Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Oğuz Ekici

Oğuz Ekici

Her Telden

Arıburnu’ndan yükselen güneş!

Bir Aralık günüydü. Yatağından kalktı, eşinin yüzüne baktı. Okula gitmek için hazırlanmaya başladı. Her sabah öyle yapardı, kalktıktan sonra eşinin yüzüne bakardı. Basit bir aşk değildi onlarınki. Vefa, acı, fedakârlık vardı içinde. Emek ile kavrulmuştu aşkları. Aynı Cumhuriyet gibi, Atatürk devrimleri gibi.

İkisi de inandıkları değerlerin sonuna kadar peşinden gidilmesi gerektiğinin bilincinde insanlardı. İkisi de gençliklerinde düşündükleri uğruna önemli bedeller ödemişti.

İkisi de eğitimliydi, aydındı. İkisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluşunun laik demokraside olduğunu biliyordu. Ancak o sabah, hayatlarının çok farklı yerlere evirileceğinin bilincinde değildi ikisi de.

Türkiye’de kızlarının, babalarından koparılmaları bir gelenek haline gelmişti artık. Önce Nükhet, sonra Özge, sonra da Kanije ile Uyvar aynı acıları yaşamıştı.

Şimdi Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu’na bedel ödetiyorlardı. Yolsuzluklarının, arsızlıklarının, devleti ele geçirme planlarının önünde engel olarak gördükleri aydınlık yüzlü insanı hedef seçmişlerdi.

Türkiye’de devleti ele geçirmenin önündeki en büyük 2 engel nedir biliyor musunuz? Laiklik ve milliyetçilik. Eğer bu iki güçlü bağ, bir araya gelirse, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ele geçirilmesi mümkünsüz kılınır. Zaten sarı ineği de öyle vermedik mi?

Önce laikliği, sonra da milliyetçiliği yok saydığımız için gelmedi mi bunlar başımıza? Peki bundan sonra ders alacak mıyız? Laiklik ve milliyetçiliğin aslında ilerleme açısından en önemli anahtar kelimeler olduğunun farkına varacak mıyız? Zor olacak ama olacak…

*

Eğer, Hablemitoğlu’nun yıllar önce yaptığı uyarıları dikkate alsaydık, “Fethullahçılar, artık salt bir dinsel cemaat olmaktan çıkmış; yabancı istihbarat servisleri ile ilişki halinde bir taşeron örgüte dönüşmüştür” sözlerinin değerini anlasaydık, yüzlerce insanımızın ölümünün önüne geçmiş olmaz mıydık?

İşte Necip Hablemitoğlu’nun katledilmesinin arkasında yatan sebep budur. Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç gibi birçok aydınımızın katledilmesinin arkasında tek bir güç, tek bir örgüt yatmaz. Türkiye’nin köküne dinamit koymak isteyen her yapının parmağı vardır bu cinayetlerde.

Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirmek isteyenlerin çıkarlarının hep aynı noktada birleştiğini görmek bu kadar mı zor? Emperyalizm ve Türkiye’deki gerici odakların hep aynı tekne için kürek çektiklerini görmek bu kadar mı zor?

Değil elbet, ama işlerine geliyor. Türkiye’de laiklik ve milliyetçiliği yok sayarak siyaset yapmak geliyor işlerine. Çünkü onlar da biliyorlar ki, eğer Türkiye laik ve milliyetçi olursa, devletin kademelerine ülkesine inanan Atatürkçüler getirilirse, bu ülke ilerleyecek, bu ülke gelişecek.

İşte bu yüzden bizleri engel olarak görüyorlar. İşte bu yüzden aralıklarla, kendilerine tehdit olarak gördükleri aydınları ortadan kaldırıyorlar…

*

Peki ne yapacağız? 100 yıl önce yılmayan, yorulmayan ve pes etmeyen atalarımızın mirasını yok mu sayacağız?

Yıkılmış, zapt edilmiş, içi boşalmış olsa da kalelerimizi geri almak için hiç mi hamle yapmayacağız?

Yapacağız tabii. Hem de öyle bir hamle yapacağız ki? Arıburnu’ndan yükselen güneş gibi Türkiye’nin üzerine doğacağız.  

 Önce öğreneceğiz, öğrenmenin damarlara ve insanın ruhuna verdiği güzelliğin farkına varacağız. Sonra büyüyeceğiz, olgunlaşacağız.

Cumhuriyet fikri gibi olacak yükselişimiz. Yavaş yavaş, sindire sindire, ağır ağır ilerleyeceğiz. Ama sonunda zafere ulaşacağız.

Laik ve milliyetçi Türkiye yeniden var olduğu gün, tarikatların ve paralel yapılanmaların da sonunun geldiği gün olacak.

 Şimdi bunları neden anlattın diyeceksiniz, FETÖ ile mücadele deniliyor ya? Necip Hablemitoğlu’nun katledilişinin arkasındaki güçleri bulmadıktan sonra, FETÖ ile asıl mücadele gerçekleştirilemez.

Türkiye, Hablemitoğlu’nu asıl öldürenleri bulduğu gün, yeni bir ufka yol almanın ilk gününü yaşayacak.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları