Malum son günlerde en önemli gündem maddemiz KPSS sorularının çalınıp çalınmadığı iddiası, bu yönde başlatılan soruşturma, Erdoğan''ın Devlet Denetleme Kurulu''nu harekete geçirmesi ve bu süreçte ÖSYM Başkanı''nın görevden alınması.
Konu aslında göründüğü kadar basit ve sadece ekonomik kazanç elde etmeye yönelik bir yolsuzluk eylemi değildir, konu aydınlanma devrimi ilkeleri etrafında, rasyonel akıl ve bilimsel yöntemin rehberliğinde kurulmuş bulunan Cumhuriyet rejimine ve Cumhuriyet''in temel değerlerine saldırıdır.
Türk devrimleri sonucunda binlerce yıl boyunca hanedanların tekelinde olan egemenlik hak ve özgürlükleri halka geçmiştir. Bu egemenlik devrimi elbette arkaik hanedan iktidarları ile onunla iş birliğinden beslenen tarikat ve cemaatlerin kolay kolay kabullenip sindirebileceği bir olay değildi.
Cumhuriyet devrimlerinin en önemlilerinden biri de eğitim devrimidir, eğitim sistemi baştan sona değiştirilmiş rasyonel aklın ve bilimsel yöntemin temel alındığı yepyeni bir eğitim modeli geliştirilmiştir. Bu eğitim modelinde elbette ki bilim, sanat ve spor eğitimi öncelik taşımaktaydı ve bu modelin temel amacı çağdaş bir toplum için gerekli olan nitelikli insan kaynaklarını oluşturmaktı.
Bugün de bazı çevrelerin dediği gibi iyi eğitimli insanlar arkaik toplum düzenlerine ve bu düzenleri savunanlara oy vermemekte, onların düzenlerine itibar etmemekteydi. Eski düzeni ihya ederek sürdürebilmenin tek yolu eğitimli ve nitelikli çağdaş dünya görüşüne sahip insanların yetişmesini engellemekti. Bu kesimin eğitimden tek muradı dini bilgi ve değerlerin çocuk yaştan başlayarak kitlelere aşılanması, din dışı ve dine aykırı konular ile çocukların kafalarının karıştırılmasının engellenmesiydi.
Tarikat ve cemaatler etrafında örgütlenmiş olan bu kesimin eğitim sistemini deforme etme çabalarındaki temel amaç buydu, kendi ilke ve değerlerine bağlı dindar ve kindar nesiller yetiştirip çağdaş Cumhuriyet değerlerine bağlı kitleler yetişmesini engellemek.
Bu arzu Amerika''nın komünizme karşı başlattığı yeşil kuşak ve benzeri projeler ile de örtüşünce Türk eğitim sistemini yozlaştıracak, çağdaş bilim sanat ve spor eğitiminin yerini tarikat ve cemaatlerin egemen olduğu dini eğitimin alacağı operasyonlar katlanarak arttı.
Bir taraftan eğitimin niteliği böyle aşındırılırken diğer taraftan da müfredat ve eğitim programları ile sinsice oynanarak çağdaş Cumhuriyet ilke ve değerlerine aykırı bir sistem inşa edildi.
Açıkça söylemek gerekirse Türkiye''de birçok cemaat ve tarikat çevresinde örgütlenen kitleler Cumhuriyete düşmandır. Bunlar Cumhuriyeti kâfir devlet, Türkiye''yi de dârü''l-harb ilan etmişlerdir. Dârü''l-harb olarak kabul edilen bir bölgede yapılacak her türlü eylem, yasa ve ahlak dışı olsa bile bu kesimce meşru ve bir harp hilesi olarak nitelenir.
İşte tam da bu düşünce ile tarikat ve cemaatlerin yapılan sınavları eşit hak ve hukuka sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında adil bir tercih aracı olarak değil, kendi mensuplarına avantaj sağlayacak bir araç, bir tür harp hilesi olarak kullanmak istediği açıktır.
Bu yüzden soru çalmak ve benzeri suçlar bu kesimce suç olarak görülmüyor, tam tersine şeriatla yönetilmeyen, şeri padişahlık rejimini yıkarak kurulmuş Cumhuriyet rejimine karşı yapılması gereken bir operasyon olarak kabul görüyor.
Konunun bu temel siyasi boyutu dikkate alınmaz da soru çalmak ekonomik gerekçelerle yapılan basit ve adi bir suç olarak değerlendirilirse çok büyük bir yanılgıya düşmüş oluruz ve bu sorunu çözmekte de başarısız oluruz.
Bu soru çalma sorununun AKP iktidarında patlamış olması da son derecede normaldir, çünkü AKP kadrolarının çok büyük bir kısmını bu tip tarikat ve cemaat mensubu Cumhuriyet karşıtı kitleler oluşturmaktadır. Bu kitlelerin iktidara taşındığı bir sistemde bu tip soru çalınması ya da sınav sistemini baypas edecek mülakat ve benzeri yöntemler ile devlet kadrolarının cumhuriyete düşman tarikat ve cemaatlere peşkeş çekilmesinde şaşıracak bir şey yoktur.
Cumhuriyeti korumak ve yaşatmak istiyorsak elde sineklik sivrisineklerin peşinde koşmakla yetinmemeli, bataklığı kurutacak, sivrisinek yuvalarını dağıtacak, üremelerini engelleyecek köklü önlemleri acilen almalıyız.
