Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kamuran ÖZGEN

Kamuran ÖZGEN

TURİZM EKONOMİSİ VE POLİTİKASI

Turizm ve Almanya pazarı

Mart 2020 ortalarından bu yana dünyamızı etkisi altına alan koronavirüs salgını etkileri ve devletlerin uygulamalarındaki farklılıkları hemen Hergün TV ekranlarında izledik. Ama dünya salgınlar tarihinin hiçbir döneminde böylesine nerede ise tüm dünya ülkelerinin vatandaşlarının karantinaya sokulduğu bir süreç duyulmamıştı. Büyüklerimizin dediği gibi "her şerde bir hayır vardır" sözü doğruluğunu bir kez daha bu olay ile birlikte kanıtlamış oldu.

Bütün dünya da savunma sistemlerinin görünen düşman unsurlarına göre kurgulanmış olmasından dolayı, göremediğimiz bu düşman karşısında hiçbir teknoloji işe yaramadı ve hatta haberleşme teknolojisi insanların daha da büyük korkulara ve manipülasyonlara uğramasına yardım etti. Yıllar sonra bu olayın arkasındaki gerçeklerde bir şekilde ortaya çıkacaktır ama bugün maddi ve manevi etkilerinin ne kadar büyük sorunlar ortaya çıkaracağını tahmin etmek zor olmasa gerek.

2019 yılında iyi bir sezon geçiren ve turizm tarihinin en çok turistini ağırlayan Türkiye Turizm Sektörü, 2020 yılı projeksiyonlarını çok daha iyimser olarak sunuyordu ama maalesef koronavirüs salgını nedeni ile şu anda turizm sezonunun olup olmayacağı tartışılıyor. Yayınlanan bakanlık tedbirleri incelendiğin de, işletmelerin hem yarı kapasite çalışacak hem de kullanılacak malzemelerin tek kullanımlık malzemeler olması zorunluluğu, özellikle konaklama işletmelerinin zorunluluk olan bu uygulama yöntemleri ile bırakın kar etmeyi zarar edeceklerini gösteriyor, bu nedenle çoğu işletmenin 2020 turizm sezonunda işletmelerini açmama yönünde bir tercih kullanacakları gözlemleniyor.

Konaklama işletmeleri denince akla, özellikle ANAP (Anavatan Partisi) ve Turgut Özal iktidarları döneminde "yap işlet devret modeli" ile yabancı tur operatörlerine 49 yıllığına tahsis edilen denize sıfır hazine arazileri ve buralara yapılan tatil köylerinin işletmecisi olarak, özellikle Almanya'nın en büyük tur operatörü TUİ-AG firmasını görüyoruz. Şirkete koronavirüs salgını sürecinde Almanya devleti tarafından yaklaşık 3.5 milyar Avro gibi büyük bir kredinin sağlanması, aslında şirketin ortakları arasında Almanya'nın en büyük devlet bankası ve firmalarının olmasından kaynaklanıyor.

Yani batmasına göz yumulamayacak kadar büyük, yıllık cirosu 20 milyar Dolar'ın üzerinde ve yaklaşık senede 35 milyon turist üreten bir şirketten bahsediyoruz. Ama yıllardır bu şirkete ülkemizde tahsis edilen alanlarda, ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir yaptırımı söz konusu olamıyor, eğer kendilerine tahsis edilen hazine arazileri üzerindeki işletmeleri, Türk Devleti'nin yararına olacak ticari faaliyetlerde kullanmayacaklar ise, o zaman bu tahsis haklarının yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Hiçbir işletmenin, "buranın ben 49 yıllığına işletmecilik hakkına sahibim, istediğim gibi işletirim" deme lüksü olamaz. Ne yazık ki; Türkiye'ye karşı hasmane tutumlar sergilemekten geri kalmayan Alman politikacılar, vatandaşlarının tatil için gidebilecekleri ülkeleri açıkladıklarında, vaka ve ölüm sayısı oranları ile dünyanın en yüksek oranlarına sahip İtalya ve İspanya, Almanya Hükümeti'nin  onay verdiği ülkeler listesinde olabilir iken, bu kadar hazine arazisi üzerine Alman şirketin tatil köyü yapmasına izin veren Türkiye, bu liste de yok.

Daha önce de sıkça belirttiğim gibi, son salgın olayı bir kez daha gösterdi ki; Turizm sektörüne kesinlikle bir on onbeş yıl yatırım kredisi kesinlikle verilmemelidir. Buraya aktarılması düşünülen krediler Tarım ve Sağlık sektörlerine aktarılmalıdır. İnsanlar salgın durumlarında önce sağlık sonra karnını doyurma derdine düşmektedir. Her şeyin güllük gülistanlık olduğu dönemlerde ancak birebir insanların ülkenize gelmesi ile para kazanabildiğiniz turizm sektörüne bu kadar para yatırmak hiç te akıl karı bir şey değildir.

Turizme "ekonominin lokomotifi" misyonu yüklemek ve ona göre yatırımları teşvik etmek, ülkemizin geleceğine konulan büyük bir dinamit görevi görmektedir. Küresel düzenin yeniden kurgulandığı bir dönem yaşıyoruz ve önümüzdeki süreçlerde koronavirüs salgınına benzer daha birçok salgınların piyasaya sürüleceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Bunların olabileceğini düşünerek, Tarım ve Sağlık sektörümüzü en güçlü hale nasıl getirir ve yeniden kendine yeter bir ülke oluruz onun hesabını yapmamız lazım.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları