Haber özetle şöyle:
"Erciyes Üniversitesi'nde yürütülen yerli Covid-19 aşısının insan deneyleri başladı.
İlk doz bir gönüllüye uygulandı.
Önümüzdeki günlerde başka gönüllülere de uygulanacak aşıdan iyi sonuç alınması halinde 2021 yılında seri üretime geçilebilecek."
İhtiyatla karşılamak gerekiyor bu haberi.
Çünkü aşının şakası olmaz!
...
Aşıyla ilgili geçmişte ciddi sıkıntılar yaşamış bir ülkeyiz.
1970'li yılların sonu.
Döviz darlığı nedeniyle yeterince kuduz aşısı ithal edilemediği için bizim bilim adamlarının geliştirdiği aşı kullanılmaya başlanmıştı.
Bir süre sonra o aşıları yaptıranlardan bazıları felç oldu, bazıları da hayatlarını kaybetti.
Oysa yurt dışında üretilen aşıların böyle bir etkisi yoktu.
...
O dönemde aşı nedeniyle ölenlerden biri de geçen ay kaybettiğimiz değerli gazeteci Bekir Coşkun'un kayınpederi Fransız vatandaşı Lionel'di.
Bekir Coşkun, söz konusu olayı "Dövlet" isimli kitabında şöyle anlatmıştı:
"Sevgili Lionel'i Çankaya'da evlerinin bulunduğu sokakta bir köpek ısırdı.
Hemen alıp Numune Hastanesi'ne götürdük ki kuduz aşısı yapılsın, sonra bir şey olmasın.
Aşı yoktu.
Bir çok aramadan sonra Hıfzıssıhha Enstitüsü'nde aşılara başlandı.
İlk beş aşıdan sonra Lionel hastalandı. İlk gün ayakları tutmadı, sonra felç tüm vücuduna yayıldı.
Ve bir hafta sonra Hacettepe Hastanesi'nde onu kaybettik.
Kuduz aşısının yan etkisinden felç olmuş ve ölmüştü. Ölüm raporuna da bunu böyle yazdılar. Zaten o servisin tüm yatakları kuduzzedelerce doldurulmuştu. Birçok gencecik insan aşıdan felçliydi."
...
Peki, bizim kuduz aşılarının ithal aşılardan farkı neydi?
Bekir Coşkun yazısında bunu şöyle açıklamıştı:
"Bir bilim adamımızın anlattığına göre, kuduz aşısı Batı ülkelerinde ördek beyninden üretiliyor. Daha yeni ve çağdaş metotları da var. Ama bizde bunu koyun beyninden yapıyorlar. Bu yolla yapılan aşının yan etkileri oluyor, insanları felç edebiliyor ya da öldürebiliyor."
...
Sonuç olarak diyeceğim şu:
Yerli Covid-19 aşısını bulmak için canla başla çalışalım.
Ama bunu yabancı bilim adamlarıyla bir yarışa dönüştürmeyelim, 'Bakın biz de bulduk' diyebilmek için işi aceleye getirmeyelim, ticari bir savaşın malzemesi yapmayalım, insanların hayatını tehlikeye atmayalım!
Çin'in alelacele ürettiği aşının yapıldığı bir Brezilyalının öldüğünü, bu yüzden Brezilya'da söz konusu aşının uygulamasına son verildiğini hatırlatmakta da yarar var.
Liyakatimiz kalmadı, skandal verelim mi?
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda ekrana, "19 Mayıs Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun" yazısı geldi ekrana.
Artık çok dikkat ederler sanıyorduk.
Olmadı.
Bu defa bir hafta önce Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaş haberini "Azerbaycan sivillere saldırıyor" alt yazısıyla yayınladılar.
Hiç olmazsa bundan sonra özenli davranırlar diye düşünmüştük.
Yanılmışız.
10 Kasım'da Anıtkabir'deki tören "Devletin zirvesi Atanıtkabir'deydi" alt yazısıyla duyuruldu seyirciye.
...
"8 binden fazla personeli olan TRT, neden böyle vahim hatalara imza atıyor?"
Bu soruyu halen TRT'de çalışan eski bir gazeteci dosta sorduğumda aldığım yanıt şu oldu:
"Liyakatimiz kalmadı abi, skandal verelim mi?
