Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve çıktığı günden bu yana da, dünyanın birçok bölgesinde görülmeye başlayan koronavirüsü vakaları ciddi bir tehdit olmaya özellikle de sosyal medyadaki bilinçli bilgi kirliliğinden dolayı da olumsuz maddi etkilerinin yanında, insanlar arasındaki manevi etkileri daha da olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Mevcut durumda dünyanın en çok 10 turist çeken 10 ülkesi arasında altıncı konumda bulunan ülkemizin ve buna bağlı olarak konumunu daha da yukarılara çekmek için devlet edenlerin kulaklarına fısıldanan "daha fazla otel yapalım, daha fazla sahil alanlarını turizm yatırımlarına açalım vb." öneriler sonucunda, cari açığın belli bir kısmını kapatma da lokomotif görevi gören turizm sektörü adına yapılan bu fısıltılar, devlet edenlerin kulaklarına hoş geliyor olabilir.
Ama kontrolsüz büyüme bir anlamda kontrolsüz beslenmeye benzetilebileceği için, obez bir turizm sektörü ortaya çıkmaması öncelikli olarak devlet edenlerimizin "arkadaş bir durun bakalım neler olup bitiyor" demesi gerekiyor. Çünkü Çin'deki bu son olay, ülkeler arasındaki ekonomik savaşların artık ahlaki normların dışında bir boyutta yapılacağını gösteriyor. Ülkesinde bir tane bile koronavirüsü vakasına rastlanmayan ABD'nin başkanı Trump'ın geçtiğimiz hafta "koronavirüsüne karşı aşıyı bulduk, bir haftaya kadar piyasaya çıkar" açıklaması, bütün soruların cevabını veriyor aslında.
En tehlikeli silah
Tıbbi anlamda bir aşının bulunabilmesi için öncelikli olarak aşısı bulunan virüse sahip olmak gerekir. Eğer burada ülkesinde bir tane bile koronavirüsü vakası olmayan bir ülke çıkıp aşıyı bulduğunu açıklıyor ise o zaman o virüsün sahibinin de kim olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Turizm gibi hizmet sektörünün en yoğun olduğu bir sektörü batırmak için kullanılabilecek en iyi ve etkin silahın da "virüsler" olduğu bu son Çin olayında kendisini gösterdi.
Devlet edenlere tavsiyem, önümüzdeki yüzyılın en ahlaksız ve adice planlanan "yapay virüsler üreterek salgınlar yaratma planlarında ve savaşlarında", ülkemizi turizm sektörüne daha fazla yatırım yaparak koruyamazsınız. Tavsiyem turizm sektörüne yapılacak yatırımların on yıl durdurulması ve buraya aktarılacak paralarla, büyük laboratuvarlar kurulması ve enfeksiyon hastalıkları ile ilgili dünya seviyesinde merkezlerin kurulması yönündedir.
İlave yatırım
Turizm sektörüne yapılacak her ilave yatırım ilave yatak ve turist bulma çabasını beraberinde getireceği için, ülkemizde ortaya çıkmasa bile turizm pazarı listemizdeki ülkelerde çıkacak bir salgın hemen olumsuz etkilerini bizde de gösterecektir. Turizm sektörüne yapılacak her yatırım bugünden itibaren ülke geleceğine konulan bir dinamit gibi görülmeli ve kaynaklar değişik üretim alanlarına kaydırılmalıdır. Yabancı pazara bağlı olmayan özellikle tarım sektörüne bu kaynaklar aktarılarak ülkemiz 1985 öncesi olduğu gibi, yine gıda üretiminde kendi kendine yeter ülkeler sınıfına yükseltilmelidir.
Virüs savaşları ile birlikte, ülkemizde üretiminde vazgeçilen birçok tarım ürünü yabancı ülkelerden ithal edilir hale gelmiş bulunmakta. Salgınların tarım ürünlerini ithal ettiğimiz ülkelerde ortaya çıkması bu tedarik yöntemini de ortadan kaldıracağı için, önceliğimiz turizm sektörünün arzını büyütmek değil, mevcut seviyelerde tutarak riskleri minimize etmeye çalışmaktan geçmektedir.
