Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Halim Bahadır

Halim Bahadır

Yazar

Beklenmedik bir anda aşk edilen ilginç tokat...

Onunla lise yıllarında tanışmıştım. Şimdi anımsadığım kadarıyla lise terk bir arkadaştı. Hemşeriydik. Sanırım on dokuz yaşlarındaydı o zamanlar. Benden iki yaş büyüktü. Orta boylu, tıknaz, inanılmaz çabuk, fırtına gibi biriydi. Allah’tan başka korkacağı kimse yok gibiydi. Yiğit, cesur, tuttuğunu koparan, sert biriydi. Ancak inanılmaz nüktedandı da. Kumardan içkiye, serserilikten “hak eden” adamları dövmeye, hemen her alanda faaliyet gösterirdi. Serseriydi ama arkadaş satmazdı. Korurdu arkadaşını. Elindekini paylaşırdı. Mahallenin kral abilerinden biriydi, kusurlarına rağmen. Severdim kendilerini ve birkaç yıl da birlikte takıldık. Zira serserilik sanat dalında o zamanlar ben de fena sayılmazdım…

Bir yaz günü akşamüzeri, müdavimi olduğumuz kahvehanenin biraz uzağında bir adamı evire çevire dövdüğünü gördüm. Seyircileri de vardı ve kimseler ayırmaya kalkmıyordu kavgayı. Adamcağızı epey hırpalanmıştı. Yeteri kadar dövdüğüne kanaat getirerek ayırmaya kalktım. Eliyle sert bir Bruce Lee hareketi yaptı bana: Sakın yapma. Karışma usta!

Bizim ekipten birkaç kişi daha vardı orada. Bizi sever, korurdu, ama korkardık da hergeleden. Tepesi attı mı kimseleri tanımazdı bazen. Çaresiz burnumuzu sokmadan dayağı seyretmeye başladık.

“Şimdi az önce sana attığım o tokat neydi söyle bakayım” diye bağırdı adama.

“Berduş tokadı abi” diye geveledi adam lafı.

“Duymadım” diye bağırdı bizimki.

“Berduş tokadı” dedi adam yüksek sesle.

“Şimdi arkadaşlar tam olarak duysun ulan, daha yüksek sesle, neydi” diye gürledi hergele.

Adamcağız avazı çıktığı kadar bağırdı:

“Berduş tokadı abiiiiii…”

“Şimdi sakın kıpırdama” diye emretti adama, “arkadaşlara da gösterelim bu tokat nasıl bir şeydir, değil mi?”

Yolun kenarındaki bir elektrik direğine sırtını veren adamdan üç dört metre kadar uzaklaştı tokatçı dostumuz. Bir yandan da bizlere, “Bakın ulan hem hareketi yapacağım, hem de anlatacağım sizlere serseri herifler, iyi bakın ve iyi dinleyin, lazım olur size hayatta” dedi.

Adama hiç bakmazmış, onunla ilgisi yokmuş gibi birkaç sarhoş adım attı sendeleyerek, eğildi, büküldü, doğruldu, Sağ elini yumruk yaptı, sonra serbest bıraktı elini. Sağ eli birkaç kez salladı. Sonra adama yaklaşırken, sağ ayağını hep ileride tuttu. Anlatıyordu da bu arada. Sonra adama bir şeyler söyleyecekmiş gibi yaklaşmasını istedi. Yumuşadı adam. Başını uzattı bizimkine. Tam o sırada şimşek gibi bir hareket çekti. Elini kartal pençesi gibi yapmıştı. Ve sağ çene altına vücuttan çıkan şiddetli bir iç bilek hareketi çekti. Ancak vurmadı. Birkaç santim kala tuttu kendini. Adamcağız korkudan ne yapacağını şaşırdı. Bütün yüzü dehşet içindeydi. Ama yeni bir sert tokat yemediği için de mutluydu.

“İşte arkadaşlar gördünüz” dedi bize dönerek, “berduş tokadı bu işte. Benim buluşum. Birçok nedenle bu adı verdim ona. Birincisi, bu şekilde dayak attığım tipler berduş. İkincisi bu adamlar kumar borcuna asla sadık değil. Üçüncüsü bu gibi tipler yalan söylerken zekama hakaret eder. Dördüncüsü ise bu dayağı atabilmek için benim gibi berduş, serseri olmalısın. Ve sonuncusu… Serseri adımlarla harekete geçersin, sert görünmezsin, sarhoş gibi sendelersin arada bir. Rakip senin onunla konuşacağını ve senin güçsüz olduğunu sandığı anda, şimşek gibi sağ çene altına indirirsin silleyi, vücudundaki her kası koluna yükleyerek… Hepsi bu işte…”

Ve sonra adama dönerek, “Hadi kaybol şimdi serseri” dedi müstehzi bir gülüş eşliğinde…

Üzerinden kırk yıl geçti bu olayın. Ancak ne zaman aklıma gelse birkaç şey kurcalayıp durur zihnimi.

Gençlik biraz da delilik çağıdır belki de. Bunun için delikanlılık denilmiştir muhtemelen. İkincisi o dayağı yiyen herif neden kaçmaya yeltenmezdi acaba? Üçüncüsü ise ne zaman beklenmedik yerden hiç de beklemediğim bir anda, beklemediğim birilerinden böyle bir tokat yediğimde neden şaşırmıyordum…

Ve bir şey daha var gibime geliyor…

Atanlar değişiyor belki. Nedenleri de farklı olabiliyor. Ama bu garip berduş tokadına daha sık maruz kalıyoruz son zamanlarda sanki...

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları