ABD'deki başkanlık seçimini Trump mı yoksa Biden mi kazanırsa bizim için iyi olur?
"Trump kazanmalı" diyenlerin gerekçesi özetle şöyle:
"Kendisiyle diyalog kurmak kolay.
Cumhurbaşkanımız sık sık sık telefonla konuşuyor, bölgesel sorunları masaya yatırıyor.
Biden ise verdiği demeçlerle Türk düşmanlığını açıkça ortaya koydu."
…
"Biden kazanmalı" diyenler ise şu gerekçeyi öne sürüyorlar:
"Trump'a göre daha ciddi bir devlet adamı görüntüsü veriyor.
Türkiye aleyhindeki demeçlerini düşmanlık olarak kabul etmemeli. Bunlar seçimi kazanmak adına ülkedeki bazı seçmenlere yönelik mesajlar.
Yarın başkanlık koltuğuna oturduğunda bizim önemli bir müttefik olduğumuzu bilerek hareket edecektir."
…
Bu iki görüşe de itibar etmek mümkün değil.
İkisi de Suriye, Irak ve Türkiye'den koparılacak topraklarla PKK-PYD terör örgütüne kukla bir devlet kurdurmak istiyorlar.
İkisi de Akdeniz'de Yunanistan ve İsrail'e destek vererek Türkiye'yi köşeye sıkıştırmayı hedefliyorlar.
…
Yani birbirlerinden hiç farkları yok.
Kim kazanırsa kazansın Türkiye'nin aleyhine olacaktır.
…
Bizim yapmamız gereken, "o mu kazanır bu mu kazanır" diye papatya falına bakmak değil, ABD oyunlarına karşı dimdik ayakta durabilecek ekonomik ve askeri güce ulaşabilmektir.
Gerisi hikayedir.
Askıda iş ve adalet de olmalı!
İktidarın küçük ortağının başlattığı askıda ekmek uygulamasına yapılan eleştirileri haklı bulmuyorum.
Eleştirmekten ziyade bu uygulamanın çeşitlendirilip genişletilmesinden yanayım.
…
Askıda adalet de olsa mesela...
-Nereye gidiyorsun?
-Askıda adalet varmış, ondan alacağım.
-Ben oradan geliyorum. Merak etme herkese yetecek kadar var.
-Hani izdiham olur da biter filan diyordum.
-Hiç merak etme, yığmışlar adaleti.
…
Askıda demokrasi de olsa mesela...
-Yorgun görünüyorsun?
-Biraz kuyrukta bekledim. Askıda demokrasi varmış, ondan aldım.
-İyi mi bari?
-Metheden çok. En iyisi buymuş.
-Ne var paketin içinde?
-Hırçın değil şefkatli devlet, sadece seçim döneminde değil bizi her zaman dikkate alan, görüşlerimizi soran, Anayasa'dan yasalardan milim ayrılmayan siyasetçiler...
-İyiymiş ya, inşallah bitmez ben varıncaya kadar...
…
Askıda iş de olsa mesela...
-Biraz kalabalıktı ama almayı başardım sonunda...
-Torpil, parti üyeliği, dayı-enişte kıyağı filan aramıyorlar mı?
-Yok canım. Herkese yaşına, yeteneğine, eğitimine, liyakatine uygun işler var.
-Allah Allah... Ne güzelmiş ya...
…
Evet...
Askıda ekmek dağıtılmasına karşı değilim.
Ama uygulama çeşitlendirilip genişletilmeli.
Pilot adayı tek başına uçar mı?
İstanbul'da düşen eğitim uçağında pilot adayı Beytullah Nart hayatını kaybetti.
Eğitmen filan yoktu uçakta, aday genç tek başına çıkmıştı uçuşa.
Otomobil kullanmanın öğretildiği kurslarda bile eğitmen bir dakika bile yalnız bırakmaz sürücü adayını. Gerektiğinde uyarır, müdahale eder. Ancak sınava girip ehliyet almaya hak kazandıktan sonra tek başına oturabilir aday direksiyonun başına.
Gökyüzünde pilot adayını kendi kaderiyle baş başa bırak, otomobilde ise yanından eğitmeni eksik etme!
Bir tuhaflık, dahası bir yanlışlık yok mu bu işte.
Akla ister istemez şu soru takılıyor:
"Acaba pilot adayının tek başına uçması yasaktı da buna uyulmadı mı?"
