Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Naci YENGİN

Naci YENGİN

TARİHİSTAN

Abdurrahim Karakoç ve Mahzuni Şerif

Hayat dediğimiz nedir ki?

Biraz tebessüm, çokça hüzün, derin bir iç çekiş.

Bir gönle girmek, mutluyken bir bardak çay içmek, cümleleri demlemek... derinden üç beş nefes alabilmek, hepsi bu.

Son dönemde ambulansların sesi gece uykularımızı bölse de, etrafımızda görüp yaşadığımız olaylar bizi tedirginliğe sürüklese de hayat devam ediyor.

Nefes almaya, selam vermeye, gülen gözlerle bakmaya devam ediyoruz.

Dostluk, samimiyet, naiflik çoktan mazide kalan hatıralar arasında yerini aldı. Ancak hakkını yemeyelim hâlâ bu tür hasletlerini korumaya çalışanlarımız az değil.

Ne kadar içten, sıcak, sevecen ve insanı ferahlatan özelliklerimizdi naiflik, çelebilik, diğergamlık, hasbilik... 

Geçen gün Aşık Mahzuni Şerif'le Abdurrahim Karakoç arasında geçen diyalogları tekrar okuyunca hayıflandım.

Aşık Mahzuni Şerif'le Abdurrahim Karakoç'u bir zamanlar yan yana getirmek mümkün değildi! Sosyalist derneklerinin programlarında boy gösteren Mahzuni Şerif bir yana Ülkücü gençlerin dilinden düşürmediği şiirlerin sahibi Abdurrahim Karakoç bir yana.

80'li yılların kanlı bıçaklı ortamından geçen gençlerin işi, işimiz hiç de kolay değildi. Kırılan gönüllere ideolojik kampların da kalın çizgilerle sınırları çekilince insanlar karşıt gördüklerini kestirmeden ötekileştirebiliyordu.

Ancak hayat böyle değildi.

İnsan olmanın erdemi böyle değildi.

Zaman ilaçtı.

İdeolojilerin sağaltılması için zamana ihtiyaç vardı.

Bağırsaklarımızı temizlememiz gerekiyordu.

Nice zaman sonra birbirlerinden özür dileyen, helallik dileyen iki büyük gönül insanı Abdurrahim Karakoç ve Mahzuni Şerif...

Hatta birbirleriyle mahkemelik olan iki insanın gençlere, fikirlere, kamplara, mezheplere, ideolojilerinin peşinden giden körleşenlere verdiği o kadar önemli mesajlar var ki anlayana!

Bir zamanlar karşıt gördüğü Abdurrahim Karakoç'la ilgili özür babında şu şiiri yazar Aşık Mahzuni Şerif.

"Elbistan yiğidi Karakoç baba

Kumanyalar bizde azık değil mi?

Bizim yöremizin gerçek diliyle

Haksıza gözümüz kızık değil mi?

Atına binmeyi bilmeyen tatar

Kendi hayalinde ciritler atar

Beşimiz tok on binimiz aç yatar

Böyle bir sisteme yazık değil mi?

Sülalem sermemiş yırtılmış sergi

Vallahi dediğim değildir yergi

Hırsıza kaç kurtul, mazluma vergi

Böyle bir adalet kazık değil mi?

Az değildir Karakoç'dan aldığım

Boşa mıydı Mahzunilik bulduğum

Sen ben söylemezsek kurban olduğum

Bizdeki ozanlık bozuk değil mi?"

17 Mayıs 2002'de Aşık Mahzuni Şerif'in ölüm haberini alan Karakoç'un dilinden şu sözler dökülür:

"Bir gün bu dünyadan adım silinir / Hani bizim Mahzunimiz derler oy!"

"Kıymetli hemşehrim Âşık Mahzuni adı unutulmayacak büyük bir ozan, türkülerimize kendi çeşnisini yükleyen büyük bir ses ve saz ustasıydı. Mahzuni'yi kimileri hiç anlamadı.. Kimileri de yanlış anladı. O bir Türkiye âşığı idi.. Memleket sevgisiyle karılmış mayası bazen köpürdü, taştı, dengesizliklere karşı sanatını kullandı.. Adam gibi adamdı.."

İkisi de samimi, içten, inanmış gönül insanlarıydı.

Abdurrahim Karakoç Mahzuni Şerif'ten 10 yıl sonra 7 Haziran 2012'de vefat etti. İki sevgi insanı buluştu. Bize de şiirleri, sözleri ve dağ gibi yüce gönülleri kaldı.

Taziye: 16 Aralık 2020 tarihinde Covid 19'a yenilen sevgili dostum Mithat Sevin'e Allah'tan rahmet kederli ailesi ve sevenlerine baş sağlığı dilerim. Mekanı cennet olsun.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları