Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

"Yokluk yok, yoksulluk var!"

Başlıkta kullandığım bu cümleyi Türk-İş Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu tarafından hazırlanan Eylül 2022 Açlık ve Yoksulluk sınırı araştırmasının başlığından aldım. Bu son derecede dikkat çekici bir başlık olmuş ve Recep Bey''in bizde market rafları dolu iddiasını da aslında bir güzel özetlemiş, evet bizim ülkemizde market rafları dolu ama bunun sebebi yoksulluk o boyuta varmış ki vatandaş ancak ucu ucuna idare edebiliyor. Halk aşırı yüksek enflasyona ve her şey çok pahalanacak düşüncesine rağmen marketlere hücum edip gelecekteki ihtiyaçlarını önceden satın alarak market raflarını boşaltamıyor. Hatta vatandaşlar tam tersine normal talebi bile ertelemek zorunda kalıyor çünkü yokluk olmasa da yoksulluk var insanların satın alma güçleri feci seviyede düşmüş durumda.

Bu durumu Türk-İş araştırma sonuçları son derecede net bir şekilde ortaya koyuyor, bahse konu bu araştırmanın sonuçlarına göre:

* Mutfak enflasyonu aylık % 5,15 ve son on iki aylık % 130,01 oranında artış gösterdi…

*Açlık sınırı 7.245 tl hesaplandı ve asgari ücretin 1.745 tl üzerinde oldu!

* "Yokluk yok, yoksulluk var!" dört kişilik ailenin yapması gereken toplam harcama (yoksulluk sınırı) 23.600 tl!

* Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 9.470 tl''ye ulaştı!

 

Türk-İş''in araştırmasında bu tablonun sebep ve sonuçları da son derecede net bir şekilde belirtiliyor ve şöyle deniliyor:

"Türk Lirası değer kaybediyor, fiyatlar doludizgin artıyor, alım gücü hızla düşüyor. Sabit gelirliler dengeli, yeterli ve sağlıklı beslenebilmekten bile yoksunluk duyuyorlar. Talepten maliyete ve beklentilere kadar enflasyonun her türlüsü tüm varlık, mal ve hizmet fiyatlarını bozarken, bu geçici yoksunluk ön görülebilir gelecekte kalıcı yoksulluk haline dönüşme tehlikesi barındırıyor.

İnsan önce karnını doyurmak, sonra barınma ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılama ihtiyacı içindedir. Açlık, insani değerleri törpülerken toplumun dengesini sarsar. Yaz henüz biterken gıda fiyatlarındaki bu şiddetli artışın en temel sebebi Türk Lirasındaki özellikle son bir yılda oluşan yüksek değer kaybıdır. Üretimden tedarike girdilerde ithal bağımlılığı yüksek hâle gelmiş olan Türkiye ekonomisi, dünyada enflasyonun yükselmeye başlaması ve başta FED olmak üzere hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkelerin peşi sıra faiz artırımları yoluyla parasal sıkılaşmaya gitmeleri karşısında geleneksel iktisadi öğretiden farklı bir yol izliyor. Bu tavır, yüksek enflasyonist ortamın oluşmasının en önemli nedeni oldu."

Raporda geleneksel iktisadi öğretiden farklı bir yol izleniyor dedikleri elbette Recep Beyin faiz sebep enflasyon sebeptir iddiası uğruna enflasyon bu kadar yüksekken sıkı para ve maliye politikaları izlenmemesi ve faizlerin aşırı negatif seviyeye düşürülmesi. Bunun sonucunda yüzde 20''lerde seyreden enflasyon TÜİK hesaplamalarına göre bile yüzde 80''i aştı ENAG hesaplamalarına göre ise yüzde 180''e ulaştı. Buna hiperenflasyon denmez de ne denir?

İktidar yaratmış olduğu bu acı yoksulluk tablosundan dolayı utanmalıdır…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları