuna da Costa’nın yaptığı vuruşu ağlarında 2’nci Kasımpaşa golü olarak gördü.

Dakika 80. Durum Costa’nın 2 golüyle 2-1 konuk takım lehine. 3 dakika sonra, yine rakibi seyretmeye koyulmuş Beşiktaş defansı Costa’nın hat-trick yapmasını izliyordu.

Beşiktaş’ın son maçlardaki olağan tarifesi.

Durum 3-1 Gelen 3 atıyor giden 3 Geri kalan sürede buradan maçı çevirecek oyuncu da yok Beşiktaş’ta, ruh da yok.

O 10 dakika gaza gelen tribün de sustu ve hatta takımın aleyhine döndü yine.

Taraftar yine başladı “formayı çıkarın …… gidin” diye bağırmaya.

Noktalı yerleri tahmin edersiniz artık.

Öyle bir durum ki, uzatmanın 5 dakika olacağı anons edildiğinde, herkesin kafasından geçen bir tek şey var:

Kasımpaşa bir tane daha atar mı? Durumu 4’ler mi?

Başka bir olasılık yok çünkü.

İnönü’de bu kaçıncı 3’lük hezimet Beşiktaş’ın gördüğü?

Yetmedi mi?

Vallahi anlaşılan yetmemiş.

Yeni teknik direktörün ev ödevi çok zor.

Türkiye’nin ekonomi yönetiminden bile diyeyim, siz anlayın.

Bu yükün altından kimse kalkamaz.

Geçmiş olsun.

Diyorum da.. daha geçmedi.

Daha çok 3’lük atarlar bu takıma.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yazarın Diğer Yazıları