Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kamuran ÖZGEN

Kamuran ÖZGEN

TURİZM EKONOMİSİ VE POLİTİKASI

Yoksa ABD bunu hep yapacak

"Barış Pınarı Harekâtı" ile birlikte, kendilerini dünyanın tek sahibi ve yöneticisi olarak gören emperyalist güçlerin nasıl da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarlarını korumak için harekâta başlaması ile birlikte aynı cephede birleştiklerini ve sözde "NATO üyesi müttefik ülkelerin" hiçbirisinin ülkemize destek olmaması, ülkemizi yöneten iradenin daha ciddi ve kalıcı tedbirler alması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.

Suriye'nin Kuzey Hattı'nda sınırımızın dört yüz kilometreden fazla bir kısmında yerleşmiş ve terör üreten unsurlara karşı başlatılan "harekât" sırasında yüzde altmış beş oranında yerli silah ve mühimmatın kullanılıyor olmasını büyük bir gelişme olarak görüyorum. Ama bu gelişme "ekonomik sahada da" gösterilemediği sürece ülkemiz "ekonomik yaptırım tehditlerine" sürekli maruz kalmaya devam edecektir. ABD Başkanı Trump'ın devlet terbiyesinden ve uluslararası diplomasi dilinden uzak yazdığı "terbiyesizce" mektup bunun göstergesi.

ABD başkanlarının bu terbiyesizce ve aşağılayıcı tutumları aslında, ülkelerin "ABD dolarını rezerv para olarak" kullanmalarından ve merkez bankalarındaki en yüksek döviz rezervlerinin ABD doları olmasından kaynaklanıyor. Oysa ki 1972 yılında Fransa devletinin 38 milyar dolar elinde birikmiş nakdi, (ABD'nin 1946 yılında galip devletlerle imzalanan ve uluslararası ticarette ABD dolarının kullanılmasını önerir iken, ABD'nin verdiği taahhüt olan her 35 ABD doları için 1 ons (31 gram) altın ödeme garantisi gereği) altın karşılığı ile değiştirmek istediler, ama ABD 38 milyar doların altın karşılığını vermedi ve bu talepten sonra da nakit dolar karşılığında altın verme garantisini iptal etti.

Bunun anlamı şu; ABD, Merkez Bankası'nda "altın karşılığı olmadan" trilyonlarca dolar basıp dünya piyasasına sürüyor ve biz aslında "altın karşılığı olmayan bir kağıt parçasına" olduğundan fazla değer yüklemesi yapıyoruz. Bunun ortadan kaldırılabilmesi için de acilen Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın özellikle "turizm sektöründe" 12 Ağustos 2016 yılında Rusya'nın St. Petersburg kentinde Sayın Putin ile beraber yapmış olduğu "iki ülke millî paraları ile ticaret yapma" kararının günlük yaşamda da insanlarımız tarafından uygulanıp uygulanmadığının denetim raporlarını istemesi ve bu karara uymayan bürokrat ve bakanların görevlerine son vermesi gerekmektedir.

Kararın açıklandığı dönemde ben de Moskova'da bulunuyordum ve 11 Ağustos 2016 tarihinde Tsargrad TV'de "turizm sektöründe millî paraların kullanımının önemi" ile ilgili bir söyleşi yapıyordum. Orada da söylediğim, "Rusya ve Türkiye birbirlerine mal ve hizmet ihracatı yapan iki ülke olarak neden üçüncü bir ülkenin para birimi olan Dolar'ı kullanıyor?"du. Aynı soruyu Çin ve İran için de ve hatta ticaret yaptığımız diğer bütün ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletebiliriz.

Rusya ile aramızdaki ticaret hacmi yaklaşık 25 milyar Dolar seviyesinde, demek ki bu ödemeleri yaparken yine Dolar bulmak zorunda kalacağız, o zaman Dolar bulmak zorunda kalıp "cari açığın büyümesine" neden olmaktansa, öncelikli olarak "turizm sektöründeki tüm işletmelerin Ruble tahsilatı yapmalarını zorunlu hale getirip, Rusya'ya ödemelerimizi Ruble olarak yapacak Ruble rezervimizi yükseltmemiz gerekiyor."

Bunu Çin parası Yuan için de söyleyebiliriz. Sadece Rusya ve Çin ile aramızdaki ticarette bile millî paraları kullansak, (ödemelerde Dolar bulmaktan kaynaklanan) yıllık cari açığımız yüzde seksen oranında azalmış olacaktır. Bunları bir kez başardıktan sonra, yüzde yetmiş beşi yabancı sermaye tarafından kontrol edilen ve ülkemizde manipülatif işlemlerin odağı olan "Borsa İstanbul"a da bir çekidüzen verilmeli veya kapatılmalıdır. Çünkü bizim gibi ülkelere tüm ekonomik yaptırımlar hep kontrolü başkalarının elinde olan "borsa spekülasyonları" ile yapılmakta. Bu dünyanın gelişmekte olan tüm ülkelerinde aynı yöntem kullanılarak yapılıyor.

ABD başkanlarının bu terbiyesizliklerine bir son vermek için, kesinlikle Dolar'ı rezerv para olmaktan çıkarmamız gerekmekte. Hangi ülke ile ticaretimiz var, millî paralarla ödeme yöntemine geçmemiz halinde, hiç kimse çıkıp haddini bilmez bir şekilde "ülke ekonominizi mahvederim" diyemeyecektir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları