Değerli okuyucularım bilindiği üzere eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi'ni hem resmen kurdu hem de kamuoyuna tanıttı. Şimdi sıra eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a geldi. Kulis bilgilerine göre Babacan partisini de Ocak ayında kuracak.
Açıklanan anketlere göre, Babacan ve Davutoğlu'nun partileri toplam yüzde 10 oy alıyor.
Bilindiği üzere bir parti tek başına seçimlere girerse yüzde 10 seçim barajı uygulanıyor. İttifakın içinde seçimlere girilirse büyük parti barajı aştığında ittifak içindeki partiler veya parti de barajı aşmış sayılıyor. Davutoğlu'nun Kılıçdaroğlu temasları da bunun üzerine olabilir. Millet İttifakı belki de genişleyebilir. Bu sorunun cevabını ilerleyen günlerde hep birlikte alacağız.
Babacan, Davutoğlu ortak parti ile seçime girerlerse yüzde 10 deniliyor. Ama sinerji ve seçim propagandası ile bu oran yüzde 12-13 hatta yüzde 15'e bile vurabilir. Lakin bu iki isim birleşmeyi kabul etmezlerse salt anlamda Millet İttifakı'nın içinde seçimlere girerlerse yüzde 7'yi bile bulamazlar. Saadet Partisi öyle olmadı mı? Hiçbirimizin SP ile ilgili tahmini tutmadı, sonuç yüzde 1 bile olmadı.
Çünkü sinerji yakalanmazsa seçim kazanılmaz.
Bakın İBB Başkanı İmamoğlu nasıl 23 Haziran'da ipi göğüsledi. Tabii ki sinerji ile.
Ali Babacan bu durumun farkında mı? İnanın bu konuda özel bir bilgim yok. Ama neden yazının başlığını öyle attın diyecek olursanız hemen yazayım.
Babacan'ın Habertürk TV'deki katıldığı program sonrasındaki açıklamaları bu yönde. Davutoğlu'na çatmayan ve 'hoca'ya çok mesaj yollamamasının nedeni bu. Özel bilgilerimle değil tamamen analizimle yazıyorum.
Evet Babacan'ın Davutoğlu'na çatmayışı açık kapı bırakmak içindir. Babacan, Davutoğlu'na birleşelim dedi mi sorumun cevabı aslında burada saklı. Babacan, Davutoğlu'na mesaj yoluyla zaten gel birleşip sinerji oluşturalım diyor. Bu tek parti mi olur veya iki parti Millet İttifakı içinde olur mu ilerleyen günlerde anlayacağız.
Lakin Davutoğlu'nun Gelecek Partisi sonrasında Babacan'ın sessizliği hayra alamet değil. Sessizlik acaba Gelecek Parti'sine kamuoyunun ilgisini ölçüp sonra ona göre adım atmak mı olacak ilerleyen günlerde göreceğiz.
Davutoğlu daha çok İslamcı cenaha yakınken, Babacan'ın Liberal çevrelere hatta iş dünyasına daha yakın olması bu birleşmeyi engeller mi sorularını beraberinde getirdi. Lakin unutmayalım ki Babacan ve Davutoğlu yıllarca beraber AKP hükümetlerinin içinde veya dışında siyaset yaptılar.
Babacan'ın Davutoğlu'na satır aralarındaki birleşelim mesajı ilerleyen günlerin yegane gündemi olacaktır.
Bakın sonrasındaki gündemi size yazıyorum!.. Bu iki ismin Millet İttifakı'na katılıp katılmayacağı konusudur.
Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nu Cumhur İttifakı'na yazmak akla mantığa terstir. Çünkü Cumhur İttifakı'na kalacak olsalardı zaten Bülent Arınç gibi Saray'daki danışma kurulunda görev yaparlardı. Arınç'ı özellikle örnek gösterdim. Arınç da bu iki isim gibi zaman zaman Erdoğan'a parti içinden aykırı sesler olarak karşımıza çıktı.
Babacan ve Davutoğlu ikilisinin dediğim gibi yukarıdaki yazdığım nedenlerden dolayı Cumhur İttifakı'nın içinde olması akla mantığa terstir. Millet İttifakı'nın içinde olabilirler. Ama ikisi birleşip barajı geçtiklerini anlarlarsa Millet İttifakı'nda da olmayabilirler.
Ha Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne yaparlar? Bu bambaşka bir yazı konusu. Şimdi partiler konuşulduğu için TBMM parti seçimlerini yazdım.
