Dahası bu arkadaş ve taifesi sadece Türk Bayrağından değil Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ilk dört maddesi ile milletvekili yemininden de rahatsızmış…
Eh doğrusu zât-ı âlilerine verdiğimiz ve bundan sonra da vermeye devam edeceğimiz rahatsızlıklardan dolayı çok da üzgün olduğumu söyleyemeyeceğim.
Benim üzgün olduğum husus ise Recep Bey''in himmeti ve AKP''nin desteği ile bu kafadaki kişilerin Mustafa Kemal Atatürk''ün önderliğinde kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında boy gösterecek ve kürsüye çıkıp ahkâm kesebilecek olması.
Bakın bu arkadaşlara büyük rahatsızlık veren Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ilk dört maddesi şunlar:
BİRİNCİ KISIM
GENEL ESASLAR
I. Devletin şekli
Madde 1 - Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Cumhuriyetin nitelikleri
Madde 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Devletin bütünlüğü, Resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
Madde 3 - Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara''dır.
Değiştirilemeyecek hükümler
Madde 4 - Anayasanın 1''inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2''nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3''üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Anayasamıza göre Milletvekili andı ise şöyle:
Madde 81 - Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler: "Devletin varlığı ve bağımsızlığını vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim".
Normal bir insanın gerek anayasamızın ilk dört maddesi ve gerekse de milletvekili yemini ile ilgili bir sorun yaşaması beklenemez. Lakin marjinal düşüncede olan bir takım zevat her yerde bulunur, bunlar aka kara, karaya ak demeyi pek severler ve bir çoğu da içlerinde sakladıkları nefret ve öfke ile hareket ederler.
Bu çerçevede HÜDA PAR''ın Türklüğe, Cumhuriyete, Türk devrimlerine ve Atatürk''ün koyduğu kurucu ilkelere düşman olduğu açık. Zaten bunu gizlemiyorlar da çıkıp açık açık söylüyorlar. Dahası Hizbullah terör örgütünün bir terör örgütü olduğunu bile kabul etmiyorlar. Adamlar aslında şeriatla yönetilecek bağımsız bir Kürt devleti isteyen kafadalar.
Burada şunu da söylemek isterim, aslında AKP''de de şeriatla yönetilmek isteyen, Atatürk, Cumhuriyet ve Türk kimliği ile problemli epeyce kalabalık bir damar var. Bunlardan biri olan SADAT''ın kurucusu Adnan Tanrıverdi, Cumhurbaşkanına Başdanışmanlık yapmış ve bu görüşlerini kalabalık toplantılarda ifade etmekten çekinmemişti. Edoğan da Tanrıverdi''ye ciddi bir tepki koymamıştı. Netice olarak bunlar ile HÜDA PAR kafası arasında fazlaca bir fark da yok.
Kısacası birçok AKP''li ile HÜDA PAR''lılar arasında çok ciddi bir sorun ya da görüş ayrılığı yoktur, kardeş kardeş birlikte mutlu mesut yaşayabilirler.
Tuhaf olan Milliyetçi Hareket Partisi gibi tabelasında "Milliyetçi" yazan bir partinin bu kafadaki insanlar ile aynı safta bulunması, birlikte seçim kampanyası yürütmesi ve aynı cumhurbaşkanı adayını desteklemesidir.
Burada görünen odur ki milliyetçilik MHP''de sadece tabelada kalmış, ana siyasetten dışlanmış. Bu yüzden de AKP''ye yamanmak ve Erdoğan''ı desteklemek onlar için tek seçenek olarak görünüyor ki bu son derecede esef verici bir durumdur.
