Korona salgını henüz bitmediği halde üç hafta içinde 4 milyonu aşkın kişi sinemalara koşup "Bergen" i izledi.
Filmin bu başarısının ardında bence şu gerçekler yatıyor:
Günceli Yakaladı: Türkiye''de her gün en az bir kadın eşinin ya da sevgilisinin saldırısı sonucu yaşamını yitiriyor.
Yine her gün onlarca kadın erkek şiddeti nedeniyle ya hastanelik oluyor ya da sığınma evlerinde barınmak zorunda kalıyor.
Böyle bir dönemde erkek şiddetinin kurbanı olan bir şarkıcının gerçek öyküsüne ilgisiz kalınamazdı. Özellikle kendileri veya yakınları şiddet mağduru olan kadınlar Bergen''le özdeşim kurdu.
Trajik Bir Yaşam: Bergen''in 30 yaşında noktalanan yaşamı baştan sona öylesine trajik ki, değil Türk sineması dünyada hiçbir ülkenin sineması bunu anlatmaktan kendini alıkoyamaz.
Henüz küçük bir çocukken annesiyle Mersin''den Ankara''ya geliş... Yoksullukla savaşım... Devlet Konservatuarının müzik bölümünü birincilikle kazanma... İkinci sınıfta okurken çalışmak zorunda kalıp eğitimi bırakmak zorunda kalış... Pavyonlarda arabesk şarkıcılığa başlama... Ciddi ruhsal sorunları olan bir adamla tanışıp yanlış bir evliliğe imza atış... Fiziksel ve ruhsal şiddete hedef olma... Ayrılmak istediğinde yüzüne kezzap atılması sonucu sağ gözünü kaybetme... Tek gözüyle sahneye çıkışı sürdürüş... Bir süre sonra o adamın kurşunları yüzünden yaşamdan kopuş...
İyi Senaryo, Doğru Yönetim: Filmin senaryosu Yıldız Bayazıt ve Sema Kaygusuz tarafından özenle yazılmış.
Aynı özeni filmin yönetmenleri Caner Alper ve Mehmet Binay, Görüntü direktörü Mirsad Heroviç, müzikleri hazırlayan Mazlum ve Sami Çimen''de de görüyoruz.
Filmin oyuncu kadrosu da usta isimlerden oluşuyor. Şimdiye kadar pek çok başarılı yapımda izlediğimiz Farah Zeynep Abdullah, Erdal Beşikçioğlu, Nergis Öztürk, Tilbe Saran, Şebnem Sönmez, Ali Seçkiner Alıcı, Ahmet Kayakesen, Burak Bayırlı ve Arif Pişkin burada da üzerlerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyorlar.
Yani tam bir ekip çalışması söz konusu.
+
EVDEKİ HESAP VE ÇARŞIDAKİ GERÇEK
Rusya lideri Putin evde şu hesabı yapmıştı:
Ordumuz birkaç günde Ukrayna''yı pes ettirir.
Kiev''de kayıtsız şartsız kendimize bağlı bir yönetim oluştururuz.
Dünya Kırım''ı işgal ettiğimizde olduğu gibi kınama mesajları yayınlar.
Bunların hiç birini dikkate almayız.
Bir süre bekledikten sonra yeni işgallerle Çarlık Rusya''sını kurmak için yolumuza devam ederiz.
*
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Şöyle bir tabloyla karşılaştı Putin:
Ukrayna, umduğundan çok daha çetin çıktı. Milyonlarca kişi canı pahasına ülkesini savunuyor.
Dünya işgale şimdiye kadar görülmemiş bir tepki gösterdi. Ekonomik ambargolar ardı ardına geldi.
Savaş sadece Batı dünyasında değil Rusya''da bile infial yarattı. Binlerce Rus, "Bağımsız bir ülkeye hangi hakla giriyoruz" sorusuyla sokakları doldurdu.
*
Öyle anlaşılıyor ki Putin ihtirasının kurbanı oldu.
Artık binlerce masum insanın kanını akıtmaktan sorumlu biridir o.
Adını tarihe altın harflerle yazdırmayı umarken galiba kapkara harflerle yazdıracak.
