Basketbol izlerken insanların gözüne güzel gelen birkaç hareket vardır. Rakip savunmacıyı posterleyenler (üzerinden smaç vuran), sert ve ektili blok vuranlar, rakibini top hâkimiyeti ile ekarte edenler ve son saniye maç kazandıran sayılar bu özel an ve hareketlerin temelini oluşturuyor. Son dönemde NBA'de bir çaylak bu özel hareketlerden birkaçını bizlere sergiliyor. NBA'in en kötü takımı olarak görülen takımıyla 7 maç üst üste kazandı bu oyuncu. Bahsettiğim kişi Alperen Şengün. Alperen, Türkiye ligi MVP'si olduğu sezon bize geniş yetenek havuzunu sergilemişti. Yaptığı istatistiklerin yanında verdiği paslar, post hareketleri ve topla olan etkileyici ilişkisi hafızalarıma kazınmıştı. Şimdi ise NBA'de yani dünyanın en büyük basketbol pazarında milyonlara kendi ismini ezberlettiriyor.
Alperen'in forma giydiği Houston Rockets NBA'de sık sık final yoluna hedefleyen ve kadrosunda yıldız isimleri barındıran bir takım profilindeydi. Ancak yıldız oyuncuları James Harden ile yollarını ayırdıktan sonra yeniden yapılanma sürecine girdiler. Geçtiğimiz yılı 17 galibiyet 55 yenilgi ile kapattılar ve bu skor onları ligin en dip kısmında tuttu. NBA'de yenilenme sürecine giden takımlar genelde daha üst sıradan draft hakkı kazanmak için maç kazanmayı fazla dert etmezler. Kurdukları genç çekirdeği geliştirip, yeni potansiyelli oyuncuları seçebilmek için draft hakkı kovalarlar. Ve bu draft haklarından biri sonucu Alperen Şengün'ü seçme hakkına sahip oldular. Daha doğrusu Oklahoma City Thunder Alperen'i 16. Sıradan seçti. İki takımın yaptıkları takas sonucunda Alperen Houston'a katıldı. Genç Alperen sahaya çıktığı ilk andan beri dikkat çekmeyi başarıyor. Post oyunu, akrobatik pasları ve savunmadaki gayretiyle önce taraftarı sonrada NBA izleyicisine kendini tanıtmayı başardı. NBA'de Show ve reklam çok önemlidir. Kariyer basamaklarını tırmanma konusunda performanstan sonra gelen en önemli faktörlerden biridir. Alperen daha ilk senesinde kendinden söz ettirmeyi başarıyor. Pozisyonuna göre çok iyi bir pasör olan Alperen sahada koşan arkadaşlarını bakmadan attığı estetik paslarla beslemeyi bayağı seviyor ve bunu çok iyi yapıyor. Alçak postta topu aldığında yaşıtlarında sık görmediğimiz bir sakinliği var. Rakibini ve arkadaşlarının pozisyonunu iyi analiz ediyor ve rakibini gafil avlamayı başarıyor. Savunmada eforu iyi olsa da daha kat etmesi gereken yolu var. NBA'e gelen Avrupalı uzunlar genellikle ilk senelerinde bu tarz sorunları yaşıyor. Zamanla kas kütlesi ve atletizmini arttıracaktır. Şuan için fazla faul yapıyor. Ayak hızı NBA kısaları için yetersiz. Pota altında da iyi ribaund alan uzunlar karşısında ezilebiliyor. Ancak bunlar gayet normal şeyler. Eğer savunma potansiyelini kendi sınırları içinde maksimuma çıkarmayı başarırsa ileriki yıllarda All-star olmaması için bir sebep göremiyorum. Taraftarı tarafından da oldukça seviliyor Alperen. Dediğim gibi NBA gibi devasa ve sosyal bir dünyada bu tarz gelişmeler oldukça önemli.
Houston Alperen için şu anlık iyi bir adres gibi gözüküyor. Koçları bazen sürelerini iyi dağıtamasa da Alperen potansiyelini her fırsatta göstermeyi başarıyor. Umarım kariyeri boyunca bu gelişimini devam ettirebilir. Alperen izlemesi keyifli bir basketbolcu, onu izleyen herkes ileride daha rekabetçi aşamalarda görmek isteyecektir.
