Türkiye''nin çok açık ve net bir demografik istila sorunu yaşadığı artık herkesin malumudur. Konu sık sık Suriyeliler üzerinden gündeme geliyor olsa da sorun kesinlikle sadece Suriyeliler ile sınırlı değildir.
Tabiri caizse memleket Dingo''nun ahırına dönmüş durumdadır, sınırlardan giren çıkan, gelen giden hiçbir şekilde belli değildir.
AKP iktidarının açık sınır politikası Türkiye''yi Asya, Afrika ve Orta Doğu''nun genç, niteliksiz ve işsiz yığınları için çalışabilecekleri ve fırsat buldukları takdirde de çalışmak ve yaşamak üzere Avrupa''ya geçebilecekleri bir insan deposuna çevirmiş bulunmaktadır.
Bu insanların bir kısmı ülkelerindeki iç savaş ya da savaşlardan canlarını kurtarmak için kaçmış olsalar da asıl ağırlıklı hesap kaçak köçek yollardan çalışmak ve bir fırsat yaratarak kapağı Avrupa''ya atabilmektir.
Kendi ülkelerindeki işsizlik ve ekonomik sorunlar karşısında Türkiye, bu insanlar için göreceli olarak olsa bile daha fazla kazanabilecekleri imkânlar sunmaktadır.
AKP''nin ekonomi politikaları hep patrondan veyahut da ağalardan yana olduğu için Türk vatandaşı emekçilerin işine gücüne yabancı kaçak işçileri ortak etmekte, patron ve toprak ağalarına ucuz iş gücü temin etmekte hiç bir sıkıntı görmemektedir.
Memlekete doluşan kayıt dışı kaçak iş gücü vergi ve sigorta ödemeden, herhangi bir güvenceye sahip olmadan son derecede ucuza çalışmakta, ücretler genel seviyesini aşağıya çekmektedir.
Bu işe patronların ses çıkarmaması ve patronlardan yana olan iktidarın herhangi bir yasal takibata girişmemesini anlamak mümkün ve lakin sendikaların bu işe ses çıkarmaması, kıyameti koparmaması asla anlaşılır gibi değildir.
İktidar elin adamını memlekete soksun, milyonlarca kaçak yabancı işçiyi iş gücü piyasasına dâhil etsin, hiçbir güvence ve kayda tabi olmadan ucuza çalışmasına göz yumsun, patronlar bol bol kar etsin ama emekçinin işi gücü elden gitsin, sendikalar suspus otursun böyle bir ülke olabilir mi?
Daha da hayret verici olan ise AKP''nin hâlâ emekçilerin oyunu alabilmesidir durum hakikaten de anlaşılır gibi değildir.
Bakın peşin peşin söyleyeyim şunun şurasına seçimlere yaklaşık bir yıl kaldı, hangi parti kayıt dışı kaçak yabancı işçilerin Türk vatandaşı emekçilerin işini, gücünü, gelirini çalmasına karşı sert bir tavır alırsa emin olun o parti sandıktan galip çıkacaktır.
Bir ülkede savaş ya da iç savaş vardır, o ülke vatandaşları başka bir ülkeye sığınmıştır, sığınmacı kabul eden ülke onları mülteci kamplarında korur, barındırır ve iaşelerini sağlar bu insan haklarının bir gereğidir, anlarım. Fakat hangi ülke ipini koparanın sınırlarından içeri girip kayıt dışı kaçak olarak çalışmasına izin verir, kendi emekçisinin işine gücüne yabancıları ortak eder bunu anlamak mümkün değildir.
Görünen o ki AKP iktidarı bir taraftan ekonomik olarak patronlara ve toprak ağalarına ucuz iş gücü sağlarken diğer taraftan da ülkenin etnik ve dini yapısını canı istediği gibi dizayn etmeye çalışmaktadır.
Bu yabancı istilasının ekonomik olarak yol açtığı sorunlar elbette çok fazladır, öncelikle ücretler genel seviyesini aşağı çekmektedir sonra firmalar arasında rekabet dengesini bozmaktadır. Kanunlardan nizamlardan korkmayan, ucuza kayıt dışı kaçak yabancı işçi çalıştırmaktan çekinmeyen firmalar işçilik maliyetlerini çok aşağılara çekebilmekte ve rekabette büyük avantaj elde etmektedir. Bu firmaların arkalarında ise elbette iktidar var, normal şartlar altında maliye ve sigorta müfettişlerinin bu firmaları denetleyip tespit ettikleri kaçak yabancı işçiler için muazzam miktarda vergi ve sigorta kaçakçılığı cezası yazması gerekirken, yazmamaktadır. Bu noktada doğal olarak yandaşlara bir pozitif ayrımcılık uygulandığına şüphe yoktur.
Fakat asıl büyük sorun ülke sınırlarından içeri girmiş kim olduğu, kaç kişi olduğu ve neye hizmet ettiği belirsiz milyonlardır. Bu durumun yakın gelecekte yaratacağı asayiş sorunları son derecede vahim olacaktır.
Türkiye''de iktidar değişir değişmez sokağa çıkma yasağının da uygulanacağı eski usul bir nüfus sayımı yapılmalı ki en azından memlekette kaç kaçak var, kim bunlar tespit edebilelim.
