Bugünlerde, gazeteler Rus savaş gemisi "RFS Kildin"in haberleriyle dolu.
Haberin özeti şu: Rus Donanması'na ait Moma Sınıfı istihbarat toplama gemisi "RFS Kildin" destroyeri, önce İstanbul Boğazı'ndan geçti. Ardından Marmara Denizi'ne açıldı. Oradan da Çanakkale Boğazı'na geldi. Gelin bundan sonrasını gazetelerin sütunlarından takip edelim:
"Çanakkale Boğazı'ndan geçen Rus Donanması'na ait Moma Sınıfı istihbarat toplama gemisi RFS Kildin destroyeri, Akdeniz'e doğru yol aldı.
Marmara Denizi'nden saat 08.15'te Çanakkale Boğazı'na giriş yapan Rus Donanması'na ait Moma Sınıfı istihbarat toplama gemisi RFS Kildin, Boğaz'ın manevra yapılması en güç noktası olan Nara Burnu'nu döndükten sonra saat 09.45 sıralarında Çanakkale önlerinde oldu.
Kilitbahir Köyü dağında bulunan 'Dur Yolcu' yazısı ile Kilitbahir Kalesi önünden geçen Rus istihbarat gemisi, Akdeniz'e doğru yol aldı."
Bilindiği gibi destroyer; orta çapta toplarla donatılmış, orta tonajlı, çok hızlı ve çevik bir savaş gemisidir. Eş anlamlısı da "muhrip"tir. Yani torpidoları avlamaya yarayan, çok hızlı hareket edebilen bir çeşit küçük savaş gemisidir.
Batılı haber toplama ajansları, "RFS Kildin"i şu şekilde belirlemiştir:
Ülkesi Rus (daha öncesinde Sovyet), sınıfı ise, avcı destroyerdir. Kataloglara K-38394 koduyla kayıtlıdır. 1960 yılında suya indirilmiştir. Akdeniz'de, Haziran 1967'de, 626 numaralı flamayla güdümlü füze avcısı olarak görev yapmıştır.
1969 yılında yeniden gözden geçirilmiş, modern silah ve teçhizatla donatılmıştır.
Rusların Moma Sınıfı istihbarat toplama gemilerine karşılık, ABD'nin de Kıyı Muharebe Gemileri (Littoral Combat Ship-LCS) geliştirilmiştir.
LCS'ler, ABD Donanması'nın küçük ölçekli çok rollü görevler için dizayn edilmiş ağ bağlantılı savaş gemileridir. Kıyıya yakın bölgelerde faaliyet göstermesi amaçlanmıştır. LCS gemileri sığ kıyı sularında mayın temizliği, sessiz dizel denizaltılar, küçük hızlı deniz unsurları, terörist faaliyetler ve asimetrik tehditlere karşı faaliyet göstermek için tasarlanmıştır.
Yaklaşık 20 yıl önce "Streetfighter" konsepti olarak bin tonluk çok rollü korvet olarak planlanan LCS gemileri, daha sonra büyük bir tasarıma dönüşmüştür.
Gemilerin en büyük özelliği değiştirilebilir görev modülleriyle donatılabilen gövdeye sahip olmasıdır. Liman veya denizde gemiler 24 saat gibi kısa sürede görevin özelliklerine göre değişiklik veya yükleme yapılıp göreve devam edebilmektedir.
LCS gemileri 'Mayın savaşı (MIW)', 'Denizaltı savaşı (ASW)' ve 'Su üstü savaşı (SUW)' yapacak şekilde dizayn edilmişlerdir. Görev modülleri standart boyutlu 'konteynerlerin' içine monte edilmiştir. Vinç veya palet sistemi ile gemiye aktarılan konteynerler, geminin merkezi ağına bağlanarak diğer yüzey gemileri ve hava unsurları ile iletişime geçerek görevlerini yapmaktadır.
Bu sınıftaki gemilerde; BAE Mk.110 57 milimetrik deniz topu, Mk110 ve MK295 mühimmatını dakikada 220 mermi hızında, 14 kilometre mesafeye atabilmektedir. İki adet 30 milimetrik Mk.44 Bushmaster II topu, dört adet 12.7 milimetrik makineli tüfek, hava ve yüzey savunması için toplam 24 adet AGM-114L Hellfire füzesi ve 21 RIM-116 RAM Rolling Airframe Füzesi (RAM) yüklü Mk.49 bulunmaktadır. Freedom class gemiler değiştirilebilir modüller sayesinde Harpoon anti-gemi füzesi, SM-2 veya ESSM yüzeyden havaya füzeleri taşıyabilir.
Rusya ile ABD Akdeniz'de kozlarını paylaşadursun, Türkiye de bu konuda gerekli adımları att. Türkiye'nin ilk istihbarat gemisi Ufuk Korveti, bu yılın Şubat ayında denize indirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ilk istihbarat gemisi özelliğini de taşıyan; test ve eğitim gemisi Ufuk'un denize iniş töreninde yaptığı konuşmada, bugün savunma sanayiinde tarihî bir adım atıldığını belirterek, "Ufuk korveti; ülkemizin ilk istihbarat gemisi olma özelliği taşıyor. Özellikle sinyal istihbaratının hayati önem kazandığı günümüz dünyasında Ufuk korvetinin çok büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. Ufuk korveti, Türkiye'nin denizlerdeki gören gözü olacaktır" diyecekti.
