Nüfusumuz 2010 yılından bu yana her yıl ortalama 1 milyon 60 bin kişi artarak son on yılda toplam 10 milyon 600 bin kişi kadar kadar artmış ve 83 milyon 614 bin 362 kişi seviyesine gelmiş bulunuyor.

Yıllık nüfus artışı 2020 yılına kadar hep 1 milyon kişi civarında dolaşmış ve hiç büyük bir sapma göstermemiş. 2020 yılında ise nüfus artışı sadece ve sadece 459.365 kişide kalmış ve şaşırtıcı derecede büyük bir sapma göstermiş. Türkiye'nin nüfus artış hızı da bu yüzden 2019 yılında binde 13,9 iken, 2020 yılında binde 5,5'a düşmüş.

Bu elbette son derecede merak uyandırıcı bir durum, bu durumu gösteren TÜİK verilerini kullanarak hazırlamış olduğum tabloyu aşağıda sizler de görüp inceleyebilirsiniz.

Nüfus artışında 2020 yılında gözlemlenen bu anormal değişimin birkaç nedeni olabilir:

1- Doğum sayıları azalmıştır.

2- Ölüm sayıları artmıştır.

3- Ülkeyi terk eden ve bu suretle ADNK sisteminden çıkan nüfus olmuştur.

Bu nüfus anomalisine yol açan olası sebepleri madde madde inceleyelim:

1- Doğum sayıları azalmıştır.

Bu olasılık gerçekse son derecede vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. Bu durumda vatandaşlarımız geleceklerine, ekonomik, hukuki, sosyal ve siyasal iklime güvenmedikleri için bilinçli olarak evlenmekten ve çocuk yapmaktan vazgeçmişler, ya da şartlar gereği yapamamışlar anlamına gelir.

Malum bugün evlenmek ve çocuk yapmak son derecede yüksek mali külfet gerektiren epeyce pahalı bir iş. Son derecede şiddetli bir ekonomik krizin ortasında insanlar evlilik ve çocuk yapma kararlarını ertelemiş olabilirler. Doğum istatistikleri yayınlanınca bu konuyu tekrar değerlendirebiliriz.

2- Ölüm sayıları artmıştır.

Malum 2020 yılında yüz yıldır görülmemiş şiddette bir salgın yaşandı. Sağlık Bakanlığı gerçek vaka sayılarını ısrarla sakladı, açıklamadı. Açıklamaya karar verdiği zaman ise gerçek vaka sayısının açıklanan vaka sayısının on katından fazla olduğunu hep birlikte gördük. Sağlık Bakanlığı'nı bu açıklamaya yönelten husus İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyelerinin ölüm sayılarını açıklaması oldu. Ölüm sayıları ile ilgili hâlâ tereddütler bulunmaktadır. Bizim ile benzer nüfusa sahip gelişmiş ülkelerde ölüm sayıları bu kadar yüksekken Türkiye'de ölüm sayısının az olmasını beklemek zaten fazlaca iyimser bir davranış olur. Ölüm sayıları açıklandığı zaman gözlemlenen anomalinin sebebi bu başlık mı o da ortaya çıkacak elbette.

3- Ülkeyi terk eden ve bu suretle ADNK sisteminden çıkan nüfus olmuştur.

Ülkemizin nüfusu malum o yıl doğanlar nüfusa eklenip, ölenler çıkarılarak hesaplanıyor. Buna bir de ADNK sistemine kaydı gereken Türk vatandaşlığına geçenler ve çıkanlar ile yabancı uyruklu nüfus kapsamında, referans tarihinde geçerli ikamet veya çalışma iznine sahip kişiler, uluslararası koruma kimlik belgesi gibi ikamet izni yerine geçen kimlik belgesi olan ve referans tarihinde geçerli adres beyanı olan kişiler eklenerek ülke nüfusu her yıl tespit ediliyor. Kurs, turizm, bilimsel araştırma vb. nedenlerle 3 aydan kısa süreli vize veya ikamet iznine sahip yabancılar ile geçici koruma statüsüyle ülkede bulunan Suriyeliler ise nüfusa dâhil edilmiyor.

Bu noktada ekonomik, siyasi yahut da sosyal sebeplerden kaynaklanan radikal bir hareket ortaya çıkmış ve daha önce nüfusa dahil edilen kalabalıkça bir kesim ülkeyi terk etmiş olabilir.

Bu durumda ülkemiz göç vermiş demektir. Suriyeliler nüfusa sayımına dâhil edilmediğine göre kim, neden göç etmiş bu durumun da araştırılması gerekmektedir.

Nüfus ve insan kaynakları hem ekonominin ve hem de ülkenin temel gücüdür, burada ortaya çıkan bir sorunu anlayıp ivedilikle çözmemiz gerekmektedir.

Aslında düşünmek bile istemediğim son bir olasılık ise birilerinin nüfus verilerinde seçim ve seçmen sayılarını etkilemek amacı ile kalem oynatmış olabileceği şüphesidir. Bu olasılığı da dikkatle takip edeceğim...