Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

12 seçimin hikâyesi (10) Çankaya'daki yalnız hâkim: Ahmet Necdet Sezer

Süleyman Demirel''in Cumhurbaşkanlığındaki görev süresi 16 Mayıs 2000 tarihinde dolacaktı.

Bu nedenle Çankaya''ya kimin çıkacağı tartışması aylar öncesinden yapılmaya başlandı.

Demirel, aslında yeniden seçilebilmek için can atıyordu.

Ne var ki bu defa karşısında yıllar önce ikna ettiği Erdal İnönü''den çok daha çetin kişiler vardı.

Belki iş sadece hasta ve yorgun Başbakan ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit''i ikna etmeye kalsa bunu başarabilirdi. Ama Ecevit''in yanı sıra koalisyon hükümetinin diğer ortakları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz''ın da ikna olması gerekiyordu.

Sonuçta Demirel''in planı bu defa tutmadı, cumhurbaşkanlığı için yeni bir aday aranmasına başlandı.

Ecevit, Prof. Mehmet Haberal''ın ismini ortaya attıysa da bu isim diğer liderlerce benimsenmedi.

Yılmaz, partisinin milletvekili, yazar Yılmaz Karakoyunlu''yu önerdi ama diğer liderler bu öneriye sıcak bakmadı.

Ecevit''in aklına bu defa Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer geldi.

Sezer, uzun yıllar hâkimlik yaptıktan sonra Yargıtay üyesi olmuş, bu üyeliği sürerken 1988''de Yargıtay Genel Kurulu tarafından önerilen üç isim arasından Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirilmiş, 1998''de de bu mahkemeye başkan seçilmişti.

Ciddi bir hukuk adamı görüntüsü veriyordu.

Toplum ve aydınlar da Sezer''i kabul etmeye hazırdı.

Ve koalisyon ortakları anlaştı, Sezer''in cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklandı.

...

5 Mayıs 2000 tarihinde Meclis''te yapılan seçime 550 milletvekilinden 533''ü katıldı. Bunlardan 330''unun oyuyla Sezer üçüncü turda Cumhurbaşkanı seçildi.

Sezer, yaptığı teşekkür konuşmasında özetle şunları söyledi:

"Kuşku yok ki, egemenliğin asıl kaynağı, kayıtsız ve koşulsuz sahibi Türk ulusudur ve ebediyen öyle olacaktır, öyle kalacaktır. Bunu sağlayan laiklik ilkesi de, dokunulmaz bir kural olarak ödünsüz bir kararlılıkla korunacaktır. Çünkü bireylerin din ve vicdan özgürlüklerinin en iyi korunduğu yönetim biçimi laik, demokratik cumhuriyettir.

Demokrasinin temelini oluşturan laiklik ilkesi olmadan, özgürlükten ve demokrasiden söz edilemez, din kurallarıyla devlet ve toplumsal yaşam düzenlenemez.

 Siyasal yaşamımızın dokusuna çağdaş demokrasiyi, devlet yapımızın dokusuna da hukuk devleti ilkesini yerleştirme görevimizi daha fazla geciktirmemeliyiz.

Kimse hukukun üstünde değildir, hukukun üstünlüğü ilkesi herkesi bağlamalı, Anayasa''nın, yasaların ve hukukun gereği her zaman ve herkese karşı yerine getirilmelidir. En büyük sosyal felaketin, hukuka ve adalete olan güvenin yitirilmesi olduğu unutulmamalıdır."

...

Ekonomik krizin zorlamasıyla 3 Kasım 2002''de yapılan erken seçimde koalisyon hükümetinin üç partisi de (DSP, MHP ve ANAP) barajı aşamadı, Meclis dışında kaldı. Barajı yüzde 34 oyla Ak Parti ve yüzde 19''la CHP aştı. Ak Parti aldığı oy oranının çok üzerinde milletvekili çıkardı.

2002 genel seçimiyle Sezer''in görevi sırasında pek geçinemediği üç lider de Meclis dışı kalmıştı. Ama bu durum Köşk''teki yalnızlığının sürmesini engelleyemedi.

2003, 2004, 2005 ve 2006 yılları Ak Parti Hükümeti ile Sezer arasındaki büyük görüş ayrılıklarına sahne oldu.

Hükümetin, Meclis''teki çoğunluğuna güvenerek ardı ardına çıkardığı kanunlar Çankaya''daki titiz hukuk adamının süzgecinden geçmedi, vetolar vetoları takip etti.

Sezer''in laiklik konusundaki uyarıları ve uygulamaları da hükümetin sinirlerini epey gerdi.

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları