Ali Babacan akıllarımızda nasıl kaldı?

Eski Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Ali Babacan geçtiğimiz gün Habertürk'te Fatih Altaylı'nın konuğu oldu.

Daha önce de Karar Gazetesi'ne röportaj vermişti. Babacan'ı canlı kanlı takip ettiğimiz ilk program diyebiliriz.

Çok uzun bir süredir sessizdi...

AKP'den istifa edip, yeni parti çalışmalarını da sessiz sedasız yürütüyordu.

Parti kurup kurmayacağı bile aslında kendi ağzından duyana kadar meçhul gözüküyordu.

Program bır hayli ses getirdi ama Habertürk'te olması da şaşırtıcıydı.

Sanırım ufukta seçim olmadığından, bir de kaybedilen reytingi biraz kazanmak adına davet edildi.

Neyse Babacan'ı ilk etapta gergin ve heyecanlı gördüm.

Program ilerledikçe sakin ve kendinden emindi.

Konulara hâkim olduğu için rahat rahat anlattı.

AKP'de siyaset yapmış ve prestijini korumuş birkaç bakandan biri.

İktidara yakın isimlerden kendisine dişe dokunur bir eleştiri gelmiyor, gelemiyor.

Çünkü övündükleri dönemlerde Babacan'ın imzası var. Kimi, nasıl eleştirecekler?

Programa dönecek olursak, ısrarla "şeffaflık" vurgusu vardı. Bu kadar şeffaflık vurgusu yapan Babacan'ın aylardır gizemli bir yapı gibi çalışmalarını yürütmesi tuhaf.

Her gün kendisi ve ekibiyle ilgili yüzlerce iddia ve görüş piyasada dolaşıyor. Fakat ayda yılda bir tercih ettiği tek bir basın kuruluşuyla düşüncelerini paylaşıyor.

Babacan bakanlık döneminde de konuşmayı pek sevmez, kameralar önüne de çıkmazdı.

Altaylı'nın sorularına da genel olarak yüzeysel cevaplar verdi.

İnsanların en büyük beklentisi kötü giden ekonomiye dair bir şeyler duymaktı.

Uzmanlık alanı ekonomi olmasına rağmen çok konuşulmadı.

Parlamenter sisteme yönelik düşünceleri önemliydi. Bu noktada Millet İttifakı ile aynı safta yer alıyor.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile olan yakınlığı hakkında da net konuştu.

Gül'ün fikirlerine önem verdiğini, ara ara görüştüğü ama asla partiyi onun yönetmediğini ve ileride de aday yapılmayacağının altını çizdi.

Altaylı'nın Babacan ile yaptığı programdan sonra yorumu dikkatimi çekmişti, katılıyorum da...

Babacan için "Memlekete patron olmaya değil, genel müdür olmaya talip. Kurumsal bir holding gibi yönetmek istiyor ekibiyle" demişti.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları