Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Yaz sağanağı

İlkbaharı tamamladık, yaza adım attık, yaz yağmurlarını beklerken zam sağanağı ile karşılaştık. Anlaşılan zam yaparak enflasyonu indirebileceğini düşünen bir takım aklı evveller gene iş başında, fazla mesaide.

1 Haziran ile beraber:

Elektrikte mesken abonelerinin tarifesine yüzde 15, sanayi ve ticarethane abonelerinin tarifesine ise yüzde 25 zam yapıldı.

Yeter mi AKP''nin çokbilmiş iktisatçıları iş başındayken, elbette yetmez. Zamlar durmadı ve doğal gaz fiyatlarına da 1 Haziran itibarıyla zam yapıldı. Konutlarda kullanılan doğal gazın birim fiyatında yüzde 30, elektrik üretimi için kullanılan doğal gazın birim fiyatında yüzde 16, elektrik üretimi dışında kullanılan doğal gazın birim fiyatında ise yüzde 10 artış yapıldı.

Oysa daha Nisan ayında konutlarda kullanılan doğal gaza yüzde 35, elektrik üretiminde kullanılan doğal gaza yüzde 44.30 elektrik üretimi dışında kullanılan doğal gaza ise yüzde 50 zam yapılmıştı

Anlaşılan AKP''nin zam stratejisi kamu kontrolündeki elektrik, akaryakıt ve doğal gaza ZAM yapmak, sonra da esnafı, sanayiciyi, tüccarı, ev sahibini ya da müteahhitleri hedef göstermek üzerine kurulmuş!

Akaryakıt zamları ise zaten otomatiğe bağlanmış, hemen her gece geliyor.

Oysa elektrik fiyatlarına yılbaşında fahiş bir zam yapılmış ve bu yüzden ortalık ayağa kalkmıştı. Zam geri alınmamış ama bir kademelendirmeye gidilmişti.

Hatırlatayım; 1 Haziran 2021 tarihinde motorin 7,31 benzin ise 7,8 Türk Lirası seviyesindeydi, aradan tam bir yıl geçti motorin 24,56 benzin ise 25,12 Türk Lirası seviyesine fırladı.

Akaryakıt fiyatları bir yılda üçe katlamış bulunuyor ve benzer bir artış elektrik enerjisi ve doğal gaz fiyatlarında da gözlemleniyor.

Bir ülkede enerji fiyatları böyle üçe, dörde katlanırken enflasyonun öyle yüzde 70 olması falan mümkün değildir, daha da kötüsü süreç böyle giderse enflasyonun üç haneye tırmanmaması söz konusu bile olmayacaktır.

Enerji, günümüzde üretimin ana girdisidir, her türlü mal ve hizmet üretiminde kullanılan en temel girdidir. Bu girdide oluşacak maliyet artışının tüketici fiyatlarına yansımamasını beklemek ekonomi biliminden haberdar olmamak demektir.

İktidar bir yandan enerji fiyatlarına fahiş zam yaparken diğer taraftan da esnafa, sanayiciye, müteahhide aba altından sopa göstermekte, vergi ve ceza tehditleri savurmaktadır.

İktidarın enflasyon ve hayat pahalılığı üzerine yaptığı açıklamaların tamamı içi boş ve safsata hükmündedir, halk önünde dile getirdikleri şikâyetleri ise timsah gözyaşlarıdır.

Enflasyon ve hayat pahalılığı iktidarın bile isteye uyguladığı enflasyonist politikalar sonucunda ortaya çıkmış bulunmaktadır. İktidar bu enflasyonist politikaları uygulamaktan vazgeçmediği müddetçe de enflasyonun kontrol altına alınması ve düşmesi mümkün olmayacaktır.

Şunun şurasında seçimlere bir sene kalmışken, iktidarın enflasyonu kontrol altına almaya yönelik acı reçete olarak tabir edilen önlemleri devreye alması ise hiçbir şekilde mümkün değildir.

İktidar zamana oynamakta, tüm zaman ve gücünü seçimlerden önce yeni bir kur şoku daha yaşanmaması için harcamaktadır. Fakat görünen o ki bunda da başarılı olamayacaktır.

Erdoğan-Bahçeli ikilisinin Tük halkına dayattığı bu tek adam sistemi ekonomik ve sosyal bir enkazı da peşinden sürükleyerek seçimlere gidecektir.

Eğer Türk vatandaşları akıllarını başlarına devşirmez ve sandıkta bu tek adam rejimini tarihin tozlu sayfalarına gömecek bir tercihte bulunmazsa, bu enflasyonist süreçten dönüş olmayacaktır. 

Demedi demeyin; demokrasinin olmadığı bir ülkede ekonomik başarı sağlanamaz, refah artırılamaz bir sene sonra da sandıktan demokrasi çıkmazsa emin olun bugünümüzü bile mumla ararız...

 

 

 

 

                              

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları