Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
M. Ferruh Özmutaf

M. Ferruh Özmutaf

Yazar

1940'ta ilk tankı üretmenin gururu

Bir önceki yazımda; 14'üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda Türkiye'nin millî ana muharebe tankı Altay'ın tanıtımının yapıldığını söylemiştik. Hatta bu tankın adının; İstiklal Savaşı'nda süratle hareket ederek Yunanlılara öldürücü darbeyi vuran

Süvari Kolordu'muzun Komutanı Fahrettin Altay Paşa'dan geldiğini sizlere aktarmıştık. Ancak şunu da aktarmakta fayda var. Millî muhabere tankımız Altay, bizim ilk tankımız değildir.

Altay'ın yapımı geçtiğimiz günlerde medyanın ana konularından birini oluşturdu. Fakat yazılı ve görsel medyalarımızdan hiçbiri, "Altay"dan önce de ülkemizde tank üretilmiş olduğu gerçeğini gündeme getirmediler. Yeni üretilen tanka isim ararken Kurtuluş Savaşı'nı ve onun bir kahraman komutanını hatırlayanlar; Kurtuluş Savaşı sonrasındaki Atatürk'ün başlattığı büyük sanayi hamlesini ve onun fedakâr öncülerini hatırlamak istemediler. Gelin isterseniz bunu da biz hatırlatalım:

Osmanlı İmparatorluğu'nda hiçbir zaman çelik sanayisi olmadı. Dolayısıyla Cumhuriyet kurulduğunda ülkede çelik üreten hiçbir fabrika bulunmuyordu. Demir çelik sanayisi olarak adlandırılabilecek tesisler, birkaç küçük dökümhaneden ibaretti.

Bağımsızlığın korunmasının savunma sanayisinin kurulmasına bağlı olduğunu düşünen genç Cumhuriyet hükümetleri, zaman kaybetmeden demir çelik ve silah sanayisinin gelişmesi için çabalara giriştiler.

İlk imalathaneler Ankara'da ve civarında kuruldu. 1929'da Kırıkkale Çelik Fabrikası'nın temeli atıldı. Fabrikanın yapımı 1932'de tamamlandı. Kırıkkale Çelik Fabrikası'nda 1935-1950 yılları arasında 150 çeşit çelik yapıldı. Uçak çeliği, kalem çeliği, paslanmaz çelik bunlardan bazılarıdır. Ne acıdır ki 1990'lı yıllarda Türkiye'de bu çelik türlerinin dörtte birini bile yapamaz durumdaydık.

Genç Cumhuriyet'in millî gurura ve güvene sahip yöneticileri, mühendisleri ve işçileri büyük bir azimle yeni bir sanayinin temellerini atıyorlardı.

Bu büyük sanayi atılımı döneminde ilk yerli tank da yapılacaktı. 1930'lu ve 1940'lı yıllarda millî sanayi hamlesine bir mühendis ve yönetici olarak katılan, ülkemizin ilk metalürji mühendisi Selahattin Şanbaşoğlu, ilk tankın yapılışını şöyle anlatır:

"1940'ta, kendi girişimimizle tank yaptık. Bunun sadece Ford motoru dışarıdan geldi. Dizaynı bizimkilerindir. Tipi kendimize mahsustur. Kamil, Necati filan yaptılar. Zırh levhası, topu, paleti, aktarma organları hepsi bizim üretimimiz. Bu tank, 1946'da Cumhuriyet Bayramı töreninde resmî geçitte yer aldı. Amerikan yardımı başlayınca hazırcılık ve kolaya kaçma başladı."

Şanbaşoğlu, gelişmeleri doğrudan yaşayan bir mühendis olarak çok önemli ve günümüzde pek de dile getirilmeyen bir gerçeğe işaret ediyor: "1940'ta üretilmiş olan bu tankın seri üretimine geçilemedi. Çünkü bunun için hem tank fabrikasının kurulması hem de yan sanayi kollarının geliştirilmesi gerekiyordu. Ekonomik bağımsızlık sürdürülebilmiş olsaydık bunlar bir süre sonra kaçınılmaz olarak gerçekleşecekti. Çünkü ulusal girişim ruhu ve güven duygusu yöneticilerde ve çalışanlarda yeterince mevcuttu. 1940'ta ithal edilmiş olan tank motorunun yerine yerli motor da yapılabilecekti."

Ancak Cumhuriyetin ilk çeyrek asrında hep yükseklerde olan ulusal irade, gurur, güven ve girişimcilik ruhu, önce İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD'nin savaş malzemeleri yardımı yapmasıyla ve daha sonra da Marshall yardımlarının başlamasıyla yavaş yavaş zayıflamaya başlamıştır.

Gerçekte ABD ile Marshall yardımı antlaşmasının 4 Temmuz 1948 tarihinde imzalanması, uluslaşma sürecimizin ve ulusal bağımsızlığımızın ilk ve en önemli kırılma anlarından birini oluşturmaktadır. Hükümetin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hızla sanayileşmek için yabancı krediye ihtiyaç duyması ve Sovyetler Birliği'nin Türkiye'ye müdahale edeceği korkusu, Türkiye'nin ABD'ye yaklaşmasıyla sonuçlandı. Marshall yardımının başlamasıyla Cumhuriyet tarihinde ilk kez hükümetin ekonomik politikasına dışarıdan müdahale ortamı doğdu ve yabancı baskılar yüzünden hükümetin ekonomik gelişmede sanayi sektörüne verdiği ağırlık düşünülenin tersine azaltıldı.

Türkiye'de gerek genel olarak makineleşmede gerekse yerli savunma sanayisinde yaratıcı atılımın sönükleşmesinin ilk önemli nedeni, Marshall yardımının başlamasıdır. Bu yardım, ekonomik ve siyasi, fakat daha kuvvetli olarak da manevi bakımdan ulusal bağımsızlığımıza yıkıcı etkilerde bulundu. Yeni doğmakta olan ulusun bağımsızlığını, yaratıcı girişim heyecanını ve kendine güven duygusunu zayıflattı. 1940'ta yapılan ilk tankın motoru dışarıdan getirilmişti. İnşallah 72 yıl sonra yapılan Altay'ın motoru içeride üretilir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları