Annem, "Hatay''dan çok insan mecburen ayrılıyor. Çok üzülüyorum. Hasta hasta Hatay''ı alan Atatürk''ün kemikleri sızlıyor" dedi.

Duvarlara yazılan "Geri döneceğiz Hatay" yazısını gösterince duygulandı, sevindi ve "Gerekirse Hatay''a yerleşir, orada ölürüm" dedi.

Boğazım düğümlendi!

Aklıma Atatürk''ün, "Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları''na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez." sözü geldi...

O sözdeki irade karşımda annem olarak duruyordu!

Evet, o irade olduğu sürece bizi kimse yenemez! Ta ki biz, bu acıları yaşatan cehaleti ve cehaletten beslenen iktidarı yendiğimiz takdirde!

Ta ki deprem sonrası durum ortadayken, demografik tehlikenin mimarları kendileri iken kalkıp Hatay''ın demografisini değiştirmeye kimsenin gücünü yetmeyeceğini söyleyenlerin algısına kapılmadığımız sürece...

İstismarağa''ya büyük kıyak!

İstismarağa''nın İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu''nun, Erdoğan''ın imzasıyla aylar önce "kamu yararına çalışan dernek" statüsüne alındığı ortaya çıktı!

İDDEF, yani İstismarağa böylelikle vergi indirim ve muafiyeti, kamu yardımı ve protokolde yer alma ayrıcalığına sahip oldu!

Kamunun parası ve imkânları bu rezil cemaat için seferber olacak!

Türk aydınlanmasının eseri Devrim Kanunları''na aykırı olan ve Atatürk''ün kapattığı bu gerici yapılar, sırtını yasladıkları AKP iktidarı sayesinde güçlendikçe güçleniyor ve sözde medreselerle ülkeyi karanlık ağ gibi sarıyor!

Geleceğimizi enkazda bırakacak bir tehlike de bu yapılar!