Dikkat ederseniz Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin favori adayı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan birçok vaat, iktidar tarafından kopyalanıp uygulanmaya çalışılıyor.

Bu aslında iktidarın da Kemal Kılıçdaroğlu''nu çok büyük bir dikkatle izlediğinin ve vaatlerini doğru bularak, dikkate aldığının da bir ifadesidir.

Bu durum yeni de başlamadı. İlk olarak Kılıçdaroğlu tarafından yapılan emekli bayram ikramiyesi vaadi iktidar tarafından alınmış, uygulanmış ve emekliler için her dini bayramda 1000 lira ikramiye verilmeye başlanmıştı.

Daha sonra Kemal Bey, KYK borçlarına uygulanan faizi eleştirmiş ve biz iktidar olduğumuzda bu haksız faizin tamamını sileceğiz, gençlerimizi hayata fahiş bir borçla başlatmayacağız vaadinde bulunmuş ve hatta gençlere yönelik olarak "bu borçları sakın ödemeyin biz gelince sileceğiz" diye seslenmişti.

Sonrası malum iktidar bu vaadi de kopyaladı ve hayata geçirdi KYK borçlarının faizini sildi ve geri ödemeyi makul bir taksite bağladı.

En nihayetinde bunların hepsi Kemal Bey''in sayesinde oldu…

Biliyorsunuz Kemal Bey çok uzun bir zamandır aile sigortası getireceğini ve kamuda işe alımlarda mülakatı kaldıracağını vaat ediyordu.

2023 seçimleri için anayasaya aykırı olarak 3. defa aday olan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da aday tanıtım ve seçim vaatlerini açıkladığı toplantıda mülakatı kaldıracağını söyledi.

Açıkça söylemek gerekirse Kılıçdaroğlu''nun gündeme getirdiği "Aile sigortası" projesi ve kamuda mülakatların kaldırılması vaatleri, AKP''nin seçim beyannamesine de konulmuş oldu yani Kılıçdaroğlu AKP seçim beyannamesinin de belirleyici gücü olmuş oldu.

Bunca zamandır mülakatla milyonlarca gencin hakkını yedikten, hukukunu çiğnedikten sonra şimdi kalkıp yeniden seçilirsem mülakatı kaldıracağım demek doğru yolu gördüğünün ama geç kaldığının bir göstergesidir ama bu kadar geç kalan iktidara ancak "hadi uyan da balığa gidelim" denir…

İşte bu demokrasinin gücü budur; halk istiyor, muhalefet dile getiriyor ve iktidar uygulamak zorunda kalıyor.

Aslında bunun bir başka örneği de Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusunda ortaya çıkmıştır. EYT mağdurları örgütlenmiş, haklı taleplerini dile getirmiş, hak hukuk ihlalini ve yapılan adaletsizliği bağıra bağıra anlatmış, muhalefet de bu taleplere sahip çıkmıştı.

Recep Bey 2019''da "Tutturmuş erken emeklilik, İskandinav ülkelerinin çoğu bu yöntemle battı. Niye erken emeklilik, ne zaman emekli olacaksa o zaman olsun. Hak ettiği parayı alsın. Bu hesap yanlış hesaptır, seçim kaybetsek de ben bu işte yokum. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola asla teşvik etmeyin" diye konuşmuştu.

Erdoğan 2018 yılındaki konuşmasında ise gene EYT''lileri hedef almış ve "Biz ekonomide kurtuluş savaşı verdiğimiz dönemde böyle bir yükü ülkemizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı diye soruyorum. Bir tarafta stokçular fırsatçılar türedi, diğer tarafta bunlar türedi. Ne olacak, emekli olacak diğer taraftan başka işte çalışmaya devam edecek. Yani çift dikiş. Böyle bir şey olamaz. Buna hak, adalet denmez. Bugün Batı dünyası yaşta emekliliği tırmandırıyor. 65 yaşın altına eyvallah etmiyor. Niye? Ülkeye maliyetleri çok çok fazla da onun için. Eskiden İskandinav ülkelerinde erken emeklilik olurdu. Şimdi İskandinav ülkeleri bile bunun bedelini ödeyemez duruma düşünce emeklilik yaşını onlar da yukarı doğru tırmandırmaya başladılar." Demişti…

Sonra ne oldu baktı 2023 seçimlerinde pabuç pahalı, sandığa gömülecek 20 yıldır uyguladığı politikalardan vaz geçti emeklilikte yaşa takılanların isteklerinin en azından bir kısmını yerine getirmek zorunda kaldı.

Tamam, iktidarın muhalefeti taklit etmesi dediklerini yapması iyi ve güzel bir gelişmedir ama unutmayın taklitler asla aslının yerini tutamaz…