Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Aşıda iki farklı yaklaşım

Ankara'da, Turkuaz Aile Sağlığı Merkezi'ne aşı olmaya giden yaşlı bir vatandaş izlenimlerini şöyle anlattı:

Aşı için geldiğimi söyleyince doktor güler yüzle karşıladı.

Masasının önündeki sandalyeyi gösterip 'Lütfen oturun' dedi.

Sonra alerji şikayetim olup olmadığını sordu.

'Bildiğim kadarıyla yok' yanıtını verdim.

Bu defa, 'Şimdi sizi hemşire hanıma yönlendireceğim. Kendisi tansiyonunuzu ölçecek ve yüksek çıkmadığı takdirde aşınızı uygulayacak' diye konuştu.

Teşekkür ederek yanından ayrıldım.

Hemşire Hanım da son derece nazikti.

Tansiyonumu ölçtü. 16 olduğunu görünce biraz dinlenmemi istedi.

15 dakika sonra yeniden ölçülen tansiyonumun normale döndüğü anlaşıldı.

Üstümdeki kazağı çıkarıp sol kolumu iyice açmak isteyince yardımcı oldu.

Aşıyı yaptıktan sonra geçmiş olsun dileğinde bulundu, 28 gün sonraya randevu verdi ve aşıyı kendi isteğimle yaptırdığıma ilişkin bir belge imzalattı.

'15 dakika istirahat buyurun burada' diyerek bekleme salonunda yer gösterdi.

Ayrılırken teşekkür için yanına gittim. Karşıladığı gibi yine güler yüzle uğurladı.

 

...

 

Bu da, yine Ankara'da, Aşağı Ayrancı Aile Sağlığı Merkezi'ne aşı olmaya giden yaşlı bir vatandaşın anlattıkları:

 

İkinci kata merdivenlerden nefes nefese çıktım.

Aşının nerede yapıldığını sormak için kapısı açık olan bir odaya yönelince, masada oturan sonradan hemşire olduğunu öğrendiğim bir hanım adeta kükrer gibi bağırdı:

'Yaklaşma! Girme içeri! Orada dur!'

Afalladım, bir süre ne diyeceğimi bilemedim, kekeleyerek aşı için geldiğimi söyledim.

Kafasıyla yan odayı işaret etti, oraya geçmemi istedi.

Yan odadaki doktor hanım da pek sıcak davranmadı doğrusu. Elime bir kağıt tutuşturup adeta zeka özürlü birine hitap ediyormuş gibi şöyle konuştu:

'O verdiğim kağıt var ya o kağıt... Onun altına, hiçbir alerjim yoktur, kendi isteğimle aşı oldum, diye yaz... Altını imzala... Sonra da karşı odaya git, aşını ol'

Alerjim olup olmadığını sormadığı gibi tansiyonumun ölçülmesini de istemedi.

Neyse, aşı yapacak hemşireye gittim.

Onun tavrı da sanki ailesinden birilerini darp etmişim gibi soğuktu.

İlk azarı, 'Neden üstüne kolunu rahatça açacak bir şey giyerek gelmedin'

diyerek attı.

İkinci azar ise, "İkinci aşı için randevu veriyor musunuz" sorum üzerine geldi.

Kelimesi kelimesine şunları söyledi:

'Kendin alacaksın randevuyu. Hem ikinci aşı için burası şart değil... Biz çok kalabalık oluyoruz. Başka bir sağlık kuruluşundan al.'

Yani dolaylı olarak, 'Burada bir daha gözüm görmesin seni... Başka hastane mi yok yahu...' diyordu.

Aşı olanların 15 dakika bekledikten sonra sağlık kuruluşundan ayrılabileceklerini medya aracılığıyla sık sık hatırlatıyordu yetkililer.

Burada ise beklememi isteyen filan olmadı.

Zaten isteseler de beklemeyecektim.

Kendimi dışarı zor attım.

Abartmadan söylüyorum, bir anda esir kampından kaçmış gibi mutlu hissettim kendimi.

 

...

 

Bir tarafta, vatandaşa saygıyı ve nezaketi görev bilen doktor ve hemşire...

Diğer tarafta, kendilerine başvuranları baş belası gibi gören birkaç sağlık personeli...

Bu çelişkili tabloya Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca ne der acaba?

Vatandaşa saygı ve nezaket çerçevesinde hizmet veren sağlık personelini ödüllendirecek, görevini doğru düzgün yapmayanları ise cezalandıracak bir teftiş sistemleri yok mudur Allah aşkına?

 

  

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları