Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Oğuz Ekici

Oğuz Ekici

Her Telden

'Başaramaz' denilenlerin hikayesi

Bugünlerde ülke olarak belki de en çok duymak istediğimiz hikâyelerin başında, ekonomik başarı hikâyeleri geliyor. Ekonominin dibe vurduğu, borçların tavan yaptığı, işsizliğin, çaresizliğin alıp başını gittiği memleketimizde, bir yandan dışarıdaki hainlerle uğraştığımız yetmezmiş gibi, bir de kendi içerimizdeki Avrupa ve Amerika sevdalıları ile uğraşıyoruz. Evet, Amerika'yı ekonomik anlamda, acımasızca eleştirebiliriz, ancak Amerikalılardan da, Avrupalılardan da öğreneceklerimiz var.

Bakın, ben Amerika'daki liberal sistemi alıp, hoop diye Türkiye'ye uygulayalım demiyorum. Ya da Avrupa'daki sosyal demokrat düzen, şak diye iktidara da gelsin demiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti, ekonomik olarak kendisine en uygun modeli, günümüzün şartlarına uygun hale getirmediği sürece, 70 yıldan bu yana yaşadığımız sıkıntıları yeniden yaşayacağımızı söylüyorum.

Şimdi biz gelelim asıl hikâyemize.  Evet, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Amerika'yı ekonomik anlamda sürekli eleştiriyoruz ancak Amerika'da bireylerin ekonomik anlamdaki cesaretleri Türkiye'de ne kadar var? Biraz da sorgulamamız gereken nokta bu aslında. Geçtiğimiz günlerde ilk oyun satışını gerçekleştirdik, yeter mi? Yetmez…

Ülke olarak girişimciliğe ve üretkenliğe daha fazla önem vermeliyiz. Aşağıda anlatacağımız hikaye, yapamaz, beceremez, ondan olmaz denilen tüm insanlığın hikayesi aslında.

Neredeyse her çocuğu olan insanın evinde mutlaka Mickey Mouse ya da aynı familyadan birilerinin oyuncağı, bardağı, posteri, kalemi vardır. Peki, dünya kültür mirasında önemli bir yer edinen, üzerine filmler, çizgi filmler icra edilen Mickey Mouse'nin nasıl bir süreçten geçtikten sonra evlerimize girdiğini biliyor musunuz?

Bilmiyorsanız, gelin hep beraber göz atalım.

*

Walt 'Elias' Disney, 1901 yılında Michigan Gölü'nün batısında, Amerika'nın en kalabalık 5'nci eyaleti olan İlinois'te dünyaya geldi.  

Walt Disney'in 5 kardeşi vardı. Babası İrlanda ve Kanada kökenli Elias Disney, annesiyse Alman-Amerikan kökenli Flora Call Disney idi.

Walt Disney çocukluğunu büyük oranda Missouri eyaletinde geçirdi. Burada resim çizmeye başlayan Disney, yaptığı işleri çevresindeki insanlara satıyordu.

*

Disney'in kolay bir çocukluğu olmamıştı. Hayatının neredeyse büyük bir bölümünü çalışarak geçirmek zorunda kaldı. İşte o yıllarda, yine ailesinin ve kendisinin geçimini sağlamak için amcasının mühendis olarak çalıştığı tren yollarında kola, çekirdek ve gazete satarak, günlüğünü çıkardı.

*

Disney için hayat hala kolay gitmiyordu. Bir değer elde etmesi için çalışmak zorundaydı. Hayat ona, bazı imkânları altın tepsi ile sunmamıştı. O imkânları elde etmesi için durmadan çalışması gerekiyordu. Hiç şüphesiz böyle yaptı. Başarısının peşinden gitti.

*

Walt ve Harman, Kansas'taki yerel sinemalarla anlaşıp filmleri buralarda gösterime soktular. İlk çizgi filmleri olan Laugh-o-Grams büyük bir popülerlik kazandı ve kendi stüdyolarının adını da Laugh-o-Grams koydular. Alice Harikalar Diyarında adlı meşhur bir peri masalını çizgi filme uyarladılar. 1923 yılında animasyon stüdyosu hem borçlar hem de Disney kardeşlerin yönetimsel anlamdaki beceriksizlikleri nedeniyle kapanmak zorunda kaldı.

Disney, bu sıralarda çalıştığı gazeteden de yeterince yaratıcı olmadığı gerekçesi ile kovuldu.

Hayat, onun için yeni başlıyordu. En dibe inmişti ve artık yukarı çıkmaktan başka şansı yoktu. O da tam olarak böyle yaptı. Her şeyden önemlisi, hayatı boyunca yapmak istediği mesleğin peşinden gitti ve bir yerde kapılar ona açılacaktı.

Disney ve kardeşi Roy, daha sonra paralarını birleştirip Hollywood'a gittiler. Ub Iwerks de California da yaşıyordu. Bu üçlü birlike Disney Brother's Studio'yu kurdular. İlk anlaşmayı New York'lu film dağıtımcısı Margaret Winkler ile yaptılar ve Alice çizgi filmi ülke genelinde dağıtıma çıktı. Daha sonra Oswald (Şanslı Tavşan) çizgi filmini yarattılar ve bu çizgi filmden bölüm başı 1500 dolar kazandılar.

Birkaç yıl sonra Disney, Margaret Winkler'in kocası Charles Mintz'in Şanslı Tavşan Oswald'ın telif haklarını çaldığını öğrendi. Daha sonra Disney kardeşler ve Ub Iwerks ve bu üçlünün eşleri hep birlikte Mickey Mouse adında bir karakter yarattılar. İlk iki film sessiz olmasına karşın üçüncü film sesli olarak yaratıldı, zira filmde ses kullanımı ancak o zaman mümkün hale gelmişti. Mickey Mouse'u ilk seslendiren kişiyse Walt Disney'in bizzat kendisiydi. Mickey Mouse da ülke genelinde büyük yankı buldu.

YENİ ARKADAŞLAR

1929 yılında Mickey Mouse'a yeni arkadaşlar geldi. Donald Duck, Goofy, Minnie Mouse ve Pluto bu isimlerden bazılarıydı. Disney kardeşlerin yarattığı Flowers and Trees ise hem renkli hem de Oscar kazanan ilk film oldu. Three Little Pigs adlı çizgi filmin müziği "Who's Afraid of the Big Bad Wolf?" ise ekonomik buhran geçiren ülkede çok sevildi.

 

1937 yılına gelindiğindeyse Snow White and the Seven Dwarfs (Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler) adlı uzun metraj animasyon Los Angeles'ta gösterime girdi. Ülkedeki ekonomik krize rağmen film tam 1.5 milyon dolar hasılat yaptı ve tam 8 Oscar kazandı. Sonraki 5 yıl boyunca Disney stüdyosu Pinokyo (1940), Fantasia (1940), Dumbo (1941) and Bambi (1942) gibi uzun metraj çizgi filmler yapmaya devam etti.

EFSANE DALMAÇYALI HİKAYESİ

1939 yılına ise Walt Disney Studios kuruldu. 1941 yılında şirket çalışanları greve gidip istifa edince şirketin toparlanması da birkaç yılı buldu. 1940'lı yılların ortasında  şirket hem uzun hem de kısa metraj işler üretmesine karşın 50'lerden itibaren sadece uzun metraja odaklanıldı. Walt Disney'in yapımlarından bazıları şunlardır: Cinderella, Alice in Wonderland, Peter Pan, Uyuyan Güzel ve 101 Palmaçyalı.

'HAYALLERİMİZ GERÇEK OLABİLİR'

Nitekim Disney, yaşamın kendisine getirdiği zorlukları ustaca bir şekilde sözlerine dökmeyi de başardı. Disney, "İlerlemeye devam ediyoruz, yeni kapılar açıyor ve yeni şeyler yapıyoruz çünkü merakımız bizi yeni yollara sürüklüyor. Peşinden gidecek cesaretimiz varsa tüm hayallerimizi gerçekleştirebiliriz. Umarım tek bir şeyi asla gözden kaçırmayız, hepsi bir fare ile başlamıştı" sözleri ile hayallerin peşinden koşmanın ne kadar önemli olduğunu bizlere anlatacaktı.

Umarım Disney'in bu öyküsü, ülkemizdeki gençlere de örnek olur. Hayatları boyunca, gerçekten yapmak istedikleri işin peşinden giderler.

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları