Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Oğuz Ekici

Oğuz Ekici

Her Telden

Abdi İpekçi

Hatırlarsanız kısa bir süre önce usta gazeteci Çetin Emeç ile ilgili bir yazı kaleme almıştım. Yazı oldukça beğenildi, hatta yazıyı okuyan bazı arkadaşlarımdan 'bunu seri haline getirmelisin' diyenler bile oldu. Öncelikle yazının beğenildiğine sevindim ancak bu kadar usta isimleri, kısa köşe yazılarında ele almanın çok da doğru olduğuna inanmıyorum.

Çetin Emeç, Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi gibi Türk gazeteciliğinin bayrak isimlerinin, çok daha farklı platformlarda saatlerce anılması, fikirleri üzerinden gelecek nesillere önemli aktarımlar yapılması gerektiği düşüncesindeyim

Çünkü Türkiye'nin şu an içinde bulunduğu sorunlardan ancak bu şekilde kurtulabiliriz: Konuşarak, tartışarak ve uzlaşarak... Fikir dendiğinde de bu insanların ilk akla geldiğini hesaba katarsak, haklarını teslim etmemiz gerekir.

Şimdi gelelim asıl noktaya.

Bugün Türkiye'de başta bizim mesleğimiz gazetecilik olmak üzere pek çok manevi hisle yapılan meslek, çıkar amaçlı hale getirilmiş durumda. Elbette gazeteciler, yazdıkları ve çizdiklerinden para kazanmalı ancak gazeteciler, bir konuyu gerçekten haber olduğu için ele almalı, bunda tartışılacak bir nokta yok. İşte Abdi İpekçi, böyle bir gelenekten gelen ve böyle bir geleneğin devamını sağlayan isimdi.

Peki, Abdi İpekçi, haince öldürüldüğü 1 Şubat 1979 tarihine kadar neler yaptı, Türk basınına neler kazandırdı. Gelin birlikte göz atalım:

Öncelikle Abdi İpekçi, gazeteciliğe başlama açısından birçok gence örnek olacak bir insan. Çünkü, gazetecilik aşkı ile yanıp tutuştuğu sırada, amcası Fahir İpekçi tarafından yönlendirildiği Akşam gazetesinden 'bundan gazeteci olmaz' denilerek, geri eve gönderilmiş biri. Bu yönüyle Abdi İpekçi, şu anda işsizlik sorunu yaşayan gazeteci gençlere çok iyi bir örnek aslında.

Asla pes etmemenin, başarıya ulaşmak için daima daha fazla çalışmak gerektiğinin vücut bulmuş hali anlayacağınız.

Daha sonra çok genç yaşta ortaya koyduğu geniş görüşlülük ile biliniyor. İpekçi, birçok yaşıtının hovardalık yapıp, dünyanın farkında olmadığı yaşlarda, çok önemli hedefler benimsedi. Hatta okul yıllığında kendisiyle yapılan söyleşide gelecek hak­kındaki projeniz nedir sorusuna, "Matbaacılıkta inkılap yapıp memleketimizde baskı tekniğini ve sanatını Avrupa ayarına yükseltmeyi; çeşitli konularda yayın yaparak siyaset, fikir ve sanat alemin­de hareket yaratmayı düşünüyorum" diye cevap verdiği kayıtlara geçmiş. İşte Abdi İpekçi'yi Abdi İpekçi yapan buydu. İdealistti, gözü karaydı.

ÇOK GENÇ GENEL YAYIN YÖNETMENİ OLDU

Abdi İpekçi, kısa sürede yakaladığı büyük ivmeyi, başarı ile sürdürecekti. Nitekim Türk basınında bir tabuyu daha yıktı. Gazetelerin yazı işlerinin yaşlı insanlardan oluştuğu bir dönemde, Milliyet gibi geleceği olan bir gazeteye genel yayın yönetmeni oldu. Yayın yönetmenliğini devraldığı sırada Kore'deki askerlik görevini yeni bitirmiş ve 25 yaşını yeni doldurmuştu. Milliyet de Abdi İpekçi ile beraber büyüdü. Yeri geldi durdular, yeri geldi koştular. Yeri geldi ağladılar, yeri geldi güldüler ama Milliyet gazetesi de bir insan gibi ete kemiğe büründü ve bugünlere kadar ayakta kalmayı başardı. Müthiş bir başarıydı bu. Ama arkası yok değildi.

MİLLİYET ANAYASASI

İşte Abdi İpekçi'nin gazetecilik anlayışında asıl esas noktaya geliyoruz. Abdi İpekçi, Türk basınında ciddi anlamda devrim denilecek işlere imza attı. Sayfaların Avrupa tarzı mizanpajlarından, haber dilinde 5N1K uygulanması ve çift taraflı kontrol mekanizması ile Türk basınında o güne kadar görülmemiş yenilikler getirdi. Bununla da kalmadı, basın emekçilerinin özlük hakları için de büyük çabalar harcadı. Nitekim bugün 'sarı basın' denilen sigorta sisteminin hayata geçirilmesinde rol oynayan en önemli isim oldu. Her ne kadar patronu ile arası iyi olsa da yeri geldiğinde ilkeler uğruna patronuna bile karşı durmayı bildi.

Daha sonra bir anıt gibi 'haber doğru olmazsa girmez' ilkesini getirdi. Manipülasyon ve operasyon gazeteciliğini noktaladı. Sadece haberci oldu.

TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE KATKISI

Tüm bunların yanında Türkiye Cumhuriyeti'nin ileri gitmesi için de büyük çabalar verdi. Türkiye'nin dış basında daha olumlu gösterilmesi için çaba sarf etti. Atatürkçülükten, laiklikten ve aydın olma ilkelerinden asla taviz vermedi. Suç örgütlerinin silah kaçakçılarının ve terör örgütlerinin en sevmediği gazeteci oldu. Hukuksuzluk neredeyse, karşısında durmayı bildi.

Her şey rağmen yine de 'dönek' damgası yemekten kurtulamadı. Kendisi de buna anlam veremiyordu ama bir tutturmuşlar gidiyordu, kulak asmadı.

Asıl dönek olmanın milliyet ya da ırk ile ilgili değil, 'dolara' ya da 'menfaate' dönmek olduğunu anlamayan insanların olduğu bir devirde, evine giderken kahpe kurşunların hedefi oldu.

Her zaman söylerim, yine söyleyeceğim;

Silah, kalemleri alt edemeyenlerin acizlik aracıdır.

Milliyet'in Abdi Bey'ine saygı ve sevgi ile...

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları