Türkiye'de futbol sezonu geçtiğimiz senenin şampiyonu Beşiktaş ve Rizespor'un karşılaşmasıyla başladı. Sezon arasında düzenlenen Avrupa Şampiyonası nedeniyle futbola çokta hasret kalmasam da, kısıtlıda olsa tribünlerde seyircilerin olduğu bir Süper Lig beni her zaman heyecanlandırmıştır. Evet, Avrupa futboluna kıyasla saha içi ve dışındaki kalite pek iç açıcı değil ama kendine özgü bir tadı var Süper Lig'in.
Evet, bir Trabzonlu ve Trabzonsporlu olarak yeni sezonu bordo-mavili takım penceresinden değerlendireceğim. Trabzonspor geçen sezonun ardından transfer sezonuna hızlı başladı. Eksiklerini iyi tanımlayan Abdullah Avcı'nın ilk hamleleri Roma'dan Bruno Peres ve Parma'dan Gervinho oldu. Yapılan iki transferde hem kalite olarak hem takımdaki eksik parçalara olan uyumları olarak kâğıt üzerinde taraftarı memnun etti. Daha sonrasında yönetimin hedefi takıma şaşalı bir maestro eklemek oldu. Oyunculuğu, liderliği ve saha için ve dışı karizmasıyla dünya çapında adından söz ettirmiş Marek Hamsik yaklaşık bir ay süren bir transfer süreci sonrasında bordo mavili formaya imza attı. Daha sonra sıra Koita, İsmail Köybaşı, Dorukhan Toköz ve Andreas Cornelius'a geldi. Özellikle Cornelius transferi takımın ihtiyaçları konusunda çok önemliydi. Ne kadar net bir golcü olmasa da üst düzey pivot forvet özellikleri onu Trabzonspor için çok önemli kılıyor.
Kamp dönemi, transferler, hazırlık maçları derken Trabzonspor ilk resmi maçına UEFA Avrupa Konferans Ligi elemelerinde Molde'yi evinde konuk etti. Trabzonspor evinde oynadığı maçta 3 kez öne geçse de maç 3-3'lük skorla tamamlandı. Turu Norveç'e bırakan Trabzonspor deplasman maçında 57. dakika da bulduğu golle turu geçmeye çok yakındı ancak 97. Dakika da gelen gol maçın uzamasına ve gerilimin atmasına neden oldu. Uzatmalarda sessiz geçince maçın kaderi penaltılara kaldı. Penaltıları 5-4'lük skorla geçen Trabzonspor kendini bir sonraki tura atmayı başardı. Bir sonraki turda ise bordo mavili takımı İtalya'nın köklü takımlarından Roma bekliyor. Moriunho liderliğindeki Roma, Trabzonspor'un karşısına çıkabilecek en güçlü iki takımdan biri. Trabzon avrupa maceralarında İtalya takımlarıyla sık sık karşılaştı. İnter, Lazio, Juventus ve Napoli'den sonra Roma'da bu kervana katıldı.
Lige dönecek olursak ilk maçında Malatya deplasmanına giden Trabzonspor maça hızlı başladı ve skoru erken eline aldı. Yeni transferlerin ön plana çıktığı maç 5-1'lik Trabzonspor üstünlüğüyle son buldu.
Genele bakacak olursak Trabzonspor bu seneye iyi çalışmış ve iyi yatırım yapmış gözüküyor. Yapılan kaliteli oyuncu transferleri ve mevcut kadroda bulunan Bakasetas, Nvakaeme gibi isimlerle Trabzonspor ciddi bir hücum gücüne kavuştu. Ancak geçen yıl Abdullah Avcı'nın takıma başarıyla uygulattığı katı takım savunmasına bu sene pek şahit olamadık. Eldeki orta saha ve hücum oyuncuları bu oyuna pek yatkın değil bu yüzden bu sene savunmaya ve kaleciye daha çok yük binecektir. Oynanan maçlardan bende oluşan izlenim, Trabzonspor'un oynadığı maçlarda çok gol atacağı ama kalesinde de çokça tehlike yaşayacağına işaret ediyor.
Trabzonspor bu seneki lig maratonunda başarılı olur mu olmaz mı bunu söylemek için henüz çok erken ama oynayacağı maçların kendi ve rakip takım taraftarını sık sık ayağa kaldıracağını şimdiden söyleyebilirim.
