Sayın Yiğit Bulut "Bu kış 1 milyon Avrupalı ülkemize gelecek. Malınızı ucuza kaptırmayın" demiş.

Bunu demesinin dayanak noktası da Evropa ülkelerinde yaşanacak doğal gaz sıkıntısı.

Ben Evropa, Mevropa, Avrupa, Mavrupa bilmem.

Hemen 1+1 bir olan evimin 3 odasını bu Evropalı sığınmacılara göre dizayn ettim.

Ve hayalimde gelecek olanları, onlarla nasıl konuşacağımı düşündüm.

Ding dong, diiinnnggg dooooonnnngggg!

- Geldim geldim, patlama. Ya işte, gördün mü, gene bize muhtaç oldun eyyy Evropalı!

- La bi dur, daha yeni geldik. Hemen laf sokuyon. Rusya bize doğal gaz vermiyor, bizim devlet de bizi size yolladı.

- Elbet bize yollayacak. Biz sizin gibi Putin''in ağzına, borusuna bakmıyoruz.

- Sahi, biz sizi dışa bağımlı biliyoruz. Siz ne ara böyle sıçradınız, ne ara böyle birden bağımsız oldunuz?

- Ne sıçraması kardeş? Baktık ki enerji kısıtlaması olmamasına rağmen bize ha bir zam geliyor, güncelleme üstüne güncelleme dayatıyorlar biz de pratik zekâmızla çözüm bulduk.

- Nedir o? Bizimkiler neden bulamadı?

- Sizinkiler hep hazıra alışmış. Darlık anında ne yapacağını bilmez, şöbelek gibi kalakalırsınız. Bak biz ne yaptık… Baktık ki gaz pahalı, biz de kendi kendimizi gaza getirerek, soğukta kendimizi sıcaktaymış gibi düşünerek, kışın kar yağdığında, titrerken kendimizi yazın deniz kenarında hayal ederek durumu kurtarmaya çalışıyoruz.

- Kurtarabiliyor musunuz peki?

- I ıh…

- İyi de, madem siz soğukta geçiriyorsunuz kışı, biz ne yapacağız, biz nasıl ısınacağız çoluk çocuk?

- Amaaaaan dert ettiğiniz şeye bak. Bizimkiler Evropa''nın çok fakir, yoksul olduğunu, raflarda ürün kalmadığını, olan ürünleri de alım gücünüzün azlığından dolayı alamadığınızı, 10 kişinin en az 15 tanesinin dilenci olduğunu, benzin kuyrukları olduğunu söylüyor.

- Bunların hiçbiri doğru değil.

- Ohooo, oooo… Seninle işimiz iş ha… Sen bu hayallerimizi gerçekmiş gibi anlat, abart da biz de bu güzel masalın sıcaklığında içimiz ısınsın. Hep beraber popomuz donacak yoksa!