Azerbaycan''ın Tahran Büyükelçiliğine yapılan silahlı saldırı İran-Azerbaycan gerginliğinin en son ve en önemli işareti.
Dört gün önce Tahran''daki Azerbaycan Büyükelçiliğinin önündeki araçlara hızla gelen bir araç çarpıyor. İçerisinden elinde AK-47 olan biri çıkıyor, büyükelçilik önündeki İran polisine rağmen elini kolunu sallayarak binaya giriyor.
Olayın ardından Tahran Emniyet Müdürü Rahimi, "Saldırgan 2 küçük çocukla binaya giriyor. Saldırı şahsi bir olay" diyor. Ancak görüntüler ortaya çıkınca Rahimi''nin görev yeri değiştiriliyor.
Yakalandığı açıklanan saldırganla saatler sonra TV''de röportaj yapılıyor. Savcı Kiraz''ı şehit eden DHKP-C''li terörist ile saldırı sonrası röportaj yapan Ahmet Şık''ı hatırlar mısınız? Hani şu son zamanlarda sempatik görünen radikal solcu terör destekçisi Barış Atay var ya, onunla aynı parti TİP''te olan Şık. Neyse konudan sapmayayım.
Biraz kadrajı genişletince vahim tablo gün yüzüne çıkıyor ve Azerbaycan''ın Tahran Büyükelçiliğine yapılan saldırı ile birlikte Azerbaycan''ın dış temsilciliklerine yönelik son 6 ayda 5 saldırı yapıldığı görülüyor.
Londra, Washington, Paris… ABD ve AB göz yumuyor. Paris''teki Azerbaycan Büyükelçiliğine yapılan saldırıda Ermeni bayraklarının yanında PKK flamalarının da olduğunu unutmayalım. Sivil görünümlü dünyanın farklı noktalarındaki 5 saldırı da Ermeni terör örgütü ASALA''yı aklıma getirdi.
İran''ın büyükelçi saldırılarına tarihten alıştık ama bu gidişat hiç normal değil. Bir ülkenin kendi topraklarındaki büyükelçiliğine yapılan saldırıya göz yummak, saldırının ortağı olmaktır.
Bu tür saldırılara, ABD ve AB''nin göz yumması yeni değil. Azerbaycan''ın çok dikkatli olması gerekiyor. İlişkiler çok ince bir çizgide. İsrail, İran''a karşı Azerbaycan''ı destekliyor ama Ermenistan''a karşı aktif bir politika izlemiyor. Ermenistan''ın ise komşusu, Erivan''a ekonomik, siyasi ve askerî olarak destek olduğu iddia edilen bir İran var. Meseleleri tartışırken iki farkı iyi anlayıp ona göre argüman üretmek kardeş ülkemizin menfaatine olacak. Aman dikkat.
