Evet, Ay'a gidelim ama aynı zamanda adalete de gidelim.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesi kararlarını tartışmasız uygulayalım örneğin...
Hâkimler karar verirken, "Acaba birileri bundan rahatsız olur da tayinimi çıkarır mı" diye düşünmesin...
Davalar onlarca yıl sürmesin, tutukluluk süreleri makul bir noktaya çekilsin...
Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun oluşumu değişsin; Kurul siyasi etkilerden uzak bağımsız şekilde hareket edebilsin...
...
Evet, Ay'a gidelim ama aynı zamanda gerçek demokrasiye de gidelim...
Anayasa'da yer alan barışçıl protesto haklarını kullandıkları için kimse terörist ilan edilmesin örneğin...
Gençleri hiçbir şekilde dışlamayalım, potansiyel tehlike olarak algılamayalım, Atatürk'ün Cumhuriyeti siyasilere, bürokratlara, iş adamlarına, yaşlılara filan değil gençlere emanet ettiğini hiç unutmayalım...
Şiddete, teröre, bölücülüğe çağrı niteliği taşımayan her türlü görüşün konuşulmasını, yazılmasını, tartışılmasını anlayışla karşılayalım, düşünce ve ifade özgürlüğünün ne olduğunu doğru anlayalım...
...
Evet, Ay'a gidelim ama devlet yönetiminde şeffaflaşmaya, her konuda hesap verebilir olmaya da gidelim...
Evet, Ay'a gidelim ama liyakate önem vermeye, uzmanlığa saygı göstermeye, torpile-adam kayırmaya son vermeye de gidelim...
Evet, Ay'a gidelim ama komşularımızla dostça selamlaşmaya, samimi şekilde el sıkışmaya da gidelim...
***
Astronota ne diyelim?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ay'a gideceğimizi açıklayıp astronot sözcüğüne Türkçe karşılık bulunmasını isteyince ilk öneri MHP lideri Devlet Bahçeli'den geldi:
"Caca Bey diyelim"
Selçuklu döneminde astronomi çalışmaları yapan bir bilim insanının ismiymiş Caca Bey.
Olabilir.
Ama daha uygun isimler de bulunabilir herhalde.
Hadi çorbada benim de tuzum olsun.
5 öneri de benden:
Göktürk Bey
Hazarfenzade
Uzay Kartalı
Sema Yıldızı
Feza Işığı
***
İsmet Paşa Bile CHP'den ayrılmıştı
Bir CHP'li dost, Muharrem İnce ile 3 milletvekilinin CHP'den kopmasını ağır biçimde eleştirdi, "Böyle bir dönemde ana muhalefet partisini bölmeye çalışmak büyük sorumsuzluktur" dedi.
Kendisine şu yanıtı verdim:
Bir partiye üye olmak kadar istifa etmek de doğal karşılanmalı.
Partinin izlediği politikayla ilkeleriniz artık uyuşmuyorsa orada kalmak değil ayrılmak dürüstlüğün gereğidir.
Hem unutmayalım ki CHP'den şimdiye kadar pek çok kopuş oldu.
Celal Bayar ve Adnan Menderes CHP'nin önde gelen isimlerindendi.
Ama gün geldi partilerinden ayrılma ihtiyacı duydular, Demokrat Parti'yi kurdular ve iktidar oldular.
Turhan Feyzioğlu, CHP'de önemli görevler üstlenmişti. O da bir gün, "İlkelerimiz artık uyuşmuyor" diyerek istifasını verdi, siyasi yolculuğuna Cumhuriyetçi Güven Partisi'nde devam etti.
Böyle çok örnek var.
En çarpıcı olanı ise İsmet İnönü'nün 33 yıl genel başkanlığını yaptığı CHP'den 1972'de istifa etmesiydi.
İnönü'nün 12 Mart muhtırasının ardından kurulan hükümete üye vermesi partide büyük tartışmalara yol açtı. Bunun üzerine İnönü önce genel başkanlıktan, ardından parti üyeliğinden ayrıldı.
CHP'nin bir diğer sembol ismi Bülent Ecevit de, 12 Eylül darbesinden yıllar sonra normal siyasi hayata yeniden dönüldüğünde CHP'ye değil, eşi Rahşan Hanım'ın kurduğu Demokratik Sol Parti'ye katıldı
