Berlin'de hâkimler var!

Sevgili okuyucum,

Bu yazıyı Türkiye'de hâkimler var (!) olarak yazmak isterdim ancak gelin görün ki, kimseden rüşvet almasın diye cepsiz, kimsenin makamına saygıdan önünü iliklemesin diye düğmesiz yapılan cüppeyi iliklemeye çalışan kişileri gördü bu gözler...

Evet Berlin'de hâkimler var. Sadece Berlin'de değil, sürekli eleştirdiğimiz, kafir dediğimiz, Avrupa devletlerinde de var! Sadece onlarda da değil, Orta Doğu'yu kan gölüne çeviren, 2019'u kan yılı ilan eden Amerika bile tüm Dünya'ya, adaletinin reklamını yapıyor. Peki, biraz düşünelim: günümüzdeki işlerimizi kolaylaştıran bütün buluşları kafir dediğimiz insanlar yapmışken ve ayrıca onlar sayesinde yaşıyorken onları eleştirmemiz, hakaret etmemiz, iyi olan noktalarını da kabul etmememiz ne kadar doğru bunu da gelecek yazılarımızda konuşalım...

Evet, gelelim efendim asıl konumuza...

Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Potsdam'dan geçerken bir araziyi çok beğenir ve askerlerine buraya bir saray yapılmasını istediğini söyler. Askerleri ertesi gün oraya bakmak için gittiklerinde bir değirmenle karşılaşırlar ve kapıyı çalarlar. Kapıyı açan değirmenciye askerler "Kral burayı satın almak istiyor." dese de değirmenci, askerlerin tüm ısrarlarına rağmen babasından yadigâr değirmenini satmamakta ısrarcıdır.

Olay tabii burada kalmaz. Bu saygısızlığı duyan kral, bu hadsizi yanına çağırır. Gelen değirmenciye kibarca yaklaşır ilk başta. Ancak değirmenci kralın ısrarına "Sen koskoca kralsın, paran çok. Git Almanya'nın her yerine saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım. Satmıyorum!" şeklinde sert bir yanıt verir.

Bunun üzerine öfkelenen kral II. Frederic kendisinin bir kral olduğunu vurgular.

Aldığı cevap ise tarihe geçer: "Asıl sen unutma ki Berlin'de hâkimler var! Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz, orada oturamaz."

Potsdam'da Sansosi Sarayı... Saray ve değirmen yan yana yapılmış kral ile değirmenci komşu olmuştur.

Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında ise değirmenci seslenir:

- Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi?

II. Frederick ise bu olayı şöyle anlatır:

"Adalet bana her sabah, sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi."

Bahadır Dinçaslan ve Muhalif Ülkücüler Ağıdı

"Gilead'da merhem yok mu?" diye ağıt yakan Yeremya'nın, "Adımı küçük harflerle yazdılar!" diye ağıt yakan Nemecsek'in, Prusya Kralı'nın istimlak emrine "Berlin'de hâkimler var!" diyen Alman değirmenciye özenen Türk köylünün, 20 Ağustos 2018'de İslamcı ya da Rusçu olmadığı için hedefe konan Bahadırhan'ın beyanıdır:

Küçük harflerle yazdılar ah zavallı adımı

Kalbi yumruğundan büyük bir sokak çocuğuyum

Ankara'da hâkimler var, duyar mı feryadımı?

Yusuf eder mi beni de, hapsolduğum kör kuyum?

El açsam soyuma düşman yadırgının Allah'ı

Seslensem sesime sağır Ankara'da kulaklar

Omzumda Atlas'ın yükü Ben-İsrail günahı

Hangi ağaç peşimdeki gezler gözlerden saklar?

Nere varsam tuzak kurar ayaklarıma rakip

Küfrün, hırsın ve yemyeşil sineklerin tanrısı

Yedi dedemden yadigâr bağı istimlak edip

Değirmende hak öğütür sarayın soytarısı