Başbuğ Atatürk!.. Kurucu Cumhurbaşkanı'mız Başbuğ'umuz. Yemediği hakaret küfür kalmamış. Sözde İslamcılar özde İngiliz ajanı işbirlikçisi hainler, Atamı'zın anası bizim de anamız; Zübeyde hanımın namusuna kadar dil uzatmışlar. Vatan hainliğinin de ötesinde alçaklıkta hepsi çukurun dibini boylamış. 7 yıl öncesi tweetlerden 9 yıl hapis çıkartan savcılarımız, kurucu Cumhurbaşkanı'mız Başbuğ Atatürk'e küfür edenleri hapse atmayı bırakın, soruşturma açma gereği bile duymamışlar.
Dilipak diyor ya Atatürk'ü Koruma Kanunu kalksın. Zaten fiiliyatta kalkmış sayın Dilipak, Atatürk'e küfür edenlere hiçbir şey olmuyor. Yazık!..
Yazımın girişinde, aslında yazımın başlığındaki sorunun cevabının ilkini verdim. Kurucu liderimize hakaret küfür edildiği için Türk Milleti Başbuğu Atatürk'üne 29 Ekim ve 10 Kasım'da sahip çıkıyor.
Sadece bu değil. Bir ülke düşünün eşsiz ve gerçek dünya lideri olan kurucusu Atatürk demiş ki:
"Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur (sürekli alkışlar). Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir."
Ülkeyi şeyhlere teslim ettiniz 15 Temmuz'da hain kanlı terör örgütü FETÖ başımıza bomba yağdırdı. İşte Atamı'zın kıymetini; Milletimiz sahte şeyh ve sahtekâr sözde hoca FETÖ'den bombaları yediğinde bildi.
Yetmedi!.. Eşsiz gerçek dünya liderimiz Atatürk, Başkanlık sistemi ile ilgili şunları dedi ve bu sözler 'Atatürk'ün yolu şimdi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir' diyerek bugün Saray rejimine omuz veren MHP işgalcisine de gelsin:
"Amerikan sistemini memleketimizde tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim; sistemsiz ve kanunsuz tarzda, Reisicumhurlukla Başvekaleti birleştirmeyi düşünmedim ve düşünecek adam olmadığım bütün milletçe malumdur zannederim"
Bunları diyen Atamız yine haklı çıkmıştır. Günümüzde Başkanlık bile diyemiyeceğimiz ne üdüğünü anlamakta zorlandığımız sistemi görünce bu sözlerin de haklı olduğunu Atatürk bir kez daha ispatladı.
Başbuğ Atatürk laiklik, milliyetçilik, devrimcilik konusunda 15 Temmuz FETÖ darbesi ve ardından oluşanları, Türk Milleti'ni önceden uyarması bakımından da haklı çıkmıştır.
İşte esasen Türk Milleti'nin Atası'na 29 Ekim ve 10 Kasım'da koşup meydanları veya Anıtkabir'i, Dolmabahçe'yi doldurma sebepleri bunlardır.
