Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Af çıkarmak doğru mu?

Seçim öncesi genel olmasa da kısmi bir af çıkarılacağına ilişkin beklentiler artıyor.

Meclis''in tatilini tamamlayıp çalışmalarına yeniden başlayacağı Ekim ayında bu konuda bir ya da birkaç yasa teklifinin gündeme gelmesi sürpriz olmayacak.

Ülkemizdeki 384 cezaevinde 314 bin hükümlü ve tutuklu bulunduğunu, oysa bu cezaevlerinin toplam kapasitesinin 271 bin olduğunu belirterek affın zorunlu hale geldiğini belirtenler olduğu gibi, bunun tam karşı görüşü savunanlar da var.

Ben şu gerekçelerle af karşıtları arasında yer alıyorum:

1-Türkiye''de cezaevleri ıslah görevini yerine getiremiyor, tutuklu ve hükümlüleri meslek kazandırarak normal hayata hazırlayamıyor. Bunun sonucu olarak cezaevinden çıkanların çoğu yine suç işliyor. Şiddetle Mücadele Vakfı Başkanı Prof. Dr. Adem Solak''ın belirlemelerine göre tahliye olanların yüzde 50''si suç işleyerek cezaevine geri dönüyor.

2-Suçluların afla tahliyesi tutuklu ve hükümlüler ile aileleri için sevindirici olabilir ama onların işledikleri suçların mağdurları için büyük üzüntüye yol açar. Örneğin, cinayette yakınını kaybetmiş, darp sonucu sakat kalmış, dolandırılmış, evi soyulmuş, tacize uğramış kişilerin bunları yapanların af1a salıverilmesi karşısında derin bir acı duymaması mümkün müdür?

3-Af yasasını kabul etmenin buna öncülük eden parti ya da partilere siyasi kazanç sağlaması da yukarıda belirtilen nedenlerle söz konusu olamaz. Afla dışarı çıkanlardan daha fazla kişinin af yüzünden mağdur olacağı, suçlular cezalarını çekmeden özgürlüklerine kavuştular diye acı duyacakları unutulmamalıdır. Bülent Ecevit''in son başbakanlığı döneminde çıkarılan ve Rahşan Ecevit''in öncülük etmesi yüzünden "Rahşan Affı" diye adlandırılan affın yarattığı toplumsal tepkiyi bugün affı düşünen siyasilerin hatırlamasında yarar var.

4-Suça yönelmeyi önleyen etkenlerden biri yakalanıp cezaevine konulma ve yıllarca orada kalma korkusudur. Sık sık çıkarılan aflar Türkiye''de bu korkuyu önemli ölçüde ortadan kaldırmıştır. En ağır suçları işleyenler bile birkaç yıl hapis yatıp serbest kalacağını düşünmektedir. Yani aflar yüzünden cezaevleri geçici konaklama tesisleri olarak görülmeye başlanmıştır. Bunu önlemenin yolu affın hiçbir şekilde gündeme gelmeyeceğinin, yargının verdiği cezaların son gününe kadar çekileceğinin herkes tarafından net biçimde anlaşılmasından geçer.

5-Türkiye, Avrupa''da en çok suç işlenen ülkelerden biri. Cezaevlerindeki doluluk oranı açısından da rekordan rekora koşuluyor. Hal böyleyken yeni bir af cezaevlerini kısa bir süreliğine rahatlatsa da sonuçta yine tıklım tıklım dolduracaktır.

6-Yasa yapıcılara düşen görev, suçun sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik nedenlerini ortadan kaldırıcı tedbirler alınmasını sağlamaktır. Eğitimde her öğrenciye yeteneğine uygun bir meslek kazandırmak, çalışabilecek durumda olan herkesi iş sahibi yapabilmek, sosyal güvenlik önlemlerini artırabilmek, aile yapısını güçlendirmek suçu önlemenin başlıca yollarıdır. Ruhsal yapısı nedeniyle suça eğilimi olan kişilerin tespit edilerek tedavilerinin gerçekleştirilmesi de suçu önlemek açısından devletin önünde hayati bir görev olarak durmaktadır. 

7-Olayın bir de şu boyutu var: Kişiye karşı işlenmiş suçlarda af yetkisi devlete ait olamaz, bu yetki suçun mağduruna aittir. Kavgada benim gözümü çıkaran, alkollü araç kullanıp beni yaralayan, evimi soyan, hileyle bankadaki hesabımı ele geçiren adamı devlet nasıl affeder? Bunları yapan suçlu şayet affedilecekse bu yetki bana ait olmalıdır.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları