"Ah ile vah ile…"

Ömrümüz, ah ede ede, ah-vah diye diye, ah ile vah ile geçip gidiyor. Şarkılar, türküler tesellimiz.

Herhalde hiç bu kadar ah, vah etmedik… Hiç bu kadar yanmadık!

Güftesi Ülkü Aker'e, bestesi Zafer Dilek'e ait olan "Kaderimle arkadaş, dost olamadım" şarkısının dizeleri, bugünleri anlatır gibi;

"Gözlerim doldu taştı da ağlayamadım / Niye seçti kader beni anlayamadım / Ah ile vah ile geçti bu ömür / Yaşadım mı öldüm mü anlayamadım."

Gözlerimiz dolup taşıyor, ağlayamıyoruz artık. Kader mi bizi seçti, o kaderi biz mi istedik, biz mi razı olduk? Hasılı, yaşadık mı, öldük mü anlayamadığımız o nazik çizginin üzerinde gidip-geliyoruz!

İşte tam bu sırada, fırsatçılarla mücadele edilecekmiş! Sonra, fahiş fiyatlara dur denilecekmiş!

Hangi dağda kurt öldü? Biz kan kusarken, çırpınırken, ölümle cebelleşirken, neredeydiniz, nerelerdeydiniz diye sormayacak mı insanlar!

"At martinini Debreli Hasan dağlar inlesin" demişler ya… Dağlar, taşlar inliyor, inlemesine lakin, laf dumandır uçar gider demişler! Atalar böyle söylemlere laf-ı güzaf demişler! Laf ola beri gele demişler! Ziya Paşa merhum, "laf ile nizamat vermek" demiş!

*****

Siyaset bıkmadan usanmadan, insanların nabzını tutmanın ve nabza göre şerbet vermenin derdinde...

Mukallit arkadaşlar ne mi diyorlar?

Bizde nabızlar nanay! Sezen Aksu'nun şarkısı gibi, "şinanay da yavrum hopa şinanay!"

Konu nabzı tutmak, nabzı ölçmek olunca…

Hava serin, mevzu derin!

Bizim bu gördüklerimiz ve yaşadıklarımız karşısında varsa nabız, kaldıysa buyursunlar tutsunlar!

Aklımız tutulmuş! Nutkumuz tutulmuş! Dilimiz tutulmuş! Belimiz tutulmuş!

Konuşamaz olmuşuz! Yürüyemez olmuşuz!

Kimin mi umurunda? Hiç kimsenin!

*****

Güftesi ve bestesi rahmetli Şekip Ayhan Özışık'a ait Nihavend makamındaki, "Ne zaman geleceksin" şarkısının dizeleri adeta günümüz siyasetini çağrıştırıyor!

"Ne zaman geleceksin bu kaçıncı bahar?" "Nerde o yeminler?  Hani nerde verdiğin sözler? Ne zaman geleceksin?" diyor ya şarkı…

Verilen ve tutulmayan sözler diz boyu!

Gelen olsa…

Nerde o yeminler, hani nerde verdiğin sözler diye soracağız sormasına da…

Gelen-giden yok!

Gelememe ihtimalleri, gelme ihtimallerinin çok üzerinde…

Ne zaman geleceksin diye soranların, baharı kışa dönenlerin sorusu ise muallakta!

*****

Bize söz verenler, yemin edenler, halimizi bilmeyenler, görmezden, bilmezden gelenler, abartılacak ne var diyorlar!

Kim ne anlattıysa artık, halimizden de çok memnunmuşuz!

Neticede, "Kaleden kaleye Şahin uçurdum/ Ah ile vah ile ömür geçirdim" diyenlere döndük!

Bu saatten sonra, "Kaleden kaleye değil Şahin, Kartal uçsa ne değişecek?" Ah, vah edilen ömürler geri mi gelecek?

Ah ile vah ile geçen bir ömür bizimkisi…

Bir yanda pandemi, bir yanda enflasyon, bir yanda kucak dolusu "-ecek" ve "-acak!"

Vardır inşallah bahtı kara maderimizi bir kurtaracak!

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları