Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Türkiye neden Rusya'ya yaptırım uygulamıyor?

Tüm özgür ve demokratik dünya Hitler''e özenen diktatör Putin''in bağımsız ve demokratik bir ülke olmaya çalışan Ukrayna''ya yönelik saldırısına karşı şiddetli tepki verdi ve Rus diktatörlüğüne çok ağır bir yaptırım uygulaması başlatıldı.

Özgür ve demokratik dünya sınırlarında kabul edilen ülkelerden sadece Türkiye bolca laf üretti ama bu yaptırımlara katılmadı.

Türkiye''nin Rusya''ya yönelik askeri, ekonomik veya siyasi bir yaptırımı olabilir mi? sorusuna AKP Genel Başkanı Erdoğan''ın "İkisinden de vazgeçmemiz mümkün değil. Rusya ile gerek siyasi gerek askeri gerek ekonomik ilişkilerimiz var. Ukrayna ile de aynı şekilde siyasi, askeri, ekonomik ilişkilerimiz var. ''Ukrayna''dan vazgeç'' deseniz vazgeçemeyiz, çünkü ülkemizin buradaki çıkarları çok ileri derecede. ''Rusya''dan vazgeç'' deseniz ondan da vazgeçemeyiz, çünkü onunla da şu anda gerçekten ileri derecede birlikteliklerimiz var. Bizim derdimiz öyle bir adım atalım ki hiçbirinden vazgeçmeden bu işi inşallah çözelim."  Tarzında çıkar odaklı, sade suya tirit kabilinden cevabını zaten herkes biliyor.

Suçlu ile suçsuz, saldırgan ile mağdur, masum ile zalim arasında taraf belirleyemeyen, mazlumun yanında saf tutamayan bir iktidar hiç şüphe yoktur ki zalime hizmet etmektedir.

Faşist diktatör Putin''in "Rusya''nın sınırları yoktur" ve "Ukrayna diye bir ülke bulunmamaktadır" gibi sözlerini dikkate aldığımızda Rus yayılmacılığının ve diktatör Putin''in hırslarının bir sınırının olmadığını görüyoruz.

Bakınız Rusya tarafından Ukrayna''ya yapılan saldırının mazur ve meşru görülebilecek hiç bir tarafı yoktur, açık ve net emperyalist bir saldırı, son kertede gayrimeşru bir işgal hareketidir.

Bu saldırı şimdi engellenemez ve diktatör Putin bu gün durdurulamazsa demedi demeyin tüm Baltık kıyıları, Doğu Avrupa ve Türkistan topun ağzındadır. 90''larda bağımsızlığını kazanan Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Tacikistan, Özbekistan, Ukrayna, Moldova, Gürcistan, Letonya, Litvanya, Estonya tekrar Rus çizmesi altında ezilecek, diktatör Putin''in egemenliği altına girecek demektir.

Bizdeki bazı batı karşıtlarının söylemlerine göre, NATO genişliyormuş muş bu yüzden Rus diktatörü Putin kendini tehdit altında ve Rusya''yı kuşatılmış hissediyormuş muş…

Ne yapsaydık yani, beyim kendini tehdit altında ve kuşatılmış hissetmesin diye tüm özgür dünyayı da onun emrine verip, bir diktatörlüğe mi çevirseydik?

Bizim memlekette kraldan çok kral taraftarı vardır, eminim Rusya''da bile diktatör Putin''e bu kadar gönülden bağlı, onun saldırganlığını meşru ve mazur göstermeye çalışan insan sayısı daha azdır…

Biliyorum 2008 krizinden beri otokrat rejimler yükseliyor bu aslında normal, krizlerde insanlar mucizevi acısız çözümler, kolay yoldan kurtuluş vaat eden kurtarıcılar arar. Bu yüzden her kriz sonrasında popülist otokrat liderler ve rejimler yükselir. Hitler''in yükselişinin de benzer şekilde 29 büyük buhranına bağlı olduğunu hiç unutmamak gerekir.

Hatırlayalım SSCB diktatörlüğünün çöküşünden sonra dünya soğuk savaş geriliminden sıyrıldı, Varşova paktının dağılması ile beraber bir 3. Dünya savaşı tehdidinin ortadan kalktığına inanıldı. Çözülen Doğu Blokundan ayrılan ülkelerin özgür ve demokratik dünyaya entegre olma çabaları, Rusya ve Çin gibi iki dev diktatörlüğün demokratikleşme adımları ve küresel sisteme katılmaları hep daha barışçıl ve demokratik bir dünya kuruluyor umudunu besledi.

Oysa Rusya, demokratikleşmeye ilk ihaneti Stalin iktidarında yapmış, temelde insan hakları ve özgürlüklerini tesis etme iddiası olan sosyalizmi Stalin tarihin gördüğü en katı, saldırgan ve yayılmacı diktatörlüğe dönüştürmüştü. Tüm doğu Avrupa bu dönemde SSCB tarafından işgal edilmiş, Stalin''in çizmeleri ve Rus tanklarının paletleri altında ezilmişti.

Rusya demokrasiye ikinci ihanetini ise Putin iktidarında yaptı! Putin emperyalist Rus Çarlığı hayalleri peşinde koşup, Hitler özentisi bir diktatöre dönüşürken olanca ırkçı saplantıları ile yeni yayılmacı hayallere kapıldı.

NATO işte bu olasılığı gördüğü için kendini feshetmedi, aynı olasılığı gören Ukrayna, Baltık Cumhuriyetleri ve Doğu Avrupa''da kurulmuş bulunan devletler özgürlükçü ve demokratik batı sistemine katılmak, AB üyesi olmak ve NATO''ya katılarak demokratik rejimlerini, bağımsızlık ve özgürlüklerini teminat altına almaya çalıştılar. Tekrar Rus diktatörlüğünün hükmü altına girmek istemediler. Demedi demeyin bu isteği NATO ve batı yayılmacılığı diye takdim etmek açıkça diktatör Putin ile işbirliği yapmaktır…

Türkiye bu noktada yaptırımlara katılmaz ve diktatör Putin''i durdurma gayretlerine omuz vermezse sadece Ukrayna halkının bu onurlu direnişine ihanet etmiş olmaz başta boğazlar bölgesinde olmak üzere Rus tehdidi ile de karşı karşıya kalır. Diktatör Putin''in "Rusya''nın sınırları yoktur" söylemini asla unutmayın…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları