46 yıl önceydi!

Yıl 1975… İlk görev yerim olan Gümüşhane-Kelkit-Söğütlü Ortaokulunda öğretmenim. İlk görev yerimi hiç unutamadım. 1992 yılında Alucra İlçe Milli Eğitim Müdürüyken, tekrar ziyaret etmek nasip oldu.

12 Ekim 1974 tarihinde göreve başladığım okulda üç öğretmen arkadaştık. İzmir-Bergama'lı Matematik Öğretmeni Halil Zeytin, Konya-Bozkır'lı Fransızca Öğretmeni Abidin Demiryakan ve ben Manisa-Soma'lı Sosyal Bilgiler Öğretmeni Erol Sunat.

Bugün Öğretmenler günü olunca, 46 yıl öncesine dönüverdim birden;

Okul yeni açıldığı için sadece bir sınıfımız vardı. Ve bizler Söğütlü Ortaokulunun ilk öğretmenleriydik

Köyde haberleşme konusunda biri karakol diğeri köy kahvesinde iki manyatolu telefon vardı.

20 kişilik bir sınıf. Branşım Sosyal Bilgiler olduğu için, Sosyal Bilgiler, Türkçe, Ahlak Bilgisi ve Müzik dersleri bana aitti.

Müdür Vekili olan Halil kardeşim okulun işleri için Gümüşhane'ye, Abidin kardeşimde Kelkit'e gitmişti.

Sanıyorum ikinci derse yeni girmiştim. Sınıfın kapısı çaldı. Baktım. Karakoldan bir asker. Hocam dedi, Vali Beyle, Milli Eğitim Müdürü geliyorlarmış. Kelkit'ten köye doğru yola çıkmışlar.

Söğütlü Kelkit'e 18 kilometreydi. Meslek hayatımın henüz başında, beş altı aylık stajyer öğretmendim. Hakkı Muhtar geldi, İlkokul Müdürü Niyazi Arslan geldi. Karakol Komutanı geldi.

Gümüşhane Valisi Sebahattin Çakmakoğlu, Kelkit Kaymakamı ve Milli Eğitim Müdürü Necati Özdoğan bir süre sonra okula geldiler, dersime girdiler. Sosyal Bilgiler dersiydi. Vali Bey, hangi konuya kadar işlediğimi sorduktan sonra, aldı eline bir Sosyal Bilgiler kitabı, başladı sınıfıma sorular sormaya…

Kırılma noktası gibi bir şeydi. Çocuklara müfredat çerçevesinde, çok daha değişik bilgiler de anlatmıştım. Ancak neler diyeceklerdi, soruları doğru cevaplandırabilecekler miydi?

Ne sorduysa bildi çocuklarım. Hem ne bilmek!

Petrolle ilgili bir soruyu öğrencilerimden Ahmet Zengin cevaplandırmış, "bir damla kan bir damla petroldür" demişti. Vali Bey, bu söylediklerin kitapta yok  nereden okudun, nereden öğrendin deyince, öğretmenimiz anlattı dedi.

Çocuklarım Vali Beyin sorduğu bütün soruları eksiksiz bilmişlerdi. Vali Bey, Milli Eğitim Müdürüne döndü. 

Beni işaret ederek, bu çocuk stajyer mi?

Evet Efendim….

Bu çocuğun stajyerliğini kaldırın.

Sonra bana döndü dedi ki, benden bir isteğin var mı?

Milli Eğitim Müdürü, göz kaş hareketiyle konuşma dediyse de, var efendim dedim, Halil Beyle benim kararnamelerimiz aylardır gelmedi. Bu mesele ile de ilgilenin Müdür Bey dedi. Müdür Bey defterine not aldı.

Kararnamelerimiz gelmediği için aylardan beri maaş alamıyorduk. Defalarca Gümüşhane'ye gitmiş, yazışmalar yapmış, ancak bir sonuç alamamıştık.

Kelkit Kaymakamı ile de yıldızımız pek barışık değildi. Çocuklarımın başarısı, aradaki buzları eritti. Vali Bey, Kaymakam Beye de iltifat etti. Kaymakam Beyin bana gülümseyen yüzü hâlâ gözlerimin önünde. Vali Beyin gelmesinden yaklaşık bir ay kadar sonra, kararnamelerimiz gelmiş, bu ziyaret stajyerliğimizin kalkmasına da vesile olmuştu.

Ne anlattıysam ezberleyen, hiç unutmayan öğrencilerimin başarısı mesleğinin başında bir öğretmen olarak beni öyle gururlandırmıştı ki, anlatamam.

*

Bursa Altıparmak İlkokulu 1.sınıf öğretmenim Sebahat Danel için bundan 19 yıl önce 23 Kasım 2002'de yazmış olduğum şiirin son dizeleri şöyleydi; "Beni bir Sebahat Öğretmen okuttu / Elli yedi de.../ Ona veremediğim / Bir gonca gül kaldı elimde…"

Her birimizi bir öğretmen okuttu. Her birimizin elinden bir öğretmen tuttu. Bizlerde onlardan almış olduğumuz o aşkla ve şevkle, öğrencilerimizi okutmaya ve ellerinden tutmaya çalıştık. Bugün aramızda olmayan öğretmenlerimizin her birinin durakları cennet olsun.

Öğretmenler gününüz kutlu olsun sevgili öğretmenler!

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları