Değerli okuyucularım Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın, AKP'nin kurucularından Faruk Çelik'in ortaya attığı "yüzde 50 artı bir fazla yüzde 40 artı bir olsun" önerisine destek vermesi gündeme bomba gibi düştü. Erdoğan'ın bu öneriye sıcak bakması sonrasında gerek AKP içinden gerekse muhalefetten birçok tepki geldi. Ben bu yazımda bu tepkilerden ziyade Erdoğan'ın iktidardan düşme endişesi ile olumlu yaklaştığı yüzde 40 artı biri yazacağım.
***
Erdoğan'ın yüzde 40 artı bir çıkışı sonrasında elbette İYİ Parti ve CHP sert tepki gösterecekti, ki gösterdi de. Benim tepkilerde esas dikkat çekmek istediğim kişi Mustafa Şentop. AKP'li TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un, "Ben yüzde 50+1'in doğru olduğu kanaatindeyim" ifadeleri adeta Erdoğan'ın yüzde 40 artı bir çıkışına tepki gibi. Şentop'un bu ifadeleri AKP'nin şu anda yeni parti kurulması iddiaları sonrasında ne kadar karışık olduğu göstermesi bakımından dikkatlerden kaçmayacak detaydır.
***
Erdoğan'ın yüzde 40 artı bir çıkışının tek sebebi var: Olası erken seçim veya normal seçimlerde iktidardan düşme kaygısıdır.
***
Erdoğan'ın halk desteği biterken yüzde 40 çıkışı, farklı bir planın da devreye girdiğini gösteriyor. Farklı plan şu: Millet İttifakı'nın parçalamak ve kurulacak yeni parti sonrasında muhalefetin parçalı olarak farklı adaylarla Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmesi.
Parçalı muhalefet adayları ve Cumhur İttifakı'nın tek adayı Erdoğan ile yüzde 40 artı biri de düşünürsek kazananı şimdiden Erdoğan'ın kendisi ilan ediyor. Resmen iktidardan düşecek Erdoğan iktidarda kalmak için bu planı devreye sokmaya çalıştı.
Ayrıca Erdoğan, ilk turda yüzde 50 ile kazanamayacağını gördü. Erdoğan, yüzde 50 artı bir ile gidilen seçimlerin ikinci turunda ise muhalefet birleşirse ben seçilemem diye endişesi olduğunu gösterdi. Ama gerek AKP içinden gerekse muhalefet içinden yüzde 40 artı bire karşı çıkış geri adım attırdı.
***
Gerek muhalefetin gerekse AKP ve Cumhur İttifakı'nın içinden sağduyulu olan kesiminden bir kısmının yüzde 40 artı bire karşı çıkmasının esas nedeni de şudur:
Yüzde 40 artı bir ile seçilen Başkanın dünyanın hiçbir yerinde olmaması ve bununla birlikte bu seçilecek Devlet Başkanının meşruiyeti tartışılır olmasıdır.
***
MEDYA İĞNESİ!
Sözde gazeteci Nagehan Alçı'nın 'katil devlet' çıkışı hâlâ gündemdeki yerini koruyor. Alçı'ya ülkenin her yerinden suç duyurusu gelmeye devam ediyor. Gelmelidir de. Bu gazeteciler bu gücü nereden alıyor sorusu bence esas gündem olması gereken hadisedir.
Siz kalkıp zorlaya zorlaya 7 yıl önceki tweetlerden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hanımefendiye 9 yıl hapis cezası vereceksiniz. Sonra da sözde gazeteci Nagehan Alçı'nın daha 1 hafta önceki TV'de yaptığı konuşmada 'katil devlet' şeklindeki açıkça suç unsuruna yargı olarak tepki vermeyeceksiniz. Canan hanımefendi ile Alçı'nın suçlarının benzerliği devlete karşı işlenmiş olması ve Türk devletini aşağılama suçunun işlendiğinin iddia edilmesidir. Ondan kıyasladım. Hukukçular da ondan kıyaslıyorlar.
Mahkemede yargılanan bir gazeteci yazar büyüğüm telefonda zamanında bana Ali, sosyal medyadan yazdığın ile gazeteden kaleme aldığın veya TV'den söylediğin tüm sözlere basın savcılığı bakıyor ve aynı cezayı kesiyor demişti.
Eee basın savcıları veya ilgili mahkeme Canan hanımefendi ile sözde gazeteci Nagehan Alçı aynı suçu işlemişse Alçı'nın 'katil devlet' çıkışı için neden hâlâ tık yok, gık yok, çıt yok? Sormak hakkımız değil mi?
