Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Söz dinlemedi, gitti

Cumartesi sabaha karşı saat üçte yayınlanan bir kararname ile Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'ın görevden alındığını ve yerine Maliye eski Bakanlarından Naci Ağbal'ın atandığını öğrenmiş bulunuyoruz. İşin açığı bu da oldukça tuhaf bir atama olmuş. Naci Bey Maliye Müfettişliğinden geliyor, bilgili biri ve iyi bir maliyeci olabilir, lakin bırakın Merkez Bankacı olmayı bankacı bile değil, Merkez Bankası'nın kapısının önünden bile geçmiş biri değil. Oysa merkez bankaları bankaların bankasıdır, bu makama atanacak kişinin muhakkak ve muhakkak merkez bankacılığı deneyimi olması, bu alanda itibar edilen, güvenilen bir isim olması gerekir.

Piyasalarda hemen bu atama ile Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tamamen yitireceği, sarayın hizmetinde ve tahakkümünde olacağı konuşulmaya başlandı. Hali hazırda zaten çok büyük bir güven bunalımı yaşamakta olan ekonomi yönetiminde, bu atama güven bunalımını daha da derinleştirmekten başka bir iş yaramayacaktır.

Ekonomi biliminin ve piyasanın gerçekleri yerine sarayın ütopik hayallerinin peşinde koşacak bir Merkez Bankası yönetimi hiçbir sorunu çözemeyecek, acil ihtiyaç duyulan güveni sağlayamayacak, sonuçta Türkiye'nin ve Türk Lirasının yaşadığı ekonomik sorunları derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Hatırlatmak isterim ki Erdoğan, önceki Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'yı görev süresinin dolmasına yaklaşık 10 ay kala "laf dinlemiyor, faizleri indirmiyor" diyerek görev süresi bitmeden azletmiş ve yerine söylediklerini yapacağını düşündüğü Murat Uysal'ı atamıştı. İşin açığı Murat Uysal söyleneni önemli miktarda yapmış, talimatı yerine getirmiş ve faizleri önemli miktarda indirmişti.

Kronolojiyi şöyle bir hatırlayacak olursak; Murat Uysal başkanlığında 25 Temmuz 2019'da ilk defa toplanan Para Politikası Kurulu bu toplantıda beklentileri de aşarak 425 baz puanlık bir faiz indirimine gitmiş ve politika faizini 24.00 seviyesinden 19.75'e çekmişti. Bir ay sonraki toplantıda ise 325 baz puanlık bir faiz indirim kararı daha gelmişti. Ekim toplantısında Para Politikası Kurulu indirime devam ederek 250 baz puanla politika faizini yüzde 14'e çekmişti. Ardından aralık ayında 200 baz puanlık faiz indirimi daha yapılmıştı.

İNDİRİM SERİSİ

Murat Uysal, Merkez Bankası Başkanlığı görevine başladıktan sonra yapılan 1200 baz puanlık (12 tam puan) indirim kararlarıyla 2019 yılının dünyada en çok faiz indiren Merkez Bankası Başkanı olmayı başarmıştı.

Murat Uysal'ın başkanlığında indirim serisi 2020 yılında da devam etti. Para Politikası Kurulu politika faizini ocakta yüzde 12'den 11.25'e, şubatta ise 11.25'ten 10.75'e çekmiş, mart ve nisan aylarında ise 100'er baz puanlık iki indirim daha yapılmıştı. Mayısta korona virüsün yarattığı belirsizlik nedeniyle indirimlerin son bulması beklenirken Para Politikası Kurulu 50 baz puanlık indirimle politika faizini yüzde 8.25'e düşürmüştü. Böylece 2020'nin ilk 5 ayında politika faizi 375 baz puan daha düşürülmüştü. Neticeten, Murat Uysal Başkanlığında toplamda 1575 (15,75 puan) indirim yapılmıştı.

Bu radikal faiz indirimlerinin ardından Türk Lirası çok büyük bir hızla değer kaybetmeye başladı. Açılan cari açık ve yükselen enflasyon sebebiyle TCMB bu kez beklentileri aşan bir şekilde Eylül ayında politika faizini 200 puan (2 tam puan) artırarak ve %10.25'e yükseltmek zorunda kalmıştı. Anlaşılan faizlerde yapılan bu son artış Erdoğan'ın "enflasyonun sebebi faizdir" teorisine ters olunca Murat Uysal'a da yol görünmüş oldu.

Uysal'ın göreve başladığı 7 Temmuz 2019 tarihinde Dolar/TL kuru 5.72 seviyesindeyken, görevden alındığı 7 Kasım 2020 itibariyle Dolar/TL kuru 8.51 seviyesine çıkmış bulunuyor. Bu yaklaşık yüzde 50'lik bir artış demektir, faiz indiriminin bedeli bu yüzde ellilik artış olmuştur. Elbette sadece bu değil yakılan 120 milyar dolarlık rezervi de ödenen bedele katmak gerekiyor. Neyse ki "rekabetçi kur" peşindeyiz...

Hazine ve Maliyeden sorumlu damat beyin kurlar ile hiç ilgilenmediğini biliyoruz, lakin kurlar ile ilgilenmeyi düşünen biri var mı onu bilmiyoruz. Sonuçta bu kur artışı fiyatlara yansıyacak ve enflasyonu artıracaktır, bakalım bakalım o zaman hayat pahalılığı ile ilgilenecek biri çıkacak mı?

Bir ekonomi yazarı olarak bu görevde başarılı olabileceğini düşünmesem de Naci Bey'e gene de bol şans diliyorum, umarım beni utandırır; Merkez Bankası'nın bağımsızlığını koruma, kurları ve enflasyonu dizginlemekte başarılı olur.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları