Son dakikaları değerlendirmezsek eğer, sıkıcı bir derbi izledik diyebiliriz.

Karşılıklı top kayıpları, basit pas hataları, etkisiz hücumlar.

Ciddi gol pozisyonu olmayan, kısır bir maç...

Özellikle Galatasaray'ın hücum hattı pozisyon üretmekte çok zorlandı.

Son günlerin dikkat çeken ismi Rumen forvet Florin Andone ise kötü bir performans sergiledi.

Fatih Terim'in maç sonunda basın açıklamalarından anlayacağımız, Ocak ayına kadar bazı oyunculara sabredileceği...

Yolların bazı isimlerle ayrılacağının sinyalini verdi.

Galatasaray çok çabuk demoralize olan bir camia ama bir o kadar çabuk toparlanan, motive olan...

Sezon başından beri futbol adına tatmin edici bir performans izleyemesek de bu süreci atlatacaklarını düşünüyorum.

Ölü toprağı atmak için fırsat

Beşiktaş'ın da iyi olduğunu söyleyemeyiz.

Abdullah Avcı ile kötü bir gidişat var. Başkan değişikliği de gerçekleşti.

Derbi zaferi belki yeniden ayağa kalkmak için bir fırsat, moral olabilir.

Burak Yılmaz'ın eksikliği hissediliyor.

Umut Nayir gayretli, istekli fakat Beşiktaş için yeterli değil.

Burak'ın bir an önce sahalara dönmesi gerekiyor.

Fenerbahçe eski günlerine dönüyor

Ersun Yanal her mikrofon uzatıldığında 'Fenerbahçe gibi oynamak' diye sözler sarf etti.

Taraftar uzun zamandır işte o sözün gerçekleşmesini Ersun Yanal ile birlikte görmek istiyordu.

Zaman zaman bunu gösterebildi ama 90 dakika boyunca 'Fenerbahçe gibi oynanmadı' maalesef...

Konya maçı ile ancak bunu gördük.

3. golden sonra hücum çıkartılıp, savunma düşünülmedi.

Topa hâkim olalım, rakip üzerimize gelsin diye beklenilmedi.

77. dakikada bile Fenerbahçe ön liberosu rakibe pres yapıp, top kazanıp, gol atıyor.

5. gol için istek, hırs, enerji bitmiyor...

Sezon başında sadece ilk 20 dakika gümbür gümbür izlediğimiz Fenerbahçe'yi bu kez 90 dakika boyunca izledik.