Matematik karmaşık olayları anlamada ve anlamlandırmada çok işlevsel bir yöntemdir, seçimler gibi siyaset ve sosyolojinin konusu olan son derecede kalabalık ve karmaşık kitlelerin ne dediğini ne demediğini, ne yaptığını ne yapmadığını ancak matematik kullanarak anlayabiliriz.

Şimdi elimizde 2023 seçimlerinde vatandaşlarımızın davranışlarını etkileyen son veriler var bu veriler ışığında:

1. Tur Cumhurbaşkanlığı seçim sonucu

Cumhurbaşkanlığı seçiminin her iki turunda tablo böyle oluştu.

Erdoğan'ın ikinci turda yüzdesini arttırmasına rağmen oylarını sadece ve sadece 591 bin 294 adet artırabildiğini görüyoruz. Yani son anda Erdoğan'ın yanına geçen Sinan Oğan'ın getirdiği oy en fazla 600 bin kişiden oluşuyor.

Kılıçdaroğlu'nun ikinci turda yüzdesini arttırmasına rağmen oylarını sadece ve sadece 838 bin 019 adet artırabildiğini görüyoruz. Yani son anda Kılıçdaroğlu'na destek veren Ümit Özdağ ve ATA İttifakı bileşenlerinin getirdiği oy 838 bin kişiden oluşuyor.

Birinci turda muhalefete oy veren seçmenlerin 1 milyon 429 bin 313 kadarı ikinci turda Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında dağılmış.

Oysa ilk turda Oğan ve İnce'ye verilen toplam oy 3 milyon 67 bin 305 adetti yani bu oyun ancak yarısı tekrar oy kullanmış diğer yarısı sandığa gitmemiş.

Bunu da seçime katılım sayısı ve oranındaki düşmeden görüyoruz zaten yaklaşık olarak bir milyon daha az oy kullanılmış ve geçerli oy sayısı bir milyon 637 bin daha az. Anlaşılıyor ki muhalefet, kitlesini sandığa gitmeye ikna edememiş.

Recep Bey'in stratejisi tuttu ilk turda muhalefet bölündü, Meclis çoğunluğunu da Cumhur İttifakı alınca ikinci turda seçmen küstü, sandığa gitmedi ve Erdoğan kazandı.

Fakat işi zor, çünkü kullanılan geçerli oyları değil de toplam seçmen sayısını dikkate aldığımızda Erdoğan sadece %43,18'i temsil ediyor. Erdoğan'a muhalif olan veyahut destek vermeyen nüfus ise %57 ve bu çok büyük bir oran.

Demedi demeyin bu kadar kalabalık bir kitleye rağmen otokrat bir yönetimi sürdürmek imkânsızdır.