Turizmde dünya sıralamasında ilk onda olduğumuzla övünür iken, aslında bu sektörü ne kadar da yabancıların inisiyatifine terk ettiğimiz hep saklanıyor. Eski Turizm Bakanlarından olan Sayın Erkan Mumcu'nun bakanlığı dönemine kadar, kendi vatandaşını bir nebzede olsa koruma refleksleri var olan Türkiye Cumhuriyeti bürokrasisi, Erkan Mumcu'nun "açılımları sayesinde" 10 Türk vatandaşı çalıştıran işletmelere 1 yabancı çalıştırma izni veriyor iken, Mumcu döneminde bu oran 5 Türk vatandaşına 1 yabancı çalıştırabilmeye dönüştürüldü.
Oysa ki, turizmin henüz yeni yeni başladığı dönemlerde "yabancıların çalıştırılma esasları" ülkemizde yabancı dil bilen yeterince yetişmiş eleman olmadığı için belli şartlar sağlandığı sürece yabancıların çalıştırılmasına izin edildi. Ne yazık ki, çalıştırılmalarına izin verilen yabancıların "hiçbir diploma veya eğitim seviyelerine bakılmadan", kendi ülkesinde iş bulamayan ne kadar orta zekalı yabancı var ise, turizm sektöründe çalıştırılır oldular.
Ülkemizde her yıl 100 binden fazla turizm eğitimi almış genç mezun oluyor, yüzlerce Anadolu Lisesi ve yabancı dil ile eğitim veren üniversitelerimiz mevcut, yani bundan 30 sene öncesinin "yabancı dil bilen yetişmiş eleman sorunu" artık yok. O zaman acilen "özellikle kendi ülkelerinde hiçbir iş yapamayan, yeteneksiz, hiçbir baltaya sap olamamış, tek özellikleri ana dilleri olan dili konuşmaktan başka bir yetenekleri olmayan, embesil tiplerin ülkemize gelip çalışmalarının önüne engeller koymak gerekli." Bir taraftan milyarlarca Türk Lirası harcayarak yatırım yaptığımız turizm tesisleri, kendi Türk vatandaşlarımızın yerine yabancıların istihdam edildiği alanlara dönüşmesin. Sezonlukta olsa yüzbinlerce insanımızın istihdam imkanlarını yabancılara peşkeş çekmeyelim.
Özellikle Antalya Bölgesi otellerde başlatılan ve hemen bütün Türkiye otellerine dağılan "spa (ılıca, kaplıca) ve masaj merkezi" çılgınlığına bir el atmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Bu otellerdeki bu merkezlere gittiğinizde kendinizi sanki bir "Güney Doğu Asya" ülkesine gitmiş gibi hissediyorsunuz. Neredeyse çalışan bayanların tamamı Asyalı. Birileri çıkıp ülkemizdeki işsizlik sayısında patlama yaşanıyor derken, her nedense turizm sektöründeki bu keşmekeşliği gün yüzüne çıkarmıyorlar.
Kendisi de otelci kökenli olan Sayın Kültür ve Turizm Bakanı bu konulara bir el atsa, turizm sektöründeki istihdam oranları birkaç haftada tavan yapacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın sanıyorum her konuda yeterli "danışmanı" var, ama bence kendilerine her şeyi toz pembe gösteren danışmanlara değil, bütün sektörlerdeki eksiklikleri birebir açıklayacak ve rapor edecek "müfettişlere" daha fazla ihtiyacı var. Turizm sektörü konusunda birileri kesinlikle doğru bilgi vermiyor, emin olduğum konu bu.
* 2020 yılından itibaren Türk vatandaşlarının gasp edilen "sosyal güvenlik haklarının" yeniden geri verilmesi için, tüm yabancı personel çalıştıran turizm işletmelerine sıkı bir denetim getirilmeli.
* Türk vatandaşlarını koruyan; 10 sigortalı Türk vatandaşına karşılık 1 yabancı çalıştırabilme yasası yeniden uygulamaya konulmalı,
* Ülkemizde yeterince İngilizce ve Almanca bilen Türk vatandaşı mevcut, özellikle İngiltere ve Almanya'dan yapılan turizm faaliyetlerinde ve bu ülke vatandaşlarının konakladıkları tesislerde Türk vatandaşlarının istihdam edilme zorunluluğu getirilmeli,
* Kız arkadaşım bahanesi ile yabancıların turizm işletmelerinde tur satışı yapmalarına, barlarda, otellerde, villa kiralama ofislerinde, emlak ofislerinde çalışmalarına bir yasaklama getirilmeli,
* Sosyal medya (facebook vb.) üzerinden ticari faaliyetlerde bulunan, kapalı gruplar kurup insanları yanlış yönlendiren yabancılar hakkında "sınır dışı etme" kararı verilmeli,
* Kayıt dışı villa kiralaması yapan yabancılara, yüksek oranlarda cezalar kesilmeli ve belli bir süreliğine Türkiye'ye giriş yasağı getirilmeli,
* Kendi ülkelerinde en büyük suç sayılan "vergi kaçırma suçunu" işleyen yabancılar, bizde de bu yasa ile dize getirilmeli...
