Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

12 SEÇİMİN HİKÂYESİ (4)

Ordu istedi, Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı seçildi

27 Mayıs 1960''da yapılan, 12 Mart ya da 12 Eylül''e benzer emir-komuta zincirinin egemen olduğu bir askerî darbe değildi.

Darbeyi yapanlar aralarında bazı generaller de olsa çoğunlukla albaylar, yarbaylar, yüzbaşılar ve binbaşılardan oluşuyordu.

Darbenin önde gelen isimleri ülkeyi yönetmek için 38 kişilik Millî Birlik Komitesi''ni kurdular.

Komitenin aldığı ilk kararlardan biri Orgeneral Cemal Gürsel''e, Millî Birlik Komitesi Başkanlığı, Bakanlar Kurulu Başkanlığı ve Devlet Başkanlığı görevlerini birlikte yürütme görevi vermek oldu.

Bir koltuğa üç karpuz sığdıran Gürsel, 24 Haziran 1960''da Meclis''te düzenlenen törenle yemin etti.

Millî Birlik Komitesi üyeleri bir süre sonra aralarında kavgaya tutuştu.

Bugünkü deyimlerle ifade edecek olursak, içlerinde "şahinler" ve "güvercinler" vardı.

"Şahinler", "Demokrasiye geçmekte acele etmeyelim" diyordu. Grubun önde gelen isimlerinden biri Alparslan Türkeş''di. "Güvercinler" ise, "Biz demokrasiye karşı değiliz. DP iktidarının ülkeyi felakete sürüklediğini görerek yönetime el koyduk. Sağlıklı bir seçim yaparak görevi sandıktan çıkacak kişilere devretmeliyiz" görüşünü savunuyordu. Bu görüşte olanları Cemal Gürsel temsil ediyordu.

Sonuçta "güvercinler" baskın çıktı, 13 Kasım 1960 tarihinde "şahinler"i tasfiye etti.

Cemal Gürsel "şahinler"in yanında yer alsaydı, yeni bir anayasanın hazırlanması, seçimlerin yapılması, ülkenin sivil bir yönetime bırakılması herhalde çok daha zor ve sancılı olurdu.

Millî Birlik Komitesi''nin isteği üzerine bir uzmanlar grubuna hazırlatılan 1961 Anayasası 9 Temmuz 1961 tarihinde halk oyuna sunuldu ve yüzde 60.4 oyla kabul edildi.

Anayasa''nın kabulünün ardından 1961 Ekim''inde genel seçim yapıldı.

Bu seçimde CHP 173, 1960 darbesiyle kapatılan DP''nin mirasçısı konumundaki üç partiden Adalet Partisi 158, Yeni Türkiye Partisi 65, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 54 milletvekili kazandı.

İsmet İnönü liderliğinde koalisyon hükümeti kuruldu.

O dönemde şayet darbecilerin korkusu olmasaydı, CHP dışarıda bırakılır, DP geleneğinden gelen partiler aralarında kolayca hükümet kurabilirdi.

Ordu, Devlet Başkanı ve Millî Birlik Komitesi Başkanı Cemal Gürsel''in Meclis tarafından cumhurbaşkanı seçilmesini istiyordu. AP''lilerin bu görev için uygun gördüğü isim ise Prof. Ali Fuat Başgil''di.

Ne var ki Millî Birlik Komitesi''nin sert "telkinler"de bulunduğu Ali Fuat Başgil büyük endişe ve korkuya kapılarak adaylıktan çekildi.

Yapılan seçime 638 milletvekili ve senatör katıldı. Cemal Gürsel birinci turda 434 oy alarak cumhurbaşkanı seçildi.

10 Ekim 1965''te yapılan genel seçimde Süleyman Demirel başkanlığındaki AP, oyların yüzde 53''ünü alarak Meclis''te 240 milletvekilliği kazandı ve tek başına iktidar olmayı başardı. CHP yüzde 29 oyla 134 milletvekili çıkarabildi.

Cemal Gürsel, cumhurbaşkanlığının son döneminde ciddi şekilde hastalandı. ABD''ye götürüldü ama iyileşmesi sağlanamadı. Tekrar Türkiye''ye getirildi. 14 Eylül 1966''da yaşamını yitirdi.

Bugün geriye dönüp bakıldığında Cemal Gürsel''in çok kritik bir dönemde cumhurbaşkanlığı görevini üstlendiğini, askerlerdeki büyük gerilimi azaltmayı, ortamı yumuşatmayı bir ölçüde de olsa başardığını ve sivil yönetime en kısa zamanda geçilmesi yönünde gayret gösterdiğini görüyoruz.

Şayet o da "şahinler"in önerdiği gibi davransaydı Türkiye''nin demokrasiye geçmesi çok zor olabilir, sert bir dikta rejimi altında uzun yıllar geçirilebilirdi.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları