Faşist diktatör Putin''in Ukrayna''ya karşı Şubat ayında başlattığı saldırı artık üç ayı doldurmuş bulunmaktadır. Putin''in emri ile harekete geçen Rus ölüm makinesi bu üç ay boyunca vatanlarını savunan Ukraynalı askerlere ve bağımsızlık isteyen Ukrayna halkına bombalar yağdırdı. Kadın erkek, yaşlı genç, çoluk çocuk demeden on binlerce insanı katletti, şehirleri, kasabaları, köyleri yaktı yıktı.
Ukrayna direndi teslim olmadı, devasa bir güce sahip olduğu zannedilen Rus ölüm makinesi Ukrayna bataklıklarına saplandı, Ukraynalı yurtseverlerce durduruldu. Oysa Rus saldırısı başladığında hemen herkes Ukrayna direnişinin ezilip geçileceğini, Rus ordusunun üç günde Başkent Kiev''e gireceğini, Devlet Başkanı Zelenski''nin korkup kaçacağını düşünmüş ve iddia etmişti. Düşünülen olmadı, iddialar gerçekleşmedi, sonuçta Ukrayna özgürlüğü için direndi ve çok heybetli görünen Rus ordusunun sadece kâğıttan bir kaplan olduğu ortaya çıktı.
Ukrayna direnince beklenmedik bir şey daha oldu; özgür dünya eşi benzeri görülmedik bir şekilde bir araya geldi ve faşist diktatör Putin''in emperyalist hayallerine hep birlikte dur dediler. Türkiye gibi bazı ülkeler ikircikli bir tutum sergilese, açıkça özgür dünyaya destek olmasa ve yaptırımlara katılmasa da hemen hemen hiçbir ciddi devlet, Rus diktatörü Putin''in yanında yer almaya, onun saldırganlığını onaylamaya cesaret edemedi.
Bu kabul edilemez işgal karşısında Zelenski kararlı durunca Putin''in saldırgan tutumuna karşı özgür dünya Ukrayna direnişine muazzam miktarda maddi manevi destek verdi. Ukrayna direnişinin ihtiyaç duyduğu her türlü savunma ekipmanı, silah ve mühimmat adeta yağdırıldı. Son derecede gelişmiş bu ekipmanların da sayesinde direniş çok güçlendi ve başarılı oldu, beklenmedik ölçüde kayıp veren Ruslar, Ukrayna''ya girdiklerine gireceklerine bin pişman oldular.
Özgür dünya sadece Ukrayna direnişine para, istihbarat, eğitim, silah, mühimmat vermekle de kalmadı Rusya''ya, Rusya''yı yöneten diktatör Putin''e ve avanesine eşi benzeri görülmemiş büyüklük ve genişlikte yaptırım kararları da uygulamaya konuldu.
Özgür dünya bir diktatöre taviz vermenin sonunun olmadığını, bu alçakça işgal hareketi durdurulamazsa arkasının geleceğini bu sefer anlamıştı. Hitler ortaya çıktığı zaman gösterilen basiretsizlikten ders alınmış olmalı ki, aynı hata bu sefer tekrarlanmadı. Büyük bir kararlılıkla dünyayı yakıp yıkmadan Putin''i durdurmaya girişildi.
Ne yazık ki Rusya kendine tanınan şansı kullanamamış demokratik ve özgürlükçü bir ülke olma yerine elinde muazzam miktarda nükleer, kimyasal ve biyolojik kitle imha silahı bulunduran bir diktatörlüğe dönüşmüş bulunmaktadır. Bu durum gezegenimiz ve insan uygarlığı için son derecede tehlikelidir.
Sağduyu sahibi olanlar bir üçüncü dünya savaşına yol açmadan bu saldırganlığı kontrol altına almaya çalışmakta, zaman içinde Rus halkının bu diktatörü devirmesini ve demokratik bir rejim kurmasını ummaktadır.
Bu umut gerçekleşir mi bilmiyoruz ama Putin ve adamları dünyayı tehdit etmeye devam ediyorlar, nükleer tehditten sonra şimdi de yaptırımları kaldırmazsanız dünyayı aç bırakırız tehdidi piyasaya sürülmüş bulunmaktadır.
Ukrayna ve Rusya birçok kalemde çok büyük emtia tedarikçisidir, enerji ve gıda ise elbette bu kalemlerin en başında geliyor. Ukrayna stoklarındaki tahılı ihraç edemez ve tahıl yetiştirmeye devam edemezse gerçekten de çok ciddi bir gıda krizi ortaya çıkacaktır.
Gelen haberlere göre Rusya, Ukrayna''ya abluka uygulamakta, limanlarda yüklü olarak bekleyen gemilerin çıkışına izin vermemektedir. Daha vahim haberler ise tahıl silolarının vurulduğu, tarlaların yakıldığı ve tahıl stoklarının yağmalandığı yönündedir.
Anlaşılan o ki Rusya yaptırımlara cevaben küresel ölçekte bir enerji ve gıda krizi çıkarmaya çalışmaktadır, uyguladıkları strateji bu yöndedir.
Bugün itibariye Rusya yenilmiş, diktatör Putin''in emperyalist hayalleri suya gömülmüş bulunmaktadır ama sürecin uzayacağı hesap edilmeli Putin''in kolayca teslim olup, iktidarı bırakması da beklenmemelidir.
İşte bu yüzden de Türkiye dâhil tüm ülkelerin uzun süreli bir gıda ve enerji krizine hazırlık yapması, vatandaşlarını bu krizin ekonomik ve sosyal etkilerinden koruyacak önlemleri acilen alması gerekmektedir.
